Julia Alvarez - Kelebekler Zamanında

 

Julia Alvarez'in "Kelebekler Zamanında" adlı romanı, Latin Amerika'nın tarihsel bir dönemini ve diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü haline gelen Mirabal Kardeşlerin dokunaklı hikayesini anlatıyor. Alvarez'in ustalıklı kaleminden çıkan bu eser, okuyucuları Dominik Cumhuriyeti'nin siyasi ve sosyal gerçekliğine daldırırken, aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine de inmeyi başarıyor. Aslında diktatörlük, siyaset ve özgürlükler mücadelesi Latin Amerika edebiyatında (Latino) çok fazla yer almakta ve birçok yazar tarafından defalarca işlenmiştir. 

Roman, Mirabal kardeşlerin hayatını, arzularını, korkularını ve idealizmlerini ustaca dokuyarak okuyucuya duygusal bir yolculuk sunuyor. Patria, Minerva, María Teresa ve Dedé'nin bakış açılarıyla örülen bu dokuma, diktatörlük altındaki bir ülkede yaşamanın getirdiği acılarla, umutlarla ve direnişle dolu bir yaşamın resmini çıkarıyor.

Alvarez'in dikkat çekici bir şekilde tasvir ettiği karakterler, okuyucunun hafızasında iz bırakıyor ve onların mücadelelerine derinden bağlanmasını sağlıyor. Karakterlerin içsel çatışmaları ve dışsal zorluklarla başa çıkma çabaları, insanın doğasını ve insanın ne kadar dirençli olabileceğini vurguluyor.

Romanın en etkileyici yönlerinden biri, Alvarez'in dil kullanımı ve anlatımındaki ustalığıdır. Hikayeyi güçlü bir şekilde ilerleten, duygusal olarak dokunaklı anlatımıyla, okuyucuyu Mirabal kardeşlerin yanında bir yol arkadaşı gibi hissettirirken, aynı zamanda tarihi olayların gerçekliğini de hissettiriyor.

"Kelebekler Zamanında", sadece Mirabal kardeşlerin hikayesini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda kadınların gücünü, dayanıklılığını ve direnişini de kutlar. Alvarez'in ustalıklı kurgusu ve derinlikli karakter portreleri, bu romana yerini sağlamlaştıran unsurlardan sadece birkaçıdır. Bahsedilen dönemde kadının toplumsal hayattaki rolünü anlatması bakımından da önemlidir eser.

Zaman, mekân ve kahramanların karışık ele alınması okuyucuyu yormaktadır. Çoklu bakış açısı olarak tanımlanan bu anlatım tarzı ile kardeşlerin gözlerinden olaylar yansıtılmaya çalışılmıştır ancak yazarın karmaşık anlatımı okuyucunun tam olarak bu anlatış tarzının tadına varmasına engel olmuştur. Ayrıca kardeşlerin muhalif olarak yaptıkları kitapta net şekilde dile getirilmemiş olması okuyucuda kardeşlerin devrimdeki rolü hakkında kafa karışıklığına neden olmaktadır. Romandaki orijinal dildeki anlatımlar hoşluk yaratsa da bazen okuyanın ilgisinin dağılmasına neden olabilmektedir.

Sonuç olarak, Julia Alvarez'in "Kelebekler Zamanında" adlı eseri, Mirabal kardeşlerin yaşamını ve mücadelesini anlatan etkileyici bir roman olarak öne çıkıyor. Karakterlerin insan yanına ağırlık vermesi, etkileyici anlatım ve güçlü temalarıyla, bu kitap, unutulmaz bir okuma deneyimi sunuyor ve Mirabal kardeşlerin anısını sonsuza kadar yaşatıyor.

Notlar:

Kız kardeşlerin bağlı oldukları örgüt adını 1959’da diktatör Trujillo’yu devirmek için denizden adaya çıkan 50 devrimcinin öldürüldükleri tarih olan 14 Haziran’dan alıyordu ve kardeşlerin ölüm tarihi olan 25 Kasım, 1999 yılından beri Uluslararası Kadına Yönelik Şiddeti Protesto Günü olarak anılmaktadır. 

Yazar Julia Alvarez’in babası Dominik’ten kaçan bir muhaliftir. Bu noktada yazar romanda yer alan Lio kod adlı (Virgilio Morales) örgüt üyesinin Minerva ile bağlantısından bahsederek aslında Lio’nun babası olduğunu ve roman ile kendi arasında önemli bir bağ olduğunu okuyucuya çıtlatır.

Başrolünü Selma Hayek’in oynadığı Hollywood yapımı bir de filmi vardır. https://www.imdb.com/title/tt0263467/

Akılda Kalanlar

Merakı sanki yüzünü çırılçıplak bırakıyor. Saklanmak istercesine öne eğiyor başını hemen.

Kelimeler… Bedenleri bir hendekte bulunduğunda kefenleri olacak kelimeler.

Alt kattaki salonun karanlığında saatler çekiç gibi vuruyordu.

Şiş göğüslerimde, karnımın tümseğinde dolaşır, sonra aşağıya inerdi ellerim. Her gece onlara hakim olmaya çalışırdım, her gece benden kaçarlardı. 

Mama popoya terliğin yetişkin eşdeğeri bir bakışla onu susturdu.

Hangisi daha önemli, aşk mı devrim mi? İkisi de, ikisi de,

"El Jefe'nin yolundan en küçük oğlunun köprüsünü geçtikten sonra en büyük oğlunun sokağına sapacaksın. Karısının bulvarına geldiğinde sola döneceksin, ardından annesinin parkına varana kadar yürüyeceksin."

Kalbinde bir hayalet vardıysa da bana söylemedi.

Buralarda köylüler misafirlerine gitme vaktinin geldiğini kapının kenarına süpürgelerini koyarak belli ederler.

Âdemin önünde, Havva'nın arkasında olan şey A harfiydi. Sert girip yumuşak çıkan şey de kaynamış suya atılan fasulyelerdi. (bilmece)

Ama bana göre ay aydır, her şekli özeldir. Bebek gibidir; pek güzel olmayanı bile Tanrı'nın bir lütfudur. Mama'nın eskiden dediği gibi, hepsi kolunun altında ekmeğiyle doğar.

Ben geçmişe takılıp kalmış değilim, sadece geçmişi de benimle beraber geleceğe taşıdım.

İnsanlar sorular soracaklar; niyetleri kötü olmayacak elbette ama parmaklarını hala acıyan yerlere sokacaklar.

Herkesten bir çıt çıksa dünyanın duymazdan gelemeyeceği bir koro olacakken ağızlarını açmamış insanlar.

Yerel Deyişler

Çivi, çakılana kadar çekice inanmaz, derler.

Kambura yükü ağır gelmez

Hepsi kolunun altında ekmeğiyle doğar

Diğer Yazılar