PAÜ HİZMET MODELLERİNİ ÇEŞİTLENDİRDİ
Pamukkale Üniversitesi’nin yürütücü kurum olduğu “Diabetes Mellitus Tanılı Bireylerde Öksürme Kuvvetinin, Solunum Kas Kuvveti, Periferik Kas Kuvveti ve Fiziksel Aktivite Düzeyi ile İlişkisi: Kontrollü Çalışma” adlı TÜBİTAK projesi tamamlandı.
Proje ile insan odaklı sosyal politikalar çerçevesinde sosyal hizmet modellerinin çeşitlendirilmesine ve yaygınlaştırılmasına katkı sağlanması amaçlandı. Pamukkale Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Çetişli Korkmaz’ın yürütücü, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi Öğretim Elemanı Uzm. Fzt. Ayşenur Yılmaz, Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Semin Fenkçi ve Uzm. Dr. Halil Yılmaz ile Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksel Altınışık Ergur’un araştırmacı olarak, Fzt. Esra Yılmaz bursiyer ve Uzm. Fzt. Betül Söylemez gönüllü araştırmacı olarak görev aldığı proje TÜBİTAK tarafından 1002 – Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye layık görülmüştü. “Diabetes Mellitus Tanılı Bireylerde Öksürme Kuvvetinin, Solunum Kas Kuvveti, Periferik Kas Kuvveti ve Fiziksel Aktivite Düzeyi ile İlişkisi: Kontrollü Çalışma” başlıklı projede insan odaklı sosyal politikalar çerçevesinde sosyal hizmet modellerinin çeşitlendirilmesine ve yaygınlaştırılmasına katkı sağlanması amaçlandı. Yürütülen proje ile ilgili proje ekibinden Uzm. Fzt. Ayşenur Yılmaz; Tip 2 Diabetes Mellitus (DM) tanılı bireylerin verilerinin yaş ve cinsiyeti aynı olan sağlıklı bireyler ile karşılaştırılmasında öksürme kuvveti, solunum kas kuvveti, periferik kas kuvveti ve fiziksel aktivite düzeyleri açısından önemli derecede daha kötü olduğunun saptandığını ve bunun yanı sıra öksürme kuvvetinin incelenen tüm diğer parametrelerle ilişkili olduğunun kaydedildiğini belirtti. Uzm. Dr. Halil Yılmaz ise Tip 2 DM’de öksürme kuvveti, solunum kas kuvveti ve periferik kas kuvvetindeki etkilenim düzeylerine yönelik erken dönemden itibaren takiplerin ve müdahalelerin yapılmasının önem arz ettiğini; çünkü DM solunum kas kuvveti, periferik kas kuvveti ve fiziksel aktivite üzerinde olumsuz etkilere yol açabildiğini vurguladı. Prof. Dr. M. Semin Fenkçi, bu proje sonuçlarının Tip 2 DM tanılı bireylerin gerek kronik hastalığın fizyolojik etkileri gerek obezite gerekse aktivite azlığına bağlı zamanla solunum problemleri yaşadıkları ve öksürme kuvvetleriyle periferik kas kuvvetlerinin de etkilendiğini gösterdiğini belirtti. Bunun yanı sıra Tip 2 DM’li bireylerde solunum probleminin ve öksürme kuvveti zayıflığının erken teşhis edilmesine ve mevcudiyeti ile ilgili elde ettikleri sonuçların bu alanda çalışan hem uzman doktorların hem fizyoterapistlerin hem de Tip 2 DM tanılı bireylerin farkındalığının artırılmasına katkıda bulunacağının altını çizdi. Bu farkındalık aynı diyabetik ayak bakımı gibi hastaya verilecek kısa süreli iyileştirici uygulamanın bu hastalarda sık görülen mortalite ve morbilite nedeni olan akciğer enfeksiyonlarının azaltılmasında katkıda bulunacağını ifade etti. Öksürme kuvvetinin inspiratuvar kas kuvveti başta olmak üzere solunum kas kuvveti ile ilişkisini ortaya koymada ucuz, taşınabilir ve temini kolay bir cihaz olan PEF metre kullanılarak klinikte hızlı bir değerlendirme yapılabildiğini ekleyen Prof. Dr. Göksel Altınışık Ergur, COVID-19 pandemi sürecinde olduğu gibi DM’li bireylerin yaşayabileceği göğüs hastalıklarına yönelik problemlerin önüne geçmek için DM’li bireylerin öksürme ve solunum kas kuvvetini artırmaya yönelik yaklaşımların tanı konulduğu andan itibaren uygulanmasının önemli olduğunu vurguladı. Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Nilüfer Çetişli Korkmaz da tamamlanan proje hakkında; Tip 2 DM’li bireylerde birbiriyle sıkı ilişkisi olan öksürme kuvveti, solunum kas kuvveti, periferik kas kuvveti ve fiziksel aktivite düzeyine yönelik erken dönemden itibaren alınabilecek koruyucu yaklaşımlar ve sıkı takipler ile sadece bireyin DM ile mücadelesine yardımcı olunmakla kalmayıp, bireyin yaşam kalitesinin artırılmasının yanı sıra hem bireyin ve hem de ülke sağlık ekonomimizdeki harcamaların azaltılmasına katkı sağlanabileceğini vurguladı. Proje ekibi olarak ortaya çıkarttıkları sonuç hakkında Prof. Dr. Nilüfer Çetişli Korkmaz şunları aktardı: “Projemizin insan odaklı sosyal politikalar çerçevesinde sosyal hizmet modellerinin çeşitlendirilmesine adım atılmış olduğunu ve yaygınlaştırılmasına katkı sağlanacağına inanıyoruz. TÜBİTAK tarafından 1002 – Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye layık görülen bu projemiz ile toplum temelli hizmetlerin yaygınlaştırılmasına ve topluma kaliteli hizmet sunulmasına da imkân sağlamış olmanın mutluluğunu yaşamaktayız.”