YEMİN EDERİM GERİ DÖNÜCEM!

Şimdi bir hayal kurmanızı istiyorum. Uzun süredir görmediğiniz bir arkadaşınızın ya da çok merak ettiğiniz ve ilk defa tanışacağınız birinin evine gidiyorsunuz. Önceden konuştunuz planladınız. Hatta o kişi size ne zaman geleceğinizi sordu. Biraz bozuldunuz ama şu saatte gelirim, bu saatte giderim dediniz. O da “Hay hay” dedi.  Sevindiniz.

Buluşma günü geldi çattı, hazırlandınız evin kapısına gelip çaldınız kapıyı. Sizi şöyle tepeden tırnağa süzdü. Daha içeri girmeden gayet somurtkan bir ifadeyle ‘Neden geldin? Kaç saat kalacaksın? Gitme saatin geldiğinde kesin gideceksin değil mi?’ gibi sorular sordu. Siz de buna bir şekilde cevap vermeye çalışırken arkanızdan başka biri geldi ve sorgusuz sualsiz güzel bir gülümsemeyle karşılanarak elini kolunu sallaya sallaya eve girdi.

YEMİN EDERİM GERİ DÖNÜCEM!

İşin kötü tarafı bu diğer iki kişi sizin evinize de oldukça rahat girip çıkabilir.

Ne hissedersiniz? Burayı siz doldurun.

Dostlarım; yukarıda anlattığım hikayeyi yaşamayacağınızı sanmayın. Yurtdışında ortalama bir ülkeye gittiğiniz an bunları yaşayacaksınız. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak geri döneceğinize o ülkeyi inandıramadığınız sürece o ülkeye girmeye değer bulunmuyorsunuz.

Geçtiğimiz hafta Türklere vize uygulamayan, bırakın vizeyi kimlikle seyahat edilebilen bir ülke olan Moldova’ya gittim. Moldova gelecek yıllarda kesinlikle Doğu Avrupa’nın gözbebeklerinden biri olacak. Avrupa Birliği’ne alınması da bence çok yakın. Zaten Moldova vatandaşları tüm Avrupa’ya vizesiz seyahat ediyor.

YEMİN EDERİM GERİ DÖNÜCEM!

Peki Dünya’da kaç kişi Moldova’nın başkentini biliyor? Ben söyleyeyim Kişinev. Harika bir şehir. Sovyet kıyafetleri giymiş bir Avrupalı adeta.

Peki bana göre dünyanın en güzel şehirlerinden ikisi olan İstanbul ve Antalya’dan gelen Türk vatandaşları neden adeta Ukrayna’ya kaçmayacağına yeminler ederek Moldova’ya girmeye çalışıyor ve yüzde 95’i geri gönderiliyor?  Orada tanıştığım bir yetkili bana uzun zamandır ülkeye turist olarak gezmek isteyen ilk Türk olduğumu söyledi.

Bunun sebebi Türkiye’den artık savaş sebebiyle Ukrayna’ya uçuş olmaması ve Avrupa’ya kaçmak isteyen Türklerin Moldova’dan Ukrayna’ya geçerek kaçması. Yani yeni sayılabilecek bir durum ve düşünün kaç kişi kaçmış da bu karar alınmış. Tamam herkes kendi ülkesinin çıkarını düşünmeli, kimsenin babasının oğlu değiliz biz.

YEMİN EDERİM GERİ DÖNÜCEM!

Ama…

Ben 100 yaşındaki bir Türkiye’nin vatandaşı olarak bir saat boyunca gazeteci olduğumu, yazılarımı haberlerimi, eski Schengen vizelerimi anlatmak zorunda olmamalıyım! Tüm çabalarıma karşın ikna edemediğimde sinirle oğlumun fotoğrafını açıp ‘Hanımefendi yemin ederim geri dönücem’ dememeliyim!

En büyük havalimanı Çardak Havalimanından daha küçük olan 600 bin nüfuslu Kişinev‘in polisi, görev yaptığı şehrin 5 katı nüfusuna sahip Dünya’nın turizm merkezi (tüm Moldovalıların yanıp tutuştuğu) Antalya’dan gelen Ata’nın oradan başka ülkeye kaçmayacağına ben ikna etmeden EMİN OLMALI!

Bu o hanımefendinin ya da Moldova’nın suçu mu sizce? Tabi ki de hayır. Bir yılda kaç kişi buna teşebbüs ettiyse buna karar vermişler. Bu insanları kaçmaya iten sebepleri de makul karşılıyorum ama düşünün ki bir sıkıntı yüzünden Moldova, Almanya ya da İngiltere vs. vatandaşlarına aynı zorluğu çektiriyor.  Düşünemediniz değil mi?

Saygılar…

YEMİN EDERİM GERİ DÖNÜCEM!

 

 

 

Diğer Yazılar