YER ALTINDAKİ PAMUKKALE HER DERDE DEVA
Denizli’nin Honaz ilçesinde bulunan Kaklık Mağarası, Pamukkale’yi andıran traverten oluşumları ile dikkat çekiyor. Her yıl 45 bin ziyaretçi ağırlayan mağaranın oluşumunu sağlayan termal kaynaklar cilt hastalıklarına iyi geliyor.
Şifalı olduğu söylenen sularının yanı sıra doğal güzelliği için de ziyaret edilen mağara turizme açıldığı 2012 yılından bu yana yer altındaki Pamukkale olarak anılıyor. Honaz Belediyesi’nin görevlendirdiği Ali Kuzgun bu doğal mirasın hem koruyuculuğunu hem de rehberliğini yapıyor. Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonlarından biri olan Pamukkale her yıl milyonlarca ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. İçindeki traverten oluşumları ile yer altındaki Pamukkale olarak anılan Kaklık Mağarası da her geçen yıl misafir sayısını artırıyor, ilgi odağı olma yolunda ilerliyor.
2002 YILINDA TURİZME AÇILDI
Denizli’ye 30 kilometre mesafedeki Kaklık Mağarası, Ankara karayolu üzerinde yer alıyor. Honaz ilçesine bağlı Kaklık kabasında bulunan mağara 2002 yılında yapılan düzenlemelerden sonra turizmin hizmetine sunuldu. Yıllık 45 bin kişinin ziyaret ettiği Kaklık Mağarası’nı görmek isteyenlerin sayısı her geçen yıl daha da artıyor. Bölgede ziyaretçilerin faydalanabildiği havuz, amfi tiyatro, seyir alanları, kafeterya ve kameriyeler bulunuyor. Mağaraya giriş için ziyaretçiler 4 lira ödüyor.
SULARININ ŞİFALI OLDUĞUNA İNANILIYOR
Çöküntü obruğu konumlu aktif bir mağara olan Kaklık Mağarası damlataşı sarkıt ve dikitleri ile süslü bir bölge. Pamukkale’deki travertenleri andıran oluşumlar mağaranın ününü daha da artırdı. Mağara içinde bol miktarda bulunan termal suyun bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği biliniyor. Bazı ziyaretçiler suyu içerek şifa bulmak isterken bazıları termal su ile dolu havuzlarda yüzerek hastalıklarından kurtulmak istiyor. Bölgedeki küçük havuzda Dünya’da sadece burada yaşayabilen endemik bir balık türü bulunuyor.
TRAVERTENLERİ AKAN SULAR OLUŞTURDU
Pamukkale’ye benzerliği nedeniyle ünü giderek artan Kaklık Mağarası’nda traverten oluşumlarını yer altından çıkan termal sular gerçekleştirdi. Mağara, çevredeki mağara sistemlerinden kendisine doğru akan ve kendi tabanından kaynayan kalsiyum ve magnezyum açısından zengin bir su sistemi ile besleniyor. Hemen yanı başındaki Kokarhamam Pınarı alandaki en büyük su kaynağı olarak dikkat çekiyor ve mağaraya akıyor. Basamaklar halinde havuzlardan meydana gelen travertenlerin gelişimi halen sürüyor.
FRANSIZ KEŞİŞLER KEŞFETTİ
Kaklık Mağarası’nı ilk kez keşfeden kişilerin iki Fransız keşiş olduğuna inanılıyor. 1839 yılındaki bu keşfin ardından bölge halkı tarafından binlerce yıldır bilinen şifalı suların ünü giderek yayılmış. İşletmesi Honaz Belediyesi tarafından yapılan Kaklık Mağarası’nda tek bir görevli bulunuyor. Tüm işlerle ilgilenen bilet kesen, misafirlere rehberlik eden ve doğal mirasın koruyuculuğunu üstlenen Ali Kuzgun, ana girişteki çökmeden sonra altındaki mağara sisteminin ortaya çıktığını belirterek, “Keşfinden sonra şifalı sularından faydalanmak isteyen çok kişi buraya geliyor. Buradan çıkan su aynı zamanda tarımsal sulamada da kullanılıyor. Hatta DSİ bir dönem burada pompalar kurarak çalıştırmış. Pompaların üzerinde durduğu beton kaideler hala duruyor. Yunan işgali sırasında uyuz salgınına yakalanan Yunan askerlerinin burada getirildiği ve tedavi edildiği söylenir” diye konuştu.
SAĞLIK İÇİN GELENLERİN SAYISI DAHA FAZLA
Mağaranın yabancı turistler tarafından da ziyaret edildiğini söyleyen Kuzgun, “Mağaranın oluşumu sürüyor. Bu nedenle yürüyüş yollarının dışına kimseyi çıkarmıyoruz. Bu mağarayı eşsiz kılan görselliğinin yanı sıra suyun içindeki minerallerdir. Su deri ve cilt hastalıklarına iyi geliyor. Bu yüzden çok fazla ziyaretçi alıyoruz. Ben burada çalışmaktan, burayı korumaktan zevk alıyorum. Doğma büyüme buralıyım. Kendi memleketimde böyle bir iş yapmaktan zevk alıyorum” ifadelerini kullandı.
HACI SELAMOĞLU