CUMHURİYETTEN GÜNÜMÜZE 7 TARIM SAYIMI-1

Türkiye’de bugüne kadar 1927, 1950, 1963, 1970, 1980, 1991 ve 2001 yılında olmak üzere toplam 7 kez “Genel Tarım Sayımı” yapıldı. Kanun’a göre her 10 yılda bir yapılması gereken tarım sayımı 2001’den bu yana yapılmadı. Tarım ve Orman Bakanlığı yeni bir tarım sayımı için ilk adımı attı. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ile Türkiye İstatistik Kurumu arasında “Genel Tarım Sayımı” yapılmasına ilişkin protokol imzalandı.

Tarımsal verilerin oluşturulmasına ve kayıtlılığa büyük önem verdiklerini belirten Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bu çalışmaların tarımsal üretim ile ilgili kısa, orta ve uzun vadeli vizyonel politikaların belirlenmesine katkı sunacağına dikkat çekti.

Yapılacak genel tarım sayımının ilk aşamasında; mevcut idari kayıtlarda yer almayan tarım arazilerinin belirlenmesi ve bu araziler üzerinde tarımsal faaliyette bulunan tarımsal işletmelerin tespiti gerçekleştirilecek. Ayrıca ön tarama faaliyetleri, soru formları ve veri giriş programlarının hazırlanması, bilgilendirme, eğitim ve tanıtım faaliyetleri yapılacak. İkinci aşamada ise ilk aşamada elde edilen bilgiler esas alınarak, uluslararası gereklilikler ve ulusal ihtiyaçlar doğrultusunda belirlenen değişkenlere ilişkin veriler sahadan derlenerek elde edilecek veriler kamuoyu ile paylaşılacak.

Osmanlı dönemi toprak ve nüfus sayımı

Yurdakul Saçlı’nın Devlet Planlama Teşkilatı’nda görev yaparken 2009 yılında yazdığı “Türkiye’de Tarım İstatistikleri/Gelişimi, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı araştırma tarım sayımları ile ilgili çok detaylı ve önemli bilgiler içeriyor. Bu yazıdaki bilgileri büyük ölçüde bu araştırmadan özetleyerek aldım.

Saçlı’nın araştırmasına göre, Türkiye’de istatistik çalışmaları çok eskiye dayanıyor. Osmanlı Devleti kurulduğu yıllardan itibaren tarım ve araziye ait bilgi toplamaya özel önem vermiş; 1326–1360 ve 1360–1389 yılları arasında toprak ve nüfus sayımları yapmıştır. 1389 yılında kayıtları kısmen de olsa istatistik ihtiva eden “Defterhaneler” kurulmuş ve Kanuni Sultan Süleyman genel bir sayım yapılması için çalışmalar başlatmış, bu sayımın her yüzyılda bir tekrarlanmasına ilişkin maddenin Kanunname’de yer almasını sağlamıştır.

Cumhuriyetin ilk tarım sayımı 1927’de yapıldı

Cumhuriyetin ilanından sonra, ilk tarım sayımı 1927 yılında yapıldı. Bu sayım bir anlamda kurtuluş savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan ilk tarım envanteri niteliğindedir.

1927 yılında yapılan tarım sayımı, yöntem bakımından 1970’li yıllarda Birleşmiş Milletler tarafından yapılan tavsiyelere yakın olarak değerlendirilmektedir. Tarım sayımını, 1927 nüfus ve sanayi sayımlarında olduğu gibi, o dönemde dünyanın en önemli istatistikçilerinden sayılan Belçikalı uzman Camille Jacquart’ın İstatistik Genel Müdürü olarak görev alarak yönetmiş olması, sayıma ayrı bir özellik kazandırmaktadır. Tam sayım esasına dayanan 1927 Tarım sayımı 1927 yılı Ekim ayında; çiftçi aileleri, ekili alanlar, üretim miktar ve değeri ile hayvanlar, tarım alet ve makinelerini içine alan bir kapsamda uygulanmıştır.

Sayımda derlenen veriler genel olarak, çiftçi ailesine ilişkin bilgiler, aile mülkiyetinde bulunan veya aile tarafından işlenen tapulu/tapusuz arazi miktarı, işletme işlerinde kullanılan çeki ve koşum hayvanlarının türü ve sayısı, tarım aletleri, ekilen ürünler, ekim alanları ve birime verimler ile hayvan sayılarından oluşmaktadır.

1950’deki sayımda Amerikalı uzmanlar görev aldı

1950’de yapılan genel tarım sayımı da tam sayım yöntemi ile gerçekleştiriliyor. Öncesinde 1945’te köy sayımı yapılıyor. Köy sayımları 1948 ve 1949 yıllarında yinelenmiş ve köy muhtarlarından tarımsal veriler toplanmıştır. Sayım 1950 yılı Kasım ayında Muhtarlık ve Aile Anketleri olmak üzere iki bölümde uygulanmış ve ülkede bulunan 34 bin 702 köy ve 3 bin 406 şehir muhtarlığı sayıma tabi tutulmuştur.

1950 sayımında Tarım Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı personeli görevlendirilmiştir. Sayımın merkezdeki koordinasyon ve yönetimi ise, Tarım İstatistikleri Müdürlüğü ile birlikte İstatistik Genel Müdürlüğü’nde görevlendirilen Amerikalı Charles F. Sarle ile M. Vincent Lindquist tarafından yürütülmüştür. Ayrıca ihtiyaç duyulduğunda ziraat ve veteriner fakültelerinden destek alınmıştır.

1950 sayımında işletme yapıları ve cari tarım istatistiklerine ilişkin verilerin toplanmasının yanı sıra, işletme türlerine (yalnız toprak mahsulü yetiştirenler, yalnızca hayvan yetiştirenler vb.) göre bir sınıflamaya gidilmiş, 1950 Nüfus Sayımına göre çiftçi aile yapıları belirlenmiş, arazi parçalılığı araştırılmış ve bazı yeni tanımlamalar yapılmıştır. Yanı sıra, köyde yaşayan aileler “çiftçi aileler” ve “çiftçi olmayanlar” olarak tasnif edilmiştir.

1963 sayımında yöntem değişti

1955 yılında yürürlüğe giren 6534 sayılı Yasa ile Genel Tarım Sayımlarının sonu (0) ile biten yıllarda yapılması hükme bağlanmıştır. Bu çerçevede 1960 yılında yapılması gereken genel tarım sayımı iki kez ertelenerek 1963 yılında yapılmıştır. 1963 Genel Tarım Sayımı, o dönemlerde Birleşmiş Milletler tarafından bütün dünyada yapılması öngörülen 10 yıllık sayım programları çerçevesinde uygulanmıştır. Esas itibarıyla sayım çalışmaları 1958 yılında başlatılmış, 1959, 1960 ve 1962’de deneme uygulamaları yapılmıştır. Sayımda, TÜİK’in yanı sıra, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Toprak Mahsulleri Ofisi, Toprak Su Genel Müdürlüğü ve üniversiteler aktif olarak yer alırken, ABD Uluslararası Kalkınma Teşkilatı (AID) Teknik Yardım Programı kapsamında Türkiye’de görevlendirilen uzmanlar ile Birleşmiş Milletler İstatistik Müşavirliğinden de destek alınmıştır. 1963 yılında yapılan Tarım Sayımında önceki iki sayımda kullanılan tam sayım yöntemi değiştirilerek, kamu tarımsal işletmelerinde tam sayım, diğerlerinde ise örnekleme yöntemi kullanılmıştır.

1963 yılında derlenen veriler ise; tarımsal işletmelerin sayısı, arazinin tasarruf ve kullanılma şekli, ekilen araziler ve elde edilen ürün bilgileri, sulanan ve gübrelenen arazi bilgileri, büyük ve küçükbaş hayvan sayıları ve hayvansal ürün üretim bilgileri, tarımsal üretimde kullanılan, insan, makine ve hayvan gücü bilgileri, hane halkının eğitim durumu, mesleği, ekonomik faaliyet alanı ve diğer özellikleri ile göç durumu ve göç sebepleri gibi bilgilerden oluşmuştur.

Yazımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.


 

Diğer Yazılar