MÜZAKERE EDİLMEYEN BİR TOPLU SÖZLEŞME MASASI OLMAZ

Türk Eğitim Sen (TES) Denizli Şube Başkanı Hükümetle yapılan ve anlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme görüşme sürecini değerlendirdi.

“Biz sürekli olarak masanın verimli ve işlevsel olması yönünde görüş bildirdik. Ancak bu noktada ne yazık ki bir adım atılmadı” diyen TES Şube Başkanı Erdoğan, “İşin açıkçası böyle bir toplu sözleşme olmaz” dedi. Erdoğan, “Milyonlarca insanı ilgilendiren bir sürecin içindeyiz. Bizim açımızdan önemli ve değerli bir süreç. Ciddi bir hazırlık yaptık, alanda, şube ve teşkilatlarımızla çalıştık ve hazırlandık. Biz sürekli olarak masanın verimli ve işlevsel olması yönünde görüş bildirdik. Ancak bu noktada ne yazık ki bir adım atılmadı. Sadece mali konular değil diğer başlıkları da görüşerek çözüm noktasında adımlar atılması gerektiğini belirttik ama masadan bu konular hep kaçırıldı. İşin açıkçası böyle bir toplu sözleşme olmaz. İtiraz ve taleplerimiz ne hükümet tarafından ne de yetkili konfederasyon tarafından destek gördü. Şimdi çıkmış, “20 günlük süreye 2 gün daha ekleyelim” diyor, 20 günde çözmediğin hangi konuyu 2 günde çözeceksin? Keşke uyarılarımız dikkate alınsaydı. Ciddi beklentileri vardı kamu çalışanlarının ama ne yazık ki masaya dahi getirmediler. Masada konuşmayıp dışarıda hamaset yapmamın anlamı yok” dedi.  

“GECE YARISI GÖRÜŞME YAPMANIN ANLAMI NEDİR?”

Hükümetin teklif ettiği rakamların müzakere edilecek bir tarafının olmadığını belirten Erdoğan,   “Hangi gerekçeyle bu rakamları verdiler açıklasınlar. Kendi hedef enflasyon oranlarının bile altında zam oranı teklif ediyor. Bunu kabul etmek mümkün değil” dedi. Erdoğan,  “Bizim mali taleplerimizin ayakları yere sağlam basmaktadır. Kayıplarımız telafi edilsin dedik. Bunu isterken yaşanan erimeleri ve kayıpları hesaplayarak istedik. Biz hedef enflasyon üzerinden bir oranı kabul etmedik hiçbir zaman. Gerçekleşen enflasyon bizim için önemlidir. Bu ülkede 2002 yılına kadar uygulanan refah payı uygulaması vardı, şimdi neden uygulanmıyor? Biz yeniden bunu istiyoruz. İstediğimiz her rakamın bir dayanağı var. Hesap kitap yaparak masaya oturduk. Ayrıca şunu da ifade etmek isterim, bizim istediğimiz bütün rakamları dahi verse hükümet tarafı memurların  maaşları şu anki yoksulluk sınırının altında kalıyor. Bu rakamlar ortadayken hükümet yeterli bir değerlendirme yapmamış ve oldukça düşük oranlarda bir teklif yapmıştır. Bu rakamların müzakere edilecek bir tarafı yok. Hangi gerekçeyle bu rakamları verdiler açıklasınlar. Kendi hedef enflasyon oranlarının bile altında zam oranı teklif ediyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Rakamlar revize edildi ama bu bile yetersizdir. Tabi revize edilirken gece yarısı yapılan görüşmenin anlamı nedir sormak isterim? Acaba bir gün sonra Türkiye Kamu-Sen olarak bizim yapacağımız eylemin bu rakamları etkilediği algısından korktukları için mi gece yarısı bir görüşme gerçekleşti. Biz bu masanın üyesiyiz, neden çağrılmadık? Sayın Bakan ve yetkili konfederasyon başkanının kapalı kapılar ardındaki görüşmesinin anlamı nedir? Bu doğru bir yaklaşım değil.  Bugün çıkmış eylem yapıyorlar. Sendikacılığın asgari bir gereği vardır. Böyle iş bırakma eylemi olmaz. İş bırakacaksanız biz size açık çek verdik, “Yarım gün, tam gün birlikte iş bırakalım” dedik. Biz memurun lehine olan hiçbir şey de desteğimizi esirgemeyiz. Dostlar alışverişte görsün gibi bir yaklaşımla bunlar olmaz” diye konuştu. 

“CAN ALICI MADDELER NEDEN MASADAN KAÇIRILDI?”

Milyonlarca insanın beklediği can alıcı maddelerin tüm ısrarlarına rağmen konuşulmadığını belirten Erdoğan,  “Kimse kusura bakmasın ama bunun adına toplu sözleşme denilemez, biz memurlarımızla oturup karşılıklı müzakere ediyoruz diyemezsiniz. Zamların dışında çalışanların bir çok talebi vardı, biz bunları ısrarla masaya taşıdık ama yetkili konfederasyon ve hükümet tarafından bir adım atılmadı. Bizim çabamız “Masa işlesin” yönünde idi. Bu masa daha işletilebilirdi ama olmadı. Aile yardımı ne oldu? Çocuk yardımı ne oldu? Ek ders ücretleri ne kadar artacak? Sağlık çalışanlarının döner sermayeleri için hangi çözüm üretildi? Fazla çalışma ücreti ne kadar olacak? Bunlar konuşulmadı. Tüm gelirlerin emekliliğe dahil edilmesi, vergi dilimleri, sözleşmelilere kadro, yardımcı hizmetlilerin durumu, ek gösterge meselesi, bayram ikramiyesi, vekil, fahri adı altında yapılan istihdam politikaları, yönetici atama sistemi, mülakat, belediyelerde çalışanların alamadıkları maaşları…Bunlar can alıcı maddeler ama tüm ısrarlarımıza rağmen konuşulmadı. Bu masada olumlu ya da olumsuz bir sonuca ulaşabilmeliydik. Bunlar üzerinde eğer oturup konuşup kararlar alabilseydik, bezim bir teklifimiz oldu masada, “Karar altına aldığımız başlıklardan oluşan bir memur paketi hazırlayalım ve 1 Ekim’de TBMM açıldıktan sonra bu paketi hayata geçirelim” dedik.  Ancak bu konuların hiçbiri ısrarla bir kez daha ifade ediyorum yeterince destek görmedi. Kimse kusura bakmasın ama bunun adına toplu sözleşme denilemez, biz memurlarımızla oturup karşılıklı müzakere ediyoruz diyemezsiniz. Bizim tek hedefimiz memurlarımızın iş yerlerindeki motivasyonu artsın, mutlu çalışsınlar, hayat standartları yükselsin yönündedir ama bunu isterken de ülkemizin mali dengelerini vs. alt üst edecek bir durumda değiliz, herkes Türkiye Kamu-Sen’in vatan ve millet sevdasını gayet iyi bilir” dedi.

MESUT GÜLER/ATA NAİL ALTINOLUK