SOL PARTİ: İKTİDARIN ANAYASA OYUNUNU TOPDAN REDDETMELİYİZ

Sol Parti Denizli İl Başkanlığı, Anayasa tartışmalarına ilişkin bir mektup yayınladı.

Anayasaların toplumsal sözleşmeler olduğunu, rejimin değerlerini, kurallarını, yönelimlerini yansıtmak açısından büyük önem taşıdığını belirtilen mektupta, “Geniş toplumsal kesimlerin uzlaşmasına dayandıkları, o toplumu daha demokratik, daha özgürlükçü, daha eşitlikçi yönde değiştirme potansiyeli taşıdıkları ölçüde halkın, emekçi kesimlerin desteğini de alırlar” denildi. Sol Parti Denizli İl Başkanı Orhun Çoban, Anayasa tartışmalarına ilişkin kamuoyuna yayınladığı mektupta, “Bugün “yeni anayasa” fikrini ülkenin gündemine sokanların niyetinin daha baskıcı, daha otoriter, saray merkezli bir düzen kurmak olduğunu şimdiye kadarki icraatlarından, Cumhur ittifakının sözcülerinin demeçlerinden kolaylıkla anlamak mümkün olduğunu ifade ederek, “İktidar, bir işkenceci misali kurbanının gözünü, ellerini ve ayaklarını bağladıktan;  istediğini söylemediğinde elindeki sopayı kafasına vurduktan sonra ‘hadi demokrasiyi’ tartışalım diyor! İktidarın bu anayasa oyununu toptan reddetmeliyiz. Toplumun gündeminde yeni anayasa yoktur. Birinci öncelik bu baskıcı, talancı, dinci, mezhepçi, yoksulluklara batmış iktidara son vermektir. Toplumsal muhalefetin de görevi ülkemizde derin bir yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik yaşanırken laiklik, aydınlanma değerleri görmezden gelinerek toplum gericileştirilirken bu rejime karşı mücadeleyi yükseltmek, yeni anayasa gündemiyle birlikte dolaşıma sokulan yalancı reform, demokratikleşme söylemini teşhir etmektir” dedi.

GEÇMİŞİN ANAYASA DERSLERİ UNUTULMAMALI”

İl Başkanı Çoban, Ayasofya’yı ibadete açma, Karadeniz’de doğal gaz bularak ekonomiyi düzlüğe çıkarma, uzaya insan göndererek gökleri fethetme benzeri suni gündemler yaratarak dikkati halkın gerçek sorunlarından uzaklaştırdıklarını belirterek, yeni anayasa tuzağına düşülülmemesi gerektiğini ifade etti. Çoban mektubunda şu görüşlere yer verdi, “Ciddi ciddi anayasadaki laiklik ilkesini kaldırarak din merkezli bir toplum kurmak amaçlanıyorsa da bu hamle mahkum edilmelidir.  Hatırlanırsa 2007, 2010, 2017’de de dönemin konjonktüründe farklı ittifaklarla demokratikleşme, sivilleşme, vesayet rejimini tasfiye etme mesajlarıyla mevcut anayasada değişiklikler yapıldı. İktidarın bu tuzağına her dönemde düşen, kandırılmaya açık kesimler ortaya çıkabildi. Bunun karşısında her seferinde bu girişimlere karşı kesin tavır koyduk, itirazımızı yükselttik, buna karşı muhalefeti örgütledik. Nitekim bu aşamaları geçen iktidar, yargıyı aparatı haline getirdi, meclis iradesini ortadan kaldırarak tüm yetkileri Saray’da toplayan tek adam rejimini kurdu. Türkiye, bu sürecin sonunda fiili bir din devletine dönüştürüldü.”

“BUGÜN YENİ BİR TUZAK KURULUYOR”

Çoban, “1921 anayasasına referans verilmesinin altında da bir yanıyla laiklik ilkesini kaldırarak Cumhur ittifakında yer almayan muhafazakar çevrelere, bir yanıyla da ulus devlet öncesi bir dönemde yazıldığı için muhafazakar Kürtlere hitap etme amacının yattığı hissediliyor. Saltanat ve hilafetin henüz kaldırılmadığı, cumhuriyetin sözünün bile edilmediği bir döneme denk gelen 1921 anayasasının temel alınmasının Türkiye’yi daha da geriye götürmekten başka işlevi olamaz. Bu tür hamleler açık ki iktidarını artık sürdüremez hale gelen AKP ve MHP’nin muhalefet blokundan parça koparmaya yönelik bir girişimidir. Bu girişim tüm demokratik muhalefet güçlerince dikkate alınmalı ve anayasa tuzağı boşa düşürülmelidir. Gün Saray rejiminin bütün gerici ve piyasacı uygulamalarıyla olduğu gibi, yeni anayasa aldatmacasıyla da mücadele günüdür. Sahte demokrasi, reform mesajlarını mahkum etme, daha eşit, daha özgür bir toplum hedefi için tüm halk kesimlerini örgütleme günüdür” dedi.