AÇLIK- KNUT HAMSUN

Açlık, Norveçli yazar Knut Hamsun’un  19 yüzyıl sonunda yazdığı gerçekçi psikolojik bir romandır. Eleştirmenler tarafından otobiyografik bir roman olarak değerlendirilen bu eserin yazarın hayatının bir dönemini anlattığı düşünülmektedir. Gerçekten de Knut Hamsun Amerika ve Avrupa arasında git gel yaptığı bir dönemde Oslo’da  parasızlık ve açlık çektiği bir dönem olmuştur.

Eser kahramanımızın harika bir cümlesi ile başlar: “Yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediği o garip şehir Kristiania’da…” Eser'de kahramanının adı hiçbir yerde geçmemektedir; sefil görüntüsünden utandığı için çeşitli uydurma isimler vermektedir soranlara. “Andreas Tangen” ismi de böyle bir zamanda gelir aklına. Aslında sever de uydurma isimler vermeyi, mesela genç sevgilisine “Ylajali” ismini uygun bulur.

Martin Eden gibi kahramanımız da yazarlıkla geçinmeye çalışan, gazetelere yazdığı köşe yazılarıyla hayatını idame ettirmeye çalışan yalnız ve bekar bir kişidir. Eser'den anladığımız kadarıyla şu anki fakir haline gelmeden önce güzel bir hayatı vardır.

Çeşitli izbe yerlerde hayatta kalmaya çalışan kahramanımız sık sık parasını ödeyemediği için yer değiştirmek zorunda kalır. Bu yer değiştirmeler arasında parkta bir bankta ya da mezarlıkta iki mezar arasında gecelediği de olur.

Hemen hemen hiçbir şahsi eşyası olmayan kahramanımızın mal varlığı bir arkadaşından ödünç aldığı battaniyesi ile bir kurşun kalem ve yazı kâğıtlarından oluşmaktadır.

Açlık ve sefalet ile mücadele eden gururlu kahramanımız hiçbir zaman doğru yoldan ayrılmaz. Öyle zor durumlara düşer ki, mesela ceketinin düğmesini satmaya bile düşünür ama bu durumda dahi hırsızlık yapmak ya da dilenmek onun için küçültücü ve alçaltıcı bir eylemdir.

Yazarın açlıkla ilgili anlatımları öyle gerçekçi örneklere ve hadiselere dayanır ki okuyucu açlığı iliklerine kadar hisseder. Bu gerçekçi anlatım ile okuyucu hikayenin içine tamamen çekilir.

Kahramanımız aslında açlıkla yaşamayı özümsemiş ve içselleştirmiş bir şekilde günlerini geçirmektedir. Kahramanımız bazen dalga geçer açlıkla bazen sinirlenir ona. Kendisi bu durumdan beslenmekte bir şekilde açlık çekmeden yaşayamaz hale gelmiştir. Açlıktan sıkıntı çekmemektedir yani; açlıktan ve kahramanın yaşadıklarından sıkıntı çeken okuyucudur sadece.

Eserimiz başladığı gibi yine harika bir cümle ile son bulur: “… şimdilik hoşça kal, dedim.”

Tanrım kimseyi açlık ile terbiye etmesin.

Akılda Kalanlar

Fazla gururdan ölebilirdi insan.

Yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediği o garip şehir Kristiania'da açı açına sürttüğüm günlerdeydi.

Diğer Yazılar