MÜLTECİLERİN EVLERİNE GERİ DÖNMELERİNİ SAĞLAYACAĞIZ

Terör örgütleriyle mücadele kararlılıklarının tam olduğunu belirten Özkan; Uluslararası alanda bu çerçevede ortaya konulan çabalara başından itibaren tam destek verdiklerini, ülkemizin, geçtiğimiz yıl başarıyla neticelendirilen Fırat Kalkanı Harekatı’yla Türkiye-Suriye sınırını DEAŞ’tan temizleyerek, yaklaşık 2015 km2’lik bir alanı özgürlüğüne kavuşturduğunu, yerlerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşleri için terörden arındırılmış güvenli bir alan yarattığını ifade etti.

DOST VE KARDEŞ BÖLGE HALKINI TERÖRİSTLERİN BASKI VE ZULMÜNDEN KURTARMAK İSTİYORUZ

Dünyadaki bütün terör örgütlerinin hedefinde olan bir ülke olarak Feto, PYD, YPG, PKK, Deaş adı sanı, duyulmamış tüm terör örgütleri ile mücadele ettiklerini belirten Özkan: “Afrin’ de yaptığımız mücadelenin asli sebebi bölgedeki yoksulluğu ortadan kaldırmak, bölgesel barışı ve istikrarı ve kalıcı olarak Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamaktır. Bunu Fırat kalkanı operasyonu sürecinde neticelerini gördük.  105.000 civarı mültecinin de kendi topraklarına dönmesini sağladık. Bakın Türkiye'de şu anda 3 milyon mülteci var, bu mülteciler Avrupa'ya doğru gidebilir, yürüyebilir. Biz 3 milyon mülteciyi burada barındırırken, AB'nin Türkiye'ye destek vermesi lazım. Bu mülteciler Avrupa'ya bir yürürse Avrupa ne yapacağını şaşırır. Şu anda 100 tane, 500 tane mülteciyi alamamaktadır. Bunun için Avrupa’nın ve tüm dünya ülkelerinin töerörle mücadele konusunda bizlere destek vermeleri daha çok kendi faydalarına olacaktır. Bunları ifade ettikten sonra istikrarsızlık ve yoksulluk terörizmi, terörizm istikrarsızlığı tetikleyen döngüsel bir hareket ortaya koymuştur. Bu bağlamda eğer istikrarsızlığı ortadan kaldırırsak yoksulluk ortadan kalkacak, yoksulluk ortadan kalkarsa terörizm ortadan kalkacak ve bir bütün olarak bölgesel ve küresel istikrar sağlanmasını ve korunmasını inşa etmiş olacağız. Türkiye, ulusal güvenliği için risk ve tehdit oluşturan birçok terör örgütüyle mücadele halindedir. Bu harekatın amacı, ülkemiz sınırlarının güvenliğini sağlamak, Afrin bölgesindeki teröristleri etkisiz hale getirmek ve bu suretle dost ve kardeş bölge halkını teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarmaktır.” diye ifade etti.

TÜRKİYE ULUSAL GÜVENLİĞİ BAKIMINDAN HAYATİ ÖNEM ARZEDEN BU BÖLGEDE, HERHANGİ BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN VARLIĞINA İZİN VERMEYECEKTİR.

Özkan sözlerine şöyle devam etti:

“PYD/YPG, sivilleri canlı kalkan olarak kullanarak sivillerin can güvenliğini umursamadığını göstermiştir. PYD/YPG’nin Hıristiyan Suriyelilere de zulmettiği ortaya çıkmıştır. Dünya Aramiler Konseyi, terör örgütünün Süryani ve Ermeni çocukları Suriye’nin kuzeyinde kaçırarak, baskı ve tehdit altında zorla cepheye sürdüğünü açıklamıştır. Afrin’de teröristler tarafından evlerini terk etmeye zorlanan Araplar, Kürtler ve Türkmenler başlattığımız harekatı desteklemektedir. Nitekim, yerel halkın bir bölümü teröristlerden kurtarılan bölgelerdeki evlerine dönmeye başlamıştır Sivillerin mağdur olmaması için bölgeye kesintisiz insani yardım ulaştırılmaktadır. Ayrıca, olası nüfus hareketlerine karşı İdlip ve Azez’de kamplar kurulmaktadır.”

Bu harekatın, aynı zamanda, Türkiye’nin ulusal güvenliği bakımından hayati önem arzeden bu bölgede, herhangi bir terör örgütünün varlığına ve Suriye halkının iradesi hilafına seyredecek tek taraflı gündemlere rıza göstermeyeceğinin de somut bir göstergesi olduğunu belirten Özkan: “Türkiye, Suriye’de halkın iradesini yansıtacak, ülkede gerçek bir siyasi değişimi başlatacak ve ülkeye barış, istikrar ve güvenliği getirecek bir geçiş sürecinin hayata geçirilmesi yolundaki gayretlere verdiği desteği sürdürecektir” diyerek sözlerine son verdi.

HABER MERKEZİ