“TÜM VALİ VE KAYMAKAMLARLA PARTİLİ YAPI OLUŞTURULUYOR”
Vali ve kaymakamları yeni yönetmelikle tamamen partili Cumhurbaşkanının emri altına alan düzenlemeye karşı çıkan CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, "Bunun adı, 81 ile ve 921 ilçeye partili kayyum atanması projesidir. Valiyi ve kaymakamı emir eri sayanlar ilde ve ilçede devleti vatandaşın gözünde küçük düşürecek, görevini yapamayan etkisiz ve yetkisiz duruma getirecektir. Herkes gider aya, biz kalırız yaya, yeniden başlarız bocalamaya... Bu yapı ve uygulamanın, devletimizi itibarsızlaştırmaya, kargaşaya ve kaosa sürükleyeceği göz ardı edilmemelidir" dedi.
“Valilik ve Kaymakamlık Birimleri Teşkilat, Görev ve Çalışma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"le getirilen düzenlemeye dair CHP Milletvekili Kazım Arslan'ın açıklaması şöyle: "Anayasa'da 16 Nisan referandumuyla yapılan değişiklikler gerekçe gösterilerek, 24 Haziran sonrası devletteki en somut adımlardan birisi, yeni kaymakam ve vali düzenlemesidir. Seçim sonrasında çıkarılan 703 sayılı KHK ile 2 Temmuz 2018’de İl İdaresi Kanunu değiştirilmişti. Burada valinin cumhurbaşkanına doğrudan bağlanması, görev ve yetkileri, atama ve görevden alınması yine cumhurbaşkanının tek adamlığına teslim edilmişti. Yeni yönetmelik, 16 Nisan’da karşı çıktığımız yeni devlet düzenini il ve ilçe yönetimi düzeyinde özetlemektedir: Devletin il ve ilçedeki yüzü olan kaymakam ve vali, resmen bir siyasi partinin emir erine dönüştürülmeye kalkışılmış, devlet ciddiyeti ve tarafsızlığı parti çıkarları uğruna yok edilmiştir. Devlet düzeninde tek adamlığı getiren, bürokrasinin gücünü ve sözünü yok sayan, bakanlarını dahi etkisiz kılan, kendisi dışında “devlet adamlığı” istemeyen bu yeni yapı, valileri ve kaymakamları yeni kararnameyle doğrudan partili cumhurbaşkanına bağlamıştır. Böylece devletin valisi ve kaymakamı olmak yerine, Saray’ın ve partili cumhurbaşkanının emrine sokulmuştur.” Arslan, “Bugün yeni düzende Cumhurbaşkanı isterse bir vali ya da kaymakamı o ilde, ilçede bakanın önüne geçirebilecek yetkiyi verebilecek, bakan ise sadece seyredecektir. Bakanın talimat vermeyi beklediği sırada bir valiye, kaymakama gece yarısı bambaşka bir talimat Cumhurbaşkanı tarafından verilecebilecek, karmaşa ve gerginlik devlete daha fazla yaşanacaktır. Eski düzende vali elbette hem devletin, hem de hükümetin temsilcisiydi. Kaymakam eski düzende elbette devlet tüzelkişiliğini kullanmaz, onu vali yürütürdü ve kaymakam hükümetin politikalarını ilçesinde uygulamakla sorumluydu. Ama tüm bu yetkileri kullanırken ana kural, tarafsızlıktı ve bakanlığın asırlık birikimi içinde belli kurallara uyarak hareket etmekti. Ne var ki yeni valilik ve kaymakamlık düzenlemesi, devlet anlayışımızı yerle bir ediyor. Devletin her alanına iktidarın partisi hakim olacak, siyasi kayırmalar öne çıkacak, yurttaşlar arasındaki eşitlik bozulacaktır. Bu sistem, bürokrasinin ve İçişleri Bakanlığı’nın tüm gücünü, devlet birikimini, devletin temel işleyişini ters yüz edecektir” diye konuştu. Arslan şunları söyledi, “Partili Cumhurbaşkanının emir erine dönüştürdüğü vali ve kaymakamı, partinin il ve ilçe başkanıyla eşdeğer seviyeye getiren bir düzen olacaktır. Yeni düzen, demokrasi içinde, tarafsızlığı ve eşitliği esas alması gereken bir yapı yerine, İçişleri Bakanlığı’nı uygulamada dışlıyor, “siyasi hükümet”in tek sorumlusu ve yürütmenin başı sıfatıyla Cumhurbaşkanına bağlıyor. Yeni yapı, devletimizin birikmiş kültürüne terstir, ilden köye kadar devletin oturmuş taşlarını, tarafsız idare bekleyen vatandaşın devlete olan güvenini zedeleyecek ve yok edecektir. Yeni yapı, ara kademeleri dışladığı ve bakanlara, bürokrasiye gerçekçi bir yetki aktarmadığı için, o eleştirdiği bürokrasiden daha fazla bürokrasiye meydan verecek, Ankara ile ücra bir ilçemiz arasındaki herhangi bir hizmet, partili cumhurbaşkanının onayını bekleyip duracaktır. Bir sosyal yardıma dahi partili cumhurbaşkanı karışacaktır. Tüm vali ve kaymakamlar üzerinden partili yapı oluşturulmaya çalışılıyor. Bunun adı, 81 ile ve 921 ilçeye partili kayyum atanması projesidir. Valiyi ve kaymakamı emir eri sayanlar ilde ve ilçede devleti vatandaşın gözünde küçük düşürecek, görevini yapamayan etkisiz ve yetkisiz duruma getirecektir. Herkes gider aya, biz kalırız yaya, yeniden başlarız bocalamaya... Bu yapı ve uygulamanın, devletimizi itibarsızlaştırmaya, kargaşaya ve kaosa sürükleyeceği göz ardı edilmemelidir."