TARIMDA ZORLU BİR SÜRECE GİRİLİYOR-2

Yüzyılın felaketi olarak adlandırılan 6 Şubat depremlerinin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Tarım sektörü depremden en çok etkilenen sektörlerden birisi. Bölgeye gittiğimizde çiftçilerin isteklerini taleplerini dile getirmiştik. Geçen hafta 8 Mart’ta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde sektör temsilcileriyle buluştu. Bu toplantıda Hatay’dan gelen borsa yöneticileri iki önemli isteği dile getirdi.

Bunlardan ilki; Amik Ovası’ndaki tarım arazilerinin sulanması için Reyhanlı Barajı’nın acilen tamamlanmasıydı. Türkiye için stratejik öneme sahip ürünlerden biri olan pamuk, Amik Ovası’nda ekilemez hale geldi. Çiftçinin ekim, dikim, bakım maliyetleri çok arttı. Çiftçiler para kazanamaz duruma geldi. Maliyet artışındaki en önemli kalem enerji sorunu. Arazilerin sulaması, Derinkuyu’dan enerji gücüyle 200 metre ile 500 metre derinlikteki kuyulardan su çekilerek yapılıyor. Sadece enerji maliyeti 100 dönüm arazinin sulanması için 200-250 bin lira civarında. Çukurova, Şanlıurfa gibi baraj suyu ile sulamanın yapıldığı alanlarda 100 dönüm için ödenen sulama bedeli 30-40 bin lira civarında. Hatay çiftçisi 100 dönüm arazi için diğer bölgelerden 200 bin lira daha fazla ödemek zorunda kalıyor. Sulanan arazinin 600 bin dönüm olduğu düşünüldüğünde çok büyük maliyet farkı var. Bu sıkıntıdan kurtulmanın tek çaresi Reyhanlı Barajı’nın bir an önce bitirilip çiftçinin baraj suyu ile arazisinin sulaması. Baraj devreye girinceye kadar Amik Ovası çiftçilerine bölgesel destek verilmeli.

ÇIRÇIR İŞLETMELERİNİN ÇALIŞIR HALE GETİRİLMESİ GEREKİYOR

İkincisi, ülke ihracatının lokomotifi olan tekstil sektörünün birinci basamağı çırçır işletmeleridir. Yaşanan deprem nedeniyle Hatay’daki çırçır fabrikalarının neredeyse tamamı yıkıldı. Bu işletmelerin yeniden faaliyete geçmesi için devletten birkaç yıl ödemesiz düşük faizli kredi verilmesi isteniyor. Çırçır işletmeleri çalışmadığında üretici pamuğunu satamıyor ve dışarıdan pamuk ithal ediliyor. Bu nedenle bir an önce bu işletmelerin çalışır hale getirilmesi gerekiyor.

Şekerpancarında frene basma yılı

Son bir ayda gezdiğim bölgelerin en önemli ürünlerinden birisi de şekerpancarı. Kayseri tarım Fuarı’nda Türkiye İş Bankası standında Kayseri Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay ve yönetim kurulu üyeleriyle sohbet ederken şekerpancarı ile ilgili özetle şu bilgileri verdi:

“Bu sene şekerde ve şekerpancarında frene basma yılı diyebiliriz. Şeker fabrikalarında kota fazlası var. Şeker satışlarında ciddi sorunlar yaşanıyor. Çünkü fiyat çok düştü ve ciddi bir stoktan söz ediliyor. Türkiye’de kampanya döneminde ortalama aylık 250 bin ton şeker satılırken, Eylül ayında başlayan kampanyadan bugüne 800 bin tonluk satış yapıldı. Normalde kampanyanın ilk 4 ayında üretimin en az yarısı satılıyordu. Yani şu anda 500-600 bin ton eksik satış söz konusu. Bununda temel nedeni ithalatın yüksek olması. Geçen yıl 400 bin ton şeker ithalatı izni verilmişti. Ama dahilde işleme rejimi ile birlikte 900 bin ton kadar ithalat oldu. İşte aradaki fark zaten görülüyor. Yani ithalat yapıldığı için içerdeki şekeri satamadık.

Yine yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithalatında da ciddi bir artış oldu. Önceki sene ithalat 2 bin 900 ton iken geçen sene bu 4 bin 400 ton oldu. Bu ithalat, Kayseri Boğazlıyan ve Turhal Şeker fabrikalarının üretimi kadar bir şeker pancarına denk geliyor. Yani 550 bin ton pancar şekerine eşdeğer. Dolayısıyla bu da yine bir üretim fazlası olmasına neden oldu.

Bir yandan ithalat arterken diğer yandan şeker pancarı ve şeker üretiminde tüm zamanların en yüksek üretimi gerçekleşti. En yüksek üretimin olduğu bir dönemde yapılan bu ithalat tabii ki içerdeki şeker üreticisini, dolayısıyla pancar çiftçisini sıkıntıya sokuyor. Şeker fiyatlarına bakıldığında Ağustos 2023’te şekerin kilosu 27 lira iken 20 Şubat’ta 21,50 liraya kadar düştü, yüzde 20 civarında bir iskonto uygulanıyor. Türk Şeker, fiyatları daha yeni 23 lira 16 kuruşa getirdi. Yaşanan bu gelişmeler ve eldeki stok nedeniyle şeker üretiminde dolayısıyla pancarda bu sene frene basma yılı diyebiliriz. Üretimin daha az olması bekleniyor.

Diğer Yazılar