KİŞİSEL GELİŞİMİN YAŞI YOK
Kişisel Gelişim Uzmanı ve Eğitim Danışmanı Barış Balcı, kişisel gelişim eğitimlerinin kişinin kendi farkına varmasını, hayattaki önceliklerini belirlemesini, bugününü ve geleceğini daha iyi planlamasını sağladığını söyledi.
Balcı, kişisel gelişimin iş hayatında da büyük avantaj sağladığını kaydetti. Balcı, “Tüm dünya ve ülkemiz hayat boyu öğrenme sürecinin geçerli olduğu teknoloji ve iletişim çağını yaşıyor. Bu dönemde becerilerini geliştirenler, çağa ayak uyduranlar daha hızlı ve daha etkili yol alırken, buna adapte olmakta zorluk çekenler; kriz anlarında ya da bir problemle karşılaştıklarında sorunu aşmakta güçlük çekiyorlar” dedi. Eğitim Danışmanı ve Kişisel Gelişim Uzmanı Barış Balcı, gençlerin yanı sıra orta yaş ve üstü bireylerin kişisel gelişim eğitimlerine ilgisinin her geçen gün arttığını söyledi. İş dünyasında bireysel ve kurumsal olarak; zaman yönetimi, iletişim, hitabet ve sunum teknikleri, diksiyon, liderlik eğitimi, takım çalışması, ekip oluşturma, satış & pazarlama gibi eğitimlere talebin arttığını kaydeden Barış Balcı, mesleki anlamda kendini geliştirenlerin kariyer basamaklarını daha hızlı tırmandığını dile getirdi. Kişinin mesleğiyle, hayatıyla ilgili, becerilerini donanımlarını geliştirmesinin çok önemli olduğunu kaydeden Barış Balcı, “ 50-60 yaşında da olsa kişi kendi becerisini geliştirmek için eğitimlere katılabiliyorlar. 2. üniversitesini okumak isteyen, memuriyette yükselme sınavlarına hazırlanan, yeni bir işe başlamak isteyenler olabiliyor. Öğrenmenin ve kişisel gelişimin yaşı yok” dedi. Barış Balcı şunları söyledi, “Gerek mesleki alanda gerekse sosyal ilişkilerimizin daha sağlıklı olabilmesi için her yaşta öğrenebileceğimiz yeni şeyler var. Hayat boyu öğrenmenin geçerli olduğu çağımızda özellikle mesleki alanda kendini geliştirenler meslektaşlarından bir adım öne çıkıyor. Örneğin bir avukat sunum hitabet ve diksiyon eğitimiyle kendini geliştirirken bir şirket yöneticisi liderlik eğitimi alabiliyor. Bir başkası yabancı dil ya da bilgisayar eğitimiyle kariyerinde kendisine avantaj sağlayabiliyor. İnsan ilişkilerinin yoğun olduğu bir alanda iş yapıyorsa iletişim becerilerini geliştirebiliyor. İş hayatı rekabetçi bir süreç içerisinde. Bazen şirketler kurumsal olarak da çalışanlarının bazı eğitimleri almasını sağlıyor. Şirketlere yönelik; satış pazarlama, liderlik, takım çalışması, ekip oluşturma gibi konularda eğitimler daha sağlıklı organizasyonlar kurmalarına, işlerin daha sağlıklı yürümesine yardımcı oluyor. İş hayatında yenilenmek, gelişmek, değişmek kaçınılmaz. Tabii sadece işletmenin sunacağı eğitimlerle yetinmek doğru değil. Bizim kendi kendimize yapabileceğimiz bir şeyler mutlaka var. İş becerilerimiz ne kadar iyi olursa olsun iletişim becerilerimizin de iyi olması gerekli, İyi iletişim kuramayan asosyal bir kişiyle kimse çalışmak istemiyor. Günlük yaşamın stresi ve koşuşturması içinde bazen kendimizi unuttuğumuz oluyor. Kendimize hatırlatmamız gereken şeyler olabiliyor. Kişisel gelişim eğitimleri kişinin kendi farkına varmasını, hayattaki önceliklerini belirlemesini, bugününü ve geleceğini daha iyi planlamasını sağlıyor. 1 yıl sonra, 5 yıl sonra 10 yıl sonra neler yapacağımızla ilgili öngörülerimiz olması lazım. Güçlü yanlarımız, zayıf yanlarımız neler? Kendimize sorular sormamız gerekiyor. Bizi bekleyen fırsatlar, krizler var mı? Bakmamız lazım. Farkında olmadan büyük bir fırsatı kaçırabiliriz. Varsa hayatta bizi engelleyen şeylerin farkına varmamız ve onlarla mücadele etmemiz de önemli. İletişim, beden dili gibi eğitimler kişinin kendisini diğer insanlardan ayıran özelliklerini fark etmesini, diğer insanlarla ailesiyle çocuğuyla daha iyi bağ kurmasını sağlıyor. Kendini tanıması-bilmesi, kendine yaptığı bu yatırım diğer insanlarla daha uyumlu olmasına yol açıyor. Aslında insanın kendisine katmak istediği her yeni bilgi, hobilerine zaman ayırması da kişisel gelişiminin bir parçası. Bir enstrüman çalmak, spora zaman ayırmak, resim yapmak gibi sanatsal ve sportif faaliyetler kişisel gelişimimize katkı sağlıyor. Bu tür faaliyetler stresimizi atmamızı ve rahatlamamızı, dolayısıyla işimizde daha başarılı olmamızı, hayatta daha mutlu ve keyifli yol almamızı sağlıyor. Ertelediğimiz şeylere daha sonra zamanımız, gücümüz, enerjimiz kalmayabiliyor. İnancımızı ve isteğimizi kaybedebiliyoruz. Bu nedenle hobilerimizi ertelemeyip belirli bir plan ve program dahilinde bunları hayatınızın içine koymanız gerekiyor. Gecikmeden adım atmak çok önemli. Bilgiye ulaşmanın en kolay ve ucuz yolu ise kitap okumak. Kitap okumadan bir kişisel gelişim düşünülemez. Örneğin güzel ve etkili konuşmak için ya da etkili sunum teknikleri için bir eğitim alsanız bile yeterli kelime dağarcığına sahip değilseniz zorlanmanız kaçınılmaz.”