ZEYTİNYAĞI REKOLTESİ NE KADAR GERÇEKÇİ?

Zeytin hasadı tüm hızıyla devam ederken, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, 2025 – 2026 zeytin ve zeytinyağı rekolte tahminini açıkladı. Konsey Başkanı Mustafa Tan’ın verdiği bilgilere göre, Türkiye’nin bu sezon zeytin üretimi 2 milyon 450 bin ton olacak.

Bu açıklamadan sadece bir gün sonra Türkiye İstatistik Kurumu, bitkisel üretime ilişkin 2025 yılı ikinci tahminini açıkladı. İlk tahmininde zeytin üretiminin 2024 yılında 3 milyon 750 bin ton olduğunu ve bu yıl yüzde 40 azalma ile 2 milyon 250 bin tona gerileyeceğini açıklamıştı. TÜİK, ikinci tahmininde üretimin 2 milyon 450 bin ton ile geçen yıla göre yüzde 35 daha az olacağını duyurdu.

Türkiye İstatistik Kurumu, zeytin de dahil bitkisel üretim tahminini Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alıyor.  Bakanlık nereden alıyor?

Birkaç yıl öncesine kadar Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin koordinasyonunda odalar, borsalar, üretici birlikleri yani sektörün temsilcilerinin katılımı ile rekolte tespiti yapılır ve kamuoyuna açıklanırdı. Sanırım ilk kez Bekir Pakdemirli’nin bakanlığı döneminde bu bağımsız rekolte tespitine son verildi. Bakan Pakdemirli, 2018 yılında rekolteyi kendisinin açıklayacağını söyledi. Eylül ayı sonunda İzmir’e gelerek rekolteyi açıkladı. Ondan sonraki yıllarda da Tarım Bakanlığı rekolte tespitinin tamamlanmasından sonra kendilerine gönderilmesini ve açıklama yapılmamasını emretti.

Geçen yıl rekolteyi bakanlık açıkladı. Bu yıl UZZK Başkanı Mustafa Tan açıkladı. Mustafa Tan, rekoltenin, Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulan ve UZZK, odalar, borsalar, Ege İhracatçı Birlikleri ile üretici birlikleri gibi sektörün tüm paydaşlarını içeren komisyonlar tarafından 41 ilde yerinde ve masada yapılan tartışmalarla belirlendiğini anlattı.

ZEYTİNYAĞI REKOLTESİ NE KADAR GERÇEKÇİ?

Yok yılında 310 bin ton zeytinyağı var

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan’ın verdiği bilgilere göre, Türkiye’nin bu sezon zeytin üretimi 2 milyon 450 bin ton olacak. Bu zeytinin 740 bin tonu sofralık olarak değerlendirilecek. Kalan 1 milyon 710 bin ton zeytin sıkılarak 310 bin ton zeytinyağı elde edilecek. Zeytin üretiminde 2024 yılına göre 2025’te yüzde 35 kayıp var.

Bakanlık, geçen yıl Türkiye’nin toplam zeytin üretimini 3 milyon 750 bin ton, sofralık zeytini 750 bin ton, zeytinyağı üretimini ise 475 bin ton olarak açıklanmıştı. 2025-2026 sezonu için açıklanan 310 bin tonluk zeytinyağı rekolte tahmini, sektörün hemen her kesiminde “çok yüksek” olduğu gerekçesiyle inandırıcı bulunmadı. Ayvalık’ta 16-19 Ekim tarihleri arasında Uluslararası Zeytin Hasat ve Turizm Festivali sırasında görüştüğüm zeytin üreticileri, ihracatçılar, sanayiciler, sektörle ilgili herkes üretimin çok az olduğunu 150 bin ton ile 180 bin ton arasında bir rekolte beklediklerini dile getirdi. Son yağmurlarla birlikte 200 bin ton olabileceğini bir – iki kişi söyledi. Ama hiç kimse 300 bin ton rakamına yaklaşmadı. Açıklandıktan sonra da konuştuğum sektör temsilcileri rekoltenin inandırıcı olmadığını ifade etti.

Rekolte doğruysa 380 bin ton yağ nerede?

Geçen yıl, 2024-2025 sezonunda zeytinyağı rekoltesi tarihin en yüksek üretimi, rekor seviyede denilerek 475 bin ton açıklandı. Ayrıca, 100-150 bin ton stok devri olduğu ifade edildi. Küçük bir hesap yapalım. Rekolte 475 bin ton ve 100-150 bin ton stok devri var ise, geçen sezona toplamda 575 ila 625 bin ton zeytinyağı ile girildi.

Toplam yağ arzını 600 bin ton kabul edelim. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği verilerine göre, 30 Eylül 2025 itibariyle yaklaşık 50 bin ton zeytinyağı ihraç edildi. Kaldı 550 bin ton. Kişi başına 2 litreden 170 bin ton civarında yağın da içerde tüketildiği kabul edilirse geriye 380 bin ton yağ kalıyor. Bu yağ nerede?

Hesap ortada. Geçen seneki rekolte doğruysa 2025-2026 sezonuna 380 bin ton stokla giriliyor demektir. Bu sezon açıklanan rekolte 310 bin ton olduğu kabul edilirse şu anda Türkiye’de 690 bin ton zeytinyağı olması gerekir. Bu kadar yağ var mı?

Eğer bu kadar yağ yoksa rekolte tahmininde ciddi bir yanlışlık var demektir. Bu yanlışları gidermek için zeytinyağı rekoltesini Tarım ve Orman Bakanlığı’nın oluşturduğu komisyonlarla “41 ilde yerinde ve masada yapılan tartışmalarla belirlemek” yerine zeytin sıkım tesislerinde kurulacak bir sistemle belirlemek daha akılcı ve doğru olacaktır. Her ildeki zeytin sıkım tesisleri belli, bu tesislerin ne kadar zeytin aldığı ve ne kadar yağ çıkardığı kayıt altına alınırsa rekolte doğru bir biçimde belirlenmiş olur.

Rekolte neden önemli?

Rekolte önemli, çünkü fiyatlar rekolteye göre şekilleniyor. Üretimin çok olduğu yıllar fiyat düşük oluşurken, üretimin az olduğu yıllar fiyat daha yüksek seyreder. Tabii ki, dünya piyasaları, diğer üretici ülkelerdeki gelişmeler de fiyatı etkiler.

İspanya’da 2022 ve 2023’te iki yıl üst üste kuraklık yaşandı. Yıllık zeytinyağı üretimi 1 milyon 200 bin tondan 600-700 bin tona düşünce fiyatlar İspanya’da, Türkiye’de ve dünyada ciddi olarak yükseldi. Litre başına 10 Avro’nun üstüne çıktı. Dünyanın en büyük üreticisi İspanya’da üretim 2024’te normale dönünce fiyatlar yeniden 4-5 Avro seviyesine düştü.

Maliyet litre başına 200 lira

Sadece üreticiler değil, ihracatçılar, sanayiciler de zeytinyağı üretim maliyetinin arttığını ve litre başına 200 liraya kadar yükseldiğini ifade ediyor. Bu sezona başlarken zeytin üretiminin yüzde 40 civarında azalacağı ve yok yılı olduğu için fiyatlarda bir yükselme oldu. Üreticiler soruyor; açıklanan bu yüksek rekolte ile fiyatlar aşağı mı çekilmek isteniyor?

İhracatçılar ise fiyattan şikayetçi. İspanya’da 4-5 Avro’ya inen fiyatlarla Amerika, Japonya, Kanada pazarlarında rekabet etmenin olanaksız olduğunu ve bu yıl ihracat yapmanın çok zor olduğunu ifade ediyor. Kimi ihracatçılar bu nedenle Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında yağ ithalatına izin verilmesini talep ediyor. İçeride devreden stoklarla birlikte 690 bin ton zeytinyağı varsa ithalata izin verilir mi?

Destekler yetersiz ama kimsenin umUrunda değil

Zeytin ve zeytinyağında üzerinde çok durulmayan önemli konulardan birisi de destekleme. Türkiye’de zeytinyağına ilk kez destekleme primi 1998 yılında litre başına dolar bazında 40 sent olarak başladı. Sonraki yıllarda destek dolar yerine Türk lirası olarak verildi. Yıllar içerisinde verilen destek eridi, 2024’te dolar bazında 3 sente kadar düştü. Şu anda artık destekleme primi ödenmiyor. Son olarak 2024 yılı için zeytinyağında kilo başına 1 lira, zeytinde kilo başına 20 kuruş destekleme primi vardı.

Bitkisel üretimde 1 Ocak 2025 itibariyle planlı üretime geçildi. Destekleme modeli de değiştirildi. Planlama kapsamında 13 stratejik ürün ve yem bitkileri var. Bu ürünlere dekar başına temel destek ve ilave olarak planlama desteği ödeniyor. Zeytin, bu 13 ürün arasında yer almadığı için sadece temel destek ödenecek. 2025 üretim yılı için dekar başına 244 lira destek 2026’da ödenecek. 2026 üretim yılı için belirlenen dekar başına 310 liralık destek ise 2027 bütçesinden ödenecek.

Özetle, zeytin ve zeytinyağında Türkiye açısından çok zor bir sezon yaşanacak. Üretici artan maliyetlerden şikayetçi, ihracatçı artan fiyatlardan ve rekabet edememekten, ayrıca ihracat kısıtlamalarının yarattığı pazar kaybından şikayetçi. Sanayici kaliteli yağ sıkıntısı olduğunu ifade ediyor. Tüketici, zeytinyağının pahalı olmasından yakınıyor. Piyasada çok miktarda tağşişli yağ olduğu Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denetimlerinde görülüyor. Açıklanan rekolte inandırıcı değil. Türkiye, sofralık zeytinde dünyada ilk sırada, zeytinyağında ilk dört ülke arasında olmasına rağmen bu yanlış politika ve uygulamalarla bu üründeki avantajlarını değerlendiremiyor.

Diğer Yazılar