BÜYÜK MENDERES HAVZASI’NDA SU KISITLAMASI 2026’DA DA SÜRECEK

Türkiye’nin en önemli tarımsal üretim merkezlerinden Büyük Menderes Havzası’nda 2021 yılından bu yana tarımsal sulamada su kısıtlaması uygulanıyor. Barajlardaki su seviyesinin yetersiz olması nedeniyle sulama sezonunda sadece iki defa su veriliyor. Üreticiler kuru tarıma veya daha az su isteyen ürünlere yönlendiriliyor.
Didim Ticaret Odası, Didim Ziraat Odası ve Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin ortaklaşa düzenlediği Büyük Menderes Havzası Su-Çevre- Ürün Güvenliği Çalıştayı’nda havzanın su sorunu, kirlilik ve ürün güvenliği ele alındı. İki gün süren çalıştaya havzada uygulanan su kısıtlaması damgasını vurdu.
Çalıştayın açılışında konuşan Aydın Valisi Yakup Canbolat, hem bölge hem de ülke açısından hayati öneme sahip olan Büyük Menderes Havzası’ndaki su kaynaklarının korunması, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması ve tarımsal üretimin güvenilirliği ile verimliliğin artırılması gibi kritik konuların ele alındığını söyledi.
Tarım sektörünün tatlı su kaynaklarının en yoğun kullandığı alanlardan birisi olduğunu hatırlatan Canbolat özetle şunları söyledi: “Tarımsal faaliyetlerin verimli ve planlı yürütülmesi, su yönetimi açısından büyük önem taşımaktadır. Öte yandan birçok ülke su kaynaklarının azalmasıyla karşı karşıya kalmakta. Milyonlarca insan temiz suya erişimde güçlük yaşamaktadır. Bu durum suyun stratejik bir kaynak olduğunu açıkça göstermektedir. Suyun bu denli kritik hale geldiği bir dönemde mevcut kaynakların korunması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi daha da önem kazanmıştır. Yeraltı sularının izlenememesi ve atık suların arıtılmadan doğaya bırakılması sadece çevreyi değil balıkçılık, tarım ve sanayi sektörlerini de olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle su yönetimi sorumluluk bilinciyle hareket etmeli, bilimsel verilere dayalı politikalar geliştirmeli ve altyapı yatırımlarını da artırmalıyız elbette. Ayrıca bireysel ölçekte de su kullanımı alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirmemiz, israfı önlememiz ve suyun gerçek değerini kavramamız gerekmektedir.”
AÇIK SULAMA YERINE KAPALI BASINÇLI SULAMAYA GEÇILMELI
İklim değişikliğinin etkileri göz önünde bulundurularak Aydın ili başta olmak üzere, Büyük Menderes Havzası genelinde açık kanal sistemlerinden kapalı basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi, suyun daha verimli kullanılması açısından büyük önem arz ettiğine değinen Aydın Valisi Yakup Canbolat, “ Bu sistemler suyun buharlaşma ve sızma kaybını en aza indirerek hem tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine katkı sağlamakta hem de su israfını önlemektedir. Aynı zamanda bu sistemlerin yaygınlaştırılmasıyla birlikte sulama verimliliği artmakta ve çiftçimizin emeği daha bereketli hale gelmektedir. Bununla birlikte iklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla daha az su tüketen ürün çeşitlerine yönelmek artık bir tercih değil bir zorunluluk haline gelmiştir. Geleneksel ürün desenimizi korurken suya daha az ihtiyaç duyan ve piyasa değeri yüksek alternatif ürünlerin teşvik edilmesi hem su kaynaklarımızı koruyacak hem de üreticilerimizin ekonomik sürdürülebilirliğini artıracaktır.” dedi.
YAĞIŞLARDA AZALMA 2026’DA DA DEVAM EDECEK
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 2025 su yılı verilerine göre, bölgede yağışlarda önemli bir azalma yaşandığına dikkat çeken Canbolat sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yüzden Şubat ayında sulama sezonu planlamaları yapılmış ve kuraklık riski göz önüne bulundurularak Aydın İli Kuraklık Kriz Merkezi Kurulmuştur. Alınan kararlar kamuoyuyla paylaşılmıştır. 2025 yılında uygulanan kısıtlı sulama programı kapsamında her parsele en fazla iki su verilmiş ve toplamda yaklaşık 416 milyon metreküp sulama suyu kullanılmıştır. Bu önceki yıllara göre yüzde 30’luk bir azalmaya işaret etmektedir. Bu durum kuraklığın etkilerinin hala ciddi olduğunu bize göstermektedir. 2026 su yılı içinde benzer yağışların devam edeceği tahmin edilmekte ve tüm paydaşlarla birlikte Ekim başı itibariyle hazırlıklarımız, kararlarımız alınmak üzeredir. Aydın’da bugüne kadar içme ve sulama amacıyla 7 baraj ve 26 gölet inşa edilmiştir. Yapımı süren 2 baraj ve 18 göletin de tamamlanmasıyla birlikte mevcut su depolama kapasitesi artırılacak ve bu yatırımlar kuraklıkla mücadelede ve tarımsal sulamanın sürdürülebilirliğinde önemli katkılar sağlayacaktır. Ancak elbette sadece üretimi değil, çevresel etkileri de aynı hassasiyetle yönetmek durumundayız.”
AYDIN’DA 364 HEKTAR TARIM ARAZISININ 168 BIN HEKTARI SULANIYOR
Devlet Su İşleri 21.Bölge Müdür Yardımcısı Serkan Baştürk, Aydın’ın Büyük Menderes ve Batı Akdeniz Havzası olmak üzere iki havzadan oluştuğunu belirterek: “Aydın’da tarıma elverişli 364 bin hektar arazimiz var ve bunun 168 bin hektarı sulanabiliyor. Kalan 53 bin hektar arazide çalışmalarımız devam etmektedir. Sulama açısından baktığımız zaman projelerimizin yüzde 69’luk kısmı tamamlanarak işletmeye açıldı. Yüzde 16’sı devam ediyor. Yüzde 15’i ise planlı, projeyle açılması gerekiyor.” dedi.
Uygulanan su kısıtlaması programı hakkında ve 2025 su yılını değerlendiren Devlet Su İşleri 21.Bölge İşletme ve Bakım Şube Müdürü Emre Elmalı ise şu değerlendirmeyi yaptı: “2025 yılı sulama sezonuna başlamadan önce genel müdürlüğümüzün verilerine göre Türkiye’de bitki su ihtiyacına göre barajlarımızın durumu yüzde 65 yeterliydi. Ancak bizim bölgemizde bu durum tam tersiydi, yüzde 82 oranında kritik seviyedeydik. 2025 sulama sezonuna başlamadan önce, biz de son 10 yıllık ortalamalara göre bir su bütçesi çıkartmaya çalıştık. 2024 Kasım’da ana barajlarımızda 10 yıllık ortalaması yüzde 25 gerçekleşmişken 2024 Kasım ayında bu 10,5 olarak gerçekleşti. Şubat ayındaki ortalamalar ise yüzde 41 olarak gerçekleşmişken uzun yıllar ortalaması 2024 ve 2025 Şubat ayında bu oran yüzde 23 olarak gerçekleştiği için biz de gelebilecek akımları da hesap ederek bir su bütçesi çıkarttık. 2025 yılı için 410 milyon metreküp bir su bütçesi öngördük. Öngördüğümüz 410 milyon su bütçesi 416 milyon olarak gerçekleşti.
SU KISITLAMASI 2026’DA DEVAM EDECEK
Büyük Menderes Havzası’nda normal kısıtlı sulama yapılmadan bitki su ihtiyacına göre 1. ürün, 2. ürün, 3. ürünler de dahil 980 milyon metreküp bir su ihtiyacı var. Büyük Menderes Havzası’nda son 4 sezonda kısıtlı sulama programında kullandığımız su miktarı 580 milyon metreküp. Ancak geçen sezon 416 milyon metreküp su kullandık. Her parsele bir su dedik ama her parsele iki su teminini sağlayabildik.
Kısıtlı sulama programıyla. Bu 416 milyon metreküp su, normal 980 milyon metreküp suya göre yüzde 57 oranında bir kısıtlama demek. Son 4 sezonda uyguladığımız kısıtlı sulama programına göre ise yaklaşık yüzde 28 oranda bir kısıtlama gerektiriyor. Önümüzdeki 2026 sezonuna muhtemelen bundan bir miktar daha düşük bir su bütçesiyle gireceğimizi öngörüyoruz. Şu anda bütün barajlarımızdaki su seviyesi kritik seviyede. İnşallah öngördüğümüz gibi olmaz. Daha iyi bir sulama sezonu olur.”
SU KAYNAKLARI DOĞRU PLANLANMALI VE YÖNETILMELI
Didim Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hilmi Yıldırım, bu çalıştayı, su kaynaklarının verimli ve sürdürülebilir kullanımı, çevre sorunlarının tarımsal üretime etkileri, ürün güvenliği ve tüketici sağlığı konularını hem akademik hem de sahadaki deneyimleri buluşturmak amacıyla yaptıklarını belirtti. Yıldırım, suyun doğru planlanması ve doğru yönetilmesi için sezon sonunda bu çalıştayın yapılmasının önemine değinerek, “Hasatın sonu ve yeni hasat planları, yeni ekim planlarının da yapılacağı bir dönem olması çok önemli. Çiftçi ona göre neyi ekeceğine karar verir. Herkes planını buna göre yapar.” dedi.
Çalıştayda Su Politikaları derneği Başkanı Dursun Yıldız su talep ve tahsis yönetimi konusundaki sorunları ve önerilerini dile getirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı Su yönetimi Genel Müdürlüğünden Uzman Güney Can, sektörel bazda su tahsis planları hakkında bilgi verdi. İki gün süren Büyük Menderes Havzası Su-Çevre- Ürün Güvenliği Çalıştayında 6 farklı oturumda çok sayıda oda, borsa başkanı, uzman ve üreticiler sorunları, çözüm önerilerini dile getirdi.
AFETLERI YÖNETMEK YERINE RISKI YÖNETMEK GEREKIYOR
Didim Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Erbaş bu çalıştayı düzenlemedeki ana amaçlarının küresel ısınma ve küresel iklim değişikliğine bağlı olarak devam eden aşırı iklim olayları ve meteorolojik afetlerin sonucunda Büyük Menderes havzasında ve ülkemizde üretim kayıplarının yaşanması üreticilerimizin zora düşmesi ve arz güvenliği sorunlarının ortaya çıkması olduğunu söyledi.
Özellikle, Büyük Menderes Havzası’nda son yıllarda iklim değişikliğine bağlı kuraklığın çok etkili olduğuna dikkat çeken Erbaş özetle şunları dile getirdi: “Bu çalıştayda üç temel konuyu ele alıyoruz. Birincisi su sorunu, ikincisi çevre yani Büyük Menderes Havzası’nı etkileyen çevre konusunu, üçüncüsü de tarımsal üretimde ürün güvenliğinin sürdürülebilirliği. Sürekli şikâyet etmek ya da hatta talepte bulunmak gerek üreticiler adına söylüyorum gerek sivil toplum adına söylüyorum tek başına problemleri çözmüyor. Hem sorunların tespiti, çözüm önerileri konusunda müzakere etmek istiyoruz. Bilgiyi önermeye ve politikaya dönüştürmek istiyoruz. Bu politikaların uygulanmasını teminen politika yapıcılara iletmek ve bunların takibini temin etmek gerekiyor. Gerek meteorolojik afetler, gerek doğa olayları konusunda afetleri yönetiyoruz. Evet, afet yönetiminde 6 Şubat’ta çok derin bir deprem oldu ülkemizde. Hep beraber devlet, millet bir araya gelerek o afetlerin kaldırılmasında, yaraların sarılmasında büyük bir mücadele verdik. Belki de dünyaya örnek bir mücadele verdik. Ancak aynı mücadeleyi afetler olmadan risk yönetiminde aynı başarıyı gösterdiğimizi maalesef söyleyemem. Yani ülke olarak artık afet gelmeden afete hazırlık, afet gelmeden riski yönetmek belki de afeti yönetmekten çok daha kıymetli. Burada deprem gelmeden kentleri doğru planlamak, doğru sahaları planlamak. Sel gelmeden dere yataklarına yapılaşma izni vermemek. Kuraklık gelmeden kuraklıkla ilgili tedbirleri almak. Meteorolojik afetlerle ilgili tedbirleri almak ve riski yönetmek. Riski yönetirsek sürdürülebilirliği sağlamış oluruz.”
TARIMSAL ÜRETIM GÜVENCE ALTINA ALINMALI
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün havzadaki en büyük yatırımcı olduğunu hatırlatan Hilmi Erbaş, “Özellikle su ile ilgili konularda en büyük yatırımcı. Bugünlerde çokça konuşuluyor; Dalaman Çayı’dan Büyük Menderes Havzası’na su transferi, yeni baraj yapımları ve diğer konular Devlet Su İşleri tarafından çalışılıyor. Ama kabul etmek gerekir ki bunlar maliyeti büyük, zaman alan, planlanması uzun süren işler. Bunların yapılmasına ihtiyacımız var. Ama bunlar yapılıncaya kadar o vadede ne yapacağız? İşte bugün özellikle Büyük Menderes Havzası valiliklerimizden bir beklentimiz var. Bu projeler hayata geçirinceye kadar buradaki üretimi güvence altına almak, sürdürülebilir kılmak ve riskleri azaltmak adına Büyük Menderes Havzası’ndaki valiliklerimizden, ziraat odalarımız, borsalarımızla, üreticilerimizle havza bazında, bölge bazında ürün planlamasına geçmesi talebimizdir. Bu yapılmadığı zaman her ürün zamanı geldiğinde elimiz böğrümüzde acaba yağmur yağacak mı, yağmayacak mı? Su yeterli olacak mı, olmayacak mı bu hususu konuşmaya devam edeceğiz” dedi.
Diğer Yazılar