“MİLLİ HASSASİYETLERİMİZ HERŞEYİN ÜSTÜNDEDİR”
Türkiye Kamu Sen Denizli İl Temsilcisi ve Türk Sağlık Sen (TSS) Şube Başkanı Rayif Kurşunoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin bazı akademisyenlere “terör propagandası” üzerinden verilen cezayı bozarak hak ihlali kararı vermesiyle ilgili kararını eleştirdi.

Kurşunoğlu, “Mahkemeler karar verirken toplum vicdanını kanatmamalı. Bu ülkenin evlatları terör örgütünce şehit edilirken bu akademisyenler neden ses çıkarmadı? Türkiye Kamu-Sen’in milli hassasiyetleri herşeyin üstündedir. Bölgede yollardır yaşananlar ortada. Güvenlik güçlerimize yönelik haince saldırılar ortada. Bizim güvenlik güçlerimiz durup dururken mi müdahale etti? Bizim temsilcilerimiz bile orada bir çok sıkıntı yaşadı. Aydınların koşa koşa gidip o bölgede terör örgütünü destekleyen açıklamalar yaptıklarını biliyoruz. Aydınsanız, terör karşı sesinizi yükselteceksiniz, destekler mahiyette olmayacaksınız. Maalesef buna benzer şeyleri çok yaşıyoruz. Meselelere bakarken Türkiye penceresinden bakmak gerekir. Mahallelere hendekler kurulmuş, askerimize kurşun sıkılmış. Ne yapacaktı askerimiz? Temenni ediyoruz, bir daha böyle şeyler, böyle kararlar duymayız. Bu ülkede isteseler de istemeseler de terörün kökü kazınacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
“ÖNEMİ ÇOK YÜKSEKTİR”
Toplu sözleşme süreciyle ilgili yapılan çalışmalara değinen Kurşunoğlu, “Biz 5 milyon insanın sorumluluğu ile o masaya oturacağız. Toplu sözleşmenin ehemmiyeti son derece yüksektir. Toplam 5 milyon, aileleri ile 20 milyon insanın gözü kulağı bu masada. Masada oturuyoruz ama imza yetkisi tek kişide. Bu olmaz. Geçmişte attıkları imzalar ortada. Başka sendikalar masadaysa bu sendikal mücadeleyi güçlü kılar ama bunlar masada sadece kendilerini istiyorlar. Yalan yanlış işler dışarıya aktarılmasın çabasındalar. Biz kanunun ve 420 bin üyemizin gücüyle o masadayız. Gelecek 2 yılı bir kişinin iradesine neden bırakalım? Biz 5 milyon insanın sorumluluğu ile o masada yerimizi alacağız. Taleplerimizi masaya taşıyacağız. Yaşanan ekonomik güçlükleri o masaya yansıtacağız. 10 binden fazla kişinin üzerinde anket yaptık. Ciddi bir alan araştırmasıydı bu. Taleplerimiz adına bize yol gösterdi bu anket. Titiz bir çalışma sonucunda zam oranlarımızı belirledik. Sağlam bir zemin üzerine oturttuk. İstediğimiz herşeyin altı dolu. Gerekçelerimiz çok sağlam. Geçtiğimiz yıl ile bu yıl arasında ekonomik anlamda ciddi farklılıklar var. Seyyanen 600 TL isterken boşa istemedik, ciddi bir kayıp söz konusu, 2020 için yüzde 10+10, enflasyon farkı ve refah payı istedik. Gerçekleşen enflasyon üzerinden bir zam talep ediyoruz. Ücretlerin baştan aşağı güncellenmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“ACİLEN ÇIKARTILMALIDIR”
Toplu sözleşme masasında kamu çalışanlarının çözülmesini beklediği birçok sıkıntının olduğuna işaret eden Kurşunoğlu, şunları söyledi: “3600 ek gösterge meselesi hala gündemde. Vaat edildi ama üzerinden 1 yıl geçti. Bu konuda eylem yapıp, Cumhurbaşkanına mektup yazdık. Ancak hala bu konuda ses yok. Kendisiyle görüşmemizde bunu gerçekleştireceklerini söyledi. Ancak hala bir adım atılmadı, sadece dört meslek gurubu değil tüm kamu çalışanlarını kapsamalı. Bu adım atılırsa nispeten bir rahatlama olacak. Ayrıca ekonomiye bir katkıda sağlayacak bu durum. Çarşıya, pazara cansuyu olacak. Bu toplu sözleşmede sorunları çözelim, sayfalarca olan sorunlar listesi azalsın. Bizim hedefimiz ve talebimiz bu yöndedir. Sorunlar çözülsün biz teşekkür edelim. Vergi dilimleri konusunda mağduriyet çok fazla. Yıllardır bu sorun çözülsün istiyoruz, insanlar sürekli kaybediyor. Sayın Bakan asgari ücrete yüzde 26 zam yaptı, çıtayı yüksek tuttu. Bizim taleplerimizde bu yönde. Sayın Bakanın iyi niyetinden şüphemiz yok. Biz de kendisini çalışanların yanında görüyoruz. Ancak zam pazarlığı yapılırken, ekonomik sorunlar vs. söylemleri duymak istemiyoruz. Sözleşmeli kardeşlerimiz mağdur. 2011 ve 2013 yıllarında kadro verildi. Kadro veriyorsunuz ama sözleşmeli almaya devam ediyorsunuz. Farklı farklı onlarca istihdam türü var, bu olmaz. Gelin bunları düzeltelim. Sözleşmelilere mutlaka artık kadro verilmeli ve bu konu kapanmalı. Masada memurun lehine olan her şeye biz varız. Yetkili konfederasyonun bu noktada atacağı her adımda biz yanlarındayız. Ama memuru satacak, masada bırakacak hiç birşeye biz müsaade etmeyiz. Gizli pazarlıkları deşifre eder, kamuoyunu bilgilendiririz. Bizim yerimiz memurun yanıdır. Biz rüştümüzü ispat etmiş bir konfederasyonuz. Demokratik haklarımızı her zaman kullanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bugüne kadar onlarca eylem ve etkinlik yaptık ama bir kişinin burnu kanamamıştır. Geçmişte arife günü alelacele imzayı atıp müjde diye verdiler. Umarım bu sene de aynı şey olmaz. Çözüm bekleyen yüzlerce sorun var, bunlar o masada konuşulmalı ve çözülmeli. 3 oturumda imza atılmaz. Bu süreç sonuna kadar etkin olarak kullanılmalı. Kamuda ikramiye almayan tek kesim memurlar. Artık memurlar da bayram ikramiyesi almalıdır. Bu konuda derhal germeli adımlar atılmalıdır.”
MESUT GÜLER/ATA NAİL ALTINOLUK