ÖZCAN’DAN SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİNE DESTEK

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Av. Gülay Özcan’dan sosyal medya düzenlemesi ile ilgili kanun teklifine destek geldi.

MHP’li Özcan,  kanun teklifinin yasalaşmasıyla birlikte sosyal medyada  insan onurunun korunacağını ve özel hayatın gizliliğine saygı duyulacağını söyledi. İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini değerlendiren Özcan, “ Sosyal ağ platformlarında üretilen içerikler, kontrolsüz ve yaygın bir şekilde kişi haklarını, özel hayatın gizliliğini, genel ahlakı, aile düzenini derin şekilde yaralamakta, bu mecralarda itibar suikastları yapılmaktadır. Terör örgütleri, haberleşme, talimat verme, istihbarat, karartma, tehdit gibi örgütsel faaliyetlerini klavyenin arkasına saklanarak bu ağlardan devam ettirmekte olup sosyal medyayı propaganda vasıtalarına dönüştürmüşlerdir. Milli güvenliğimize karşı yapılan yıkıcı ve bölücü faaliyetler, haberleşme hürriyeti adı altında maskelenmektedir. Genel ahlakı ve aile düzenini yıkmaya odaklanmış mihraklar, gençleri uyuşturucu ve uyarıcı maddelere özendirmekte, intihara teşvik etmekte, cinsel istismar, pedofili gibi sapıklıkları meşru göstermekte, sapkın cinsel yönelimler ve tercihleri özendirmekte, toplumu temelden çürüterek kültürel değerlerimizi derinden yaralamaktadır. Güçlü bir iletişim aracı olan sosyal medyada, bir haberle veya bir tuşa basmakla milyonlar etkilenmekte, toplumlar, bir takım odakların istediği gibi kin ve düşmanlığa sürüklenmektedir” dedi.

“DENETİM MEKANİZMASI YOK”

Sosyal medya alanında herhangi bir denetim mekanizmasının bulunmasını ifade eden Özcan,  “Genç kuşaklar beklentilerini, coşkularını, fikirlerini, beğenilerini bu mecralarda dile getirmekte olup sosyal medyayı hayatlarının ayrılmaz parçasına dönüştürmüştür. Son derece hayati öneme haiz bu alanda maalesef herhangi bir denetim mekanizması yoktur. Dünyada milyarlarca, Ülkemizde milyonlarca sahte sosyal medya hesabı bulunmaktadır. Bu hesaplar üzerinden her türlü saldırı yapılmaktadır. Sosyal medya platformları ise bu olaylara duyarsız kalmakta, adeta dokunulmazlık sağlamaktadır. partileri bu yasal düzenlemeye karşı her türlü imkânı kullanarak sonuna kadar direneceklerini açıkladılar. Devleti kuran Türk Milliyetçiliği fikir sistemine karşı, siyasal Kürtçülükte birleşen muhalefetin, kanun teklifine karşı gösterdikleri reaksiyon, savruldukları yer, meşrep ve mensubiyet taassubu, kendilerini Türk Milletinin değerlerine yabancılaştırmış, doğrudan, adaletten ve hakikatten koparmıştır. Yasa koyucu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik bu soysuz ve ahlaksız faaliyetlere karşı seyirci kalamazdı, kalmamıştır. Anayasa’ya göre, temel hak ve hürriyetler dahi kötüye kullanıldığı zaman Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak Kanunla sınırlanabilir. Kaldı ki muhalefetin iddia ettiği gibi, kanun teklifinin temel hakları kısıtlayıcı bir yanı da yoktur. Mevcut mevzuatlar sorunları çözmekte yetersiz kalmaktadır. Dünya, yeni bir hukuk inşa etmeye çalışıyor. Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkelerde bu düzenlemeler bizden önce yapılmıştır. İngiltere’de içerikler üzerinde denetimin artırılması, bir kız çocuğunun şiddet içeren görüntüleri izlemesiyle yaşamına son vermesi olayının ardından yapılmıştır. Almanya’da NetzDG adıyla yapılan düzenleme 2018 yılında yürürlüğe girmiş, ihlal edilmesi, uyulmaması hallerinde 50 milyon Euro’ya kadar para cezası getirilmiştir” diye konuştu. 

“DEVLETLER TOPLUMU KORUMAK ZORUNDA”

Sosyal medya ile ilgili kanun teklifinin yasalaşmasıyla birlikte sosyal medyanın ıslah edileceğini belirten Özcan, “Devletler, internetteki kontrolsüz içerikleri denetleyerek toplumu korumak zorundadır. Yaygınlığı ve uluslararası ağ oluşturması sebebiyle bu yapıların hukuk içinde kalmalarını sağlamanın zorluğu, bir hukuk devletini çaresizliğe sürükleyemez. İnsanlar Twitter üzerinden tartışmakta, Facebook üzerinden sohbet etmekte, İnstagram üzerinden sosyal hayatlarını sürdürmektedir. Sosyal ağ sağlayıcılarının şu ana kadar Ülkemizde hukuki ve mali temsilcisi bulunmamakta, hakları saldırıya uğrayan kişiler, müracaat edeceği veya cevap alacağı bir mercii bulamamaktadır. Bu şirketler, Ülkemizdeki kullanıcılar sırtından milyarlarca lira kazanmakta ve Ülkemize 1 TL dahi vergi ödememektedir. Türkiye’de bir milyondan fazla kullanıcısı olan yurt dışı sosyal ağ sağlayıcıları, kanunun yürürlüğe girmesiyle, müracaat edilecek, tebliğ ve talepleri alacak en az bir kişiyi temsilci olarak BTK’ya (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) bildirmek zorundadır. Bu şirketler, içeriğin kaldırılmasına, erişimin engellenmesine yönelik başvurulara 48 saat içinde cevap vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük yerine getirilmez ise yurt dışı sosyal ağ sağlayıcılarına 10 milyon TL’ye kadar para cezası verilebilecektir. Reklam yasağının ihlali durumunda da bant genişliği kademeli olarak daraltılacaktır. Kanuna karşı çıkanlar, şirketlerin Ülkemizde ofis açması halinde, Sulh Ceza Mahkemesi kararlarının çok çabuk, sorgusuz ve sualsiz uygulanacağını, bant genişliğine getirilecek daraltma ile sosyal ağın kullanılmaz hale geleceğini, birçok siyasinin, muhalifin hesaplarının kapatılacağını, denetim ve gözetimin sıklaşacağını ileri sürmektedir. Bu iddialarla beraber, sosyal ağ platformlarındaki şirketlerin düzenlemeyi reddetmelerini ve Türkiye’ye gelmemelerini öğütlemekte, kontrolsüzlüğün devamını arzu etmekte, meşru ve yasal bu düzenlemeden yarasanın ışıktan kaçtığı gibi kaçmaktadırlar. Erişim engeli koyulan platformlara, yasaklı sitelere VPN (sanal özel ağ) üzerinden de erişimin önlenmesi için yeni ve köklü tedbirler alınmalı, uluslararası işbirliği geliştirilmelidir. Söz konusu platformlar, topluma haber ulaştırmaktan ziyade, kullanıcı sayısını artırmak uğruna kendilerini hiçbir disipline bağlı görmemektedir. İnternet ve sosyal medya mecralarının Türkiye’de hukuki ve mali muhataplık tesis etmeleri için bu yasal düzenleme yapılmaktadır. Cumhur İttifakı, sosyal medya bataklığını ıslah edecek, sosyal medyada da insanın onuru korunacak, özel hayatın gizliliğine saygı duyulacak, lekelenmeme hakkı gözetilecektir” ifadelerini kullandı.

MESUT GÜLER