“MİLLİ VİCDANDA YARATTIĞI İZLER SİLİNMEDİ”
Denizli Ülkü Ocakları Başkanı Yaşar Hisarlıoğlu, üzerinden 38 yıl geçmesine rağmen 12 Eylül’ün Milli vicdanda yarattığı izlerin silinmediğini söyledi.
12 Eylül darbesinin 38. Yıldönümü nedeniyle açıklama yapan Ülkü Ocakları Başkanı Yaşar Hisarlıoğlu, “12 Eylül darbesinin 38.yılı içerisindeyiz. Üzerinden 38 yıl geçmesine rağmen bu darbenin acıları henüz kapanmamış, milli vicdanda yarattığı izler silinmemiştir. Bir sağdan bir soldan diye adeta değersizleştirilen insan hayatı bu darbenin halet-i ruhiyesini ortaya koymaktadır. Binlerce insanın yargılandığı, hapishanelere atıldığı, işkencelerden geçirildiği ve idam edildiği kara bir dönemin adı olan 12 Eylül, doğrudan ülkücüleri hedef almış ve tarifi imkânsız yaralar açmıştır. Kukla postallar altında bir nesil yok edilmek istenmiş, kara eylül de geleceğimize ket vurulmaya çalışılmıştır.
Hafızamızdan silemeyeceğimiz tarifsiz acılarımızın kaynağı olan bu kara gün; demokrasinin de, insan haklarının da askıya alındığı, vatanı karşılık beklemeden sevmenin, vatan için millet için gözünü kırpmadan ileri atılanların yargılandığı bir gün olarak tarihe geçmiş, aziz milletimizin zihninde ve yüreğinde travmalara sebebiyet vermiştir” dedi.
“DEVLETİNİ SAVUNANLARIN DARAĞAÇLARINA YÜRÜDÜĞÜ DÖNEM”
O dönemin Ülkücülerinin insanlık dışı işkencelere maruz kaldığını ifade eden Hisarlıoğlu, “Devletine kurşun sıkanlara karşı devletini savunanların da darağaçlarına yürüdüğü bir dönemin adıdır 12 Eylül. Bizim çocuklar denilen kişiliğini emperyalistlere satmış zavallıların yapmış olduğu bu darbe vatanına, milletine karşılıksız sevgi besleyen, bu uğurda gözünü kırpmadan ölüme yürüyen, zindanları taş medreseye çeviren ülkücüleri hedef almış ve yiğitler yiğidi ağabeylerimiz şehadete yürümüştür.
Celladından helallik isteyen, nişanlısına mutluluklar dileyen, “siz hiç evliya gördünüz mü? Ben gördüm” lütfuna mazhar olan bu yiğitler gönüllerimize nakış nakış işlenmiş, yolumuza ışık olmuş, ilham ve inanç kaynağımızın temelini oluşturmuştur. Mustafa Pehlivanoğlu, İsmet Şahin, Fikri Arıkan, Ali Bülent Orkan, Ahmet Kerse, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Halil Esendağ ve Selçuk Duracık ülkücülerin hafızalarından asla silinmeyecek şekilde yüreğimizde yer edinmiştir. Binlerce ülküdaşımız ise yıllarca hapishanelerde kalmış, akla hayale gelmeyecek insanlık dışı işkence yöntemleri ile ülküdaşlarımız sorgulanmış buna rağmen o zindanlar ağabeylerimiz tarafından birer taş medreseye çevrilmiştir. Başbuğumuz Alparslan Türkeş, tüm zulümlere rağmen, müthiş azim ve büyük bir kararlılıkla Türk Milleti’ni hak yoluna, hakikat yoluna çağırmaya devam etmiş; “Yarının Milliyetçi Büyük Türkiye”sini müjdelemiştir” diye konuştu.
“12 EYLÜL’ÜN YARALARI HALA KANIYOR”
12 Eylül’ün yaralarının hala kanadığını kaydeden Hisarlıoğlu, şunları söyledi: “12 Eylül’ün yaratmış olduğu bu yıkım asla unutulmayacak ve milli vicdanda kıyamete kadar mahkûm edilecektir. Bu darbeyi yapanlar maşeri vicdanda müebbete mahkûm edilecek ve sebep oldukları bu travmanın acısı asla dinmeyecektir. 12 Eylül’ün yaraları halâ kanarken, Büyük Türk Milleti böylesi bir rezaletin tekrarına asla müsaade etmeyeceğini 15 Temmuz 2016’da göstermiştir. 12 Eylül’ün zulmünü iliklerine kadar hisseden milletimiz, 15 Temmuz’daki hain darbe girişimini eşisiz bir fedakarlık alt ederek, iradesine ipotek koyulamayacağını “demokrasi ve milli birlik”ten taviz vermeyeceğini haykırmıştır. Kara Eylül’ün karanlığına rağmen milletimizin yarınlarını aydınlatmaya yeminli olan Ülkücü Hareket var oldukça, tüm cihan Türklüğe saldırsa da Türk Milleti teslim alınamayacaktır.Türk Milleti’ne olan sevdamızdan darağaçlarına rağmen dönmedik, dönmeyiz. Al sancağa olan vurgunluğumuzdan işkence altında dahi vaz geçmedik, vaz geçmeyiz. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli beyin önderliğinde vatanımızın bekası, devletimizin baki kalması için bedel ödemekten dün nasıl geri durmadıysak bugün ve yarında hiçbir mücadeleden kaçmayız.Bu vesileyle 12 Eylül zulmünden dolayı şehit olan bütün ağabeylerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık, afiyet diliyoruz. Cenab-ı Haktan Aziz milletimizin böylesi acıları böylesi bir zulmü bir daha yaşatmamasını niyaz ediyoruz. Yaşasın hiçbir güç önünde eğilmeyen kardeşliğimiz, yaşan Büyük Turan Ülkümüz.. Ne Mutlu Türk’üm diyene!”
MESUT GÜLER