YAZAR İNANÇ, “MUTLAKA TOPARLANMALIYIZ”
Denizli İl Müftülüğü, ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ etkinlikleri çerçevesinde Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Cami ve Hayat" konulu konferans düzenledi.
Yazar Hayati İnanç’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa, İl Müftüsü Mehmet Aşık, protokol üyeleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, din görevlileri, vatandaşlar ve çok sayıda öğrenci katıldı. İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program Bayramyeri Camii İmam Hatibi Fettah Karaman'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam etti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı “Cami Hayatın İçinde” adlı sinevizyon gösterimi yapılmasının ardından programın açılış konuşmasını İl Müftüsü Mehmet Aşık yaptı.
Yer yüzünde insanlığın ilk mabedinin Kabe olduğunu belirten Müftü Aşık, "Cenab-ı Hak Ali İmran Suresi'nde 'Şüphesiz, yeryüzünde ilk olarak inşa edilen mabed, Bekke'de (Mekke) bütün âlemlere hidayet kaynağı olan ve mübarek kılınan Beytullah'tır." ayeti kerimesinden ilk mabedin Kabe olduğunu öğreniyoruz. Peygamber Efendimiz (sav) Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman ilk yaptığı iş, kendisine ev, konak yapmadan önce Mescid-i Nebeviyi inşaa ettirdi. Efendimiz (sav) mescidin inşasında bizzat kendisi de çalıştı. Bizim medeniyetimiz cami merkezlidir. Hayatımızın merkezine camiyi koymadığımız zaman, yaşadığımız sorunların üstesinden gelme ihtimalimiz yoktur. Çünkü ezandaki çağrıya 'Hayyalessalah', 'Hayyalelfelah' yani 'Haydi namaza' ve 'Haydi kurtuluşa' nidaları biz inananları günde beş vakit Cenab-ı Hakk'ın huzuruna çağırıyorken icabet etmiyorsak, yaşadığımız problemlerin çözümünün üstesinden gelemeyiz" dedi. Yaşanılan yüzyılda camilerin üstlendiği rolün önemine bakılması gerektiğini ifade eden Müftü Aşık, "Milli Mücadele yıllarında camilerimizin ve din görevlilerimizin vatan savunmasında düşmana karşı üstlendiği misyonun tarihimizin altın sayfalarında yer aldığını biliyoruz. Başta ilimizde Milli Mücadeleyi başlatan Müftü Ahmet Hulusi Efendi olduğunu biliyoruz. Malumunuz milletimizin en son yaşadığı hain darbe girişimi 15 Temmuz'dur. Çanakkale'yi geçemeyen haçlı zihniyetinin hain FETÖ terör örgütünü maşa olarak kullanıp ülkemizi işgal girişimine karşı, camilerimizin minarelerinden yankılanan darbeleri susturan salâlara şahit olduk. Bu salâlar sayesinde necip milletimiz meydanlara akın ederek işgal girişimini Cenab-ı Allah'ın yardımıyla bertaraf etmiştir. Onun için hayatımızın ve aile yaşantımızın merkezine camiyi yerleştirmemiz gerekiyor. Resulullah Efendimizin (sav) ve ecdadımızın cami merkezli bir hayat yaşadığını biliyoruz. Cenab-ı Hak'tan niyazım bu aziz milletimizi Peygamber Efendimizin yolundan giden ecdadımız gibi Din-i Mubin-i İslam'a hizmetkarlık yapmaya vesile kılmasıdır" diye konuştu. Konferansta konuşan Hayati İnanç ise, 10 veya 11 yaşında camiye gitmeye başladığını belirterek, "İnsanı camiye götüren ayakları, başka bir gün fısk (günah) ve küfür meclisine de götürebilir. Bu nimet kendisine nasip olanda övünmesin, sevinsin. Çok büyük bir ihsandır. Bu nimeti Allah, her kula nasip etmez. İlk mektebi birincilikle bitirdim. Ortaokula yazılmadan önce camiye alışmaya başladım. İlk önce öğle namazına gittim. Daha sonra ikindi namazına gittim. Annem hatırlattı; 'Akşam namazına niye gitmiyorsun?' dedi. Bende akşam namazına gittim ve ardından yatsı namazına gitmeye başladım. Bütün asil, necip Türk Milletinin evladı gibi sabah namazına az gittim. Maalesef sabah namazlarında camileri garip bırakmakla, uğradığımız zararı hesap etmek mümkün olsa, bildiğiniz bu rakamlar yetmez. Bildiğimiz hesap usulleri kâfi gelmez. Selahaddin Eyyûbî haklıdır; 'Eğer sabah namazlarında cuma namazlarındaki kalabalığı hasıl edebilirsek, deviremeyeceğimiz dağ yoktur.' sözü çok doğru tespittir" dedi. "Yiğit düştüğü yerden kalkar." Atasözünü hatırlatan İnanç konuşmasını şöyle sürdürdü; "Mutlaka toparlanmalıyız ve umumi bir tövbeye ihtiyacımız var. Son zamanlarda devlet katında ve sivil toplum kuruluşlarımız sayesinde sabah namazı buluşmaları programları icra ediliyor. Bu programlar münasebetiyle camilerimizde müminlerin bir araya gelmeleri memnuniyetle izliyorum. Bu tür programlar inşallah artarak devam eder." Oldukça kalabalık bir salona konuşan İnanç, çeşitli dönemlerde yaşamış ve iz bırakmış şairlerden bolca örnek vererek, gençlik yıllarında yaşadığı ve hayatında önemli iz bırakan olayları dinleyenlere mizahi bir dille anlattı. Konuşmaların ardından, Hayati İnanç’a verdiği konferanstan dolayı teşekkür eden Müftü Aşık, günün anısına; 15 Mayıs 1919’da Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin Denizli meydanında halka millî mücadele için verdiği fetvanın tablosunu hediye etmesiyle program son buldu.