KURU İNCİRDE YENİ UMUT; “SİYAH ORAK”

Türkiye’nin üretimde ve ihracatta dünya lideri olduğu kuru incirde yıllık ortalama 70 bin ton ihracat karşılığında 300 milyon dolar döviz elde ediyor. İncirde yaşanan en önemli sorun ise küf hastalığı olarak bilinen aflatoksin nedeniyle ihracattan dönen ürünler. Yıllardır bu konuda çalışmalar yapan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği aflatoksinli incirleri imha projesine devam ediyor. Bir yandan da aflatoksin oluşumun önlenmesi için çalışmalar sürdürülüyor.
Ege Bölgesi sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en önemli incir üretim merkezi. Sarılop, Sarı Zeybek, Yeşilgüz, Morgüz, Göklop, Bardakçı, Siyah orak, Beyaz orak, Bursa siyahı gibi standart incir çeşitlerinden en çok öne çıkanı ve en çok ihraç edileni Sarılop çeşididir. Yeni çeşitlerin ihracata kazandırma çalışmaları da devam ediyor. Bu çeşitler arasında umut veren ve dikkat çeken çeşitlerin başında “Siyah orak” geliyor.
Siyah orak inciri çalışmaları umut oldu
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM)’e bağlı Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün ortaklaşa yürüttüğü projede Siyah orak incirinin aflatoksin gibi küf hastalıklarına karşı daha dayanıklı ve fenol içeriğinin daha yüksek olduğu tespit edildi.
Proje bilim heyetinde görev alan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen, deneme bahçesinden alınan ilk sonuçların umut verici olduğunu, üreticilerin de bu ürüne ilgi göstermesini beklediklerini ve gelecek 10 yılda farklı bir noktada olunacağını söyledi.
Siyah oraktaki toplam fenol içeriğinin sarılopa göre yaklaşık 3 kat yüksek olmasının bu çeşidin dünyada tanınmasını arttıracağını dile getiren Prof. Dr. Fatih Şen şu bilgileri verdi: “Özellikle tüketiciler açısından besin içeriğindeki farklılıklar nedeniyle fonksiyonel gıda gibi tanımlanmasına bağlı olarak da bu ürüne talep artacak. Üreticiler de bu ürünü üretmeye başlayacak. Çünkü sonuçta üretici için karlı sürdürülebilir bir üretim önemli. Daha işin çok başındayız, ürün elde etmeye başlandığında üreticilerin arasında bunun daha yaygınlaşacağını düşünüyoruz. İhracatçı bir firmanın bu ürüne sahip çıkması önemli. Şu anda zaten yurt dışında bu ürünle ilgili birtakım tanıtım faaliyetleri ve taleplerin olduğunu biliyoruz. Ürünlerin bir kısmı yurt dışındaki fuarlara, tedarikçilere gönderildi. İhracata hız kazandırıp bu ürünü iç ve dış piyasada tanıttığımızda bu ürün Sarılop incirinden daha yüksek fiyatla alıcı bulacak. Bu Sarılop bahçeleri sökülecek anlamına gelmiyor. Siyah orak, yeni üretim alanları ve ihracat içinde belli bir orana sahip olacak.”
Yüksek antioksidan içeriyor
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yemenicioğlu, laboratuvar çalışması sonucu Siyah orak incir çeşidinin, diğer türlere göre yüksek antioksidan içerdiğini, ürüne rengini veren “antosiyanin” pigmentinin antidiyabetik, antikanser, antienflamatuvar ve antimikrobiyal etkilerine ilişkin çok sayıda araştırmanın bulunduğunu kaydetti.
Siyah orak incirin üzerinde bu kadar durulmuş olmasının en büyük nedeninin sağlık etkisi yönünden çok sıra dışı beklentiler olduğunu belirten Yemenicioğlu: “İncir meyvesi zaten ‘süper meyve’ kabul ediliyor. Bunun da en önemli nedeni incirin içerdiği pektin adlı hidrokolloid. Bu mide, bağırsak hareketi sağlayarak insanların sindirim sisteminin daha sağlıklı çalışmasını sağlayan, suda çözünür bir diyet lifi ve eşsiz bir diyet lifi. Kolesterol gibi sağlığa zararlı maddeleri bağlıyor ve mide bağırsak hareketini tetikliyor. Siyah orak incirinde pektin yanında aynı zamanda antosiyanin denen renk maddeleri, doğal antioksidan maddeler var. Oldukça yoğun düzeyde bu maddeleri içeriyor. Dolayısıyla mide bağırsak hareketi dışında antikanserogenik, antioksidan etki, kalp damar hastalıklarına karşı koruma gibi etkileri de bu meyvenin diyete dahil edildiğinde sağlayabileceği düşünülüyor.”
Aflatoksin oluşumu daha düşük
Deneme bahçesinde alınan ilk verilerin Siyah orak çeşidinde aflatoksin oluşumunun Sarılop çeşidine göre çok daha az görüldüğünü belirten Yemenicioğlu,bu konuda bilimsel çalışmaların sürdüğünü, aflatoksin dayanıklılığının renk maddelerinin meyveyi küfe karşı korumasından kaynaklandığını tahmin ettiklerini ifade etti.
Siyah orak çeşidinin 10 yıl içinde yaygınlaşması ile kuru incir üretimini 70 bin ton seviyesinden 100 bin tona çıkabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Yemenicioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: ”Gelecekte emekli olduğum zaman geriye dönüp baktığımda belki bilimsel hayatımda ülkeme en büyük katkıyı bu proje ile vermiş olacağım.”
Deneme ve araştırma çalışmaları Bergama’da yapıldı
Siyah orak inciri deneme çalışmaları KFC Gıda’nın İzmir’in Bergama’daki deneme bahçesinde gerçekleştirildi. İzmir’den Çanakkale’ye uzanan Kuzey Ege coğrafyasında yaygınlaştırılması için doku kültürü yoluyla fide üretimine başlayan KFC Gıda, yüksek ihracat potansiyeline sahip Siyah orak için sözleşmeli modelle yetiştiricilik kampanyası başlattı.
KFC Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, grup olarak 2 fabrikadaki yaklaşık 1200 çalışanla 63 ülkeye yılda ortalama 100 milyon dolarlık kurutulmuş meyve ve domates ile biber turşusu ihraç ettiklerini söyledi. Celep: “Türkiye’nin, kuru incir ihracatının tamamına yakınını Aydın ve İzmir’de yetişen Sarılop çeşidi ile yapılıyor. En önemli pazarlardan biri olan Amerika Birleşik Devletleri’nde “blackmission” çeşidi siyah kuru incirler önemli paya sahip. Türk firmaları siyah kuru incir pazarından pay alamıyor. Siyah orak çeşidi ile bu pazardan pay alabiliriz” dedi.
Doku kültürüyle üretilen fidanlarla yaygınlaşacak
Siyah orak kuru incirinin orta ve uzun vadede kuru meyve ihracatı içinde önemli bir paya ulaşacağını, bunu üreticinin ortaklığıyla başarabileceklerini dile getiren Celep, sözleşmeli üretim modeliyle özellikle İzmir’den Çanakkale’ye uzanan Kuzey Ege coğrafyasında bahçeleri yaygınlaştırmak istediklerini bildirdi.
Doku kültürü yöntemiyle yaklaşık 1000 dönüm üretim alanına dikilebilecek fide yetiştirdiklerini, bunun her yıl katlanarak artacağını belirten Celep, üreticilerin Bergama’daki deneme bahçesinde ürünü görebildiğini, rakamsal ve ölçülebilir verilerle karşılaştırma yapabildiğini söyledi. Birol Celep sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu yeni bir oyuncunun sahaya çıkması gibi değerlendirmek lazım. Hep birlikte, üreticilerimizle hayata geçirmeyi planlıyoruz. Çok değerli hocalarımızın referansları, teknik bilgileri, Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü’nün verileri ve bizim 63 ülkedeki 31 yıllık tecrübemizle entegre bir yapıyı hayata geçiriyoruz. Biz çiftçiye empati kurarak şunu söylüyoruz. Size fidemizi, her türlü teknik bilgisini verelim, üreteceğiniz Siyah orak incirini Tariş’in açıkladığı fiyatla alalım. Şimdi ben bir üretici olarak baktığımda böyle garantili bir ürünü uzun vadeli arazime dikebileceksem bu benim için bir değer. Yarın çocuklarım, torunlarım için de bir değer.”
İncirde yeni çeşitlerle ilgili çalışmaların olumlu sonuçlanması Türkiye’nin kuru incir üretimi ve ihracatındaki dünya liderliğini perçinleyecektir. Ayrıca aflatoksin sorununa çözüm olursa büyük bir avantaj sağlanmış olur.
Diğer Yazılar