ENDÜLÜS’LEŞTİRME GAYRETLERİ…

Sevgili dostum, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevdet Kılıç’ın, “İslam Düşüncesi ve Batı’ya Etkileri” isimli bir kitabı çıktı.

Çok ciddi bir emek ve gayret mahsulü olduğu her satırından anlaşılan eserde, Batı’nın tarih boyunca dünyanın muhtelif bölgelerinde tatbik ettiği soykırımların uzun bir listesi yer alıyor. (Sayfa: 30-35)

Bu eseri okudukça anlıyoruz ki Batı, kendi menfaati için kendinden olmayan insanları yok etmekten hiçbir zaman çekinmemiş. Bütün soykırım ve katliamları kendisi yaptığı halde, bunları tarih kayıtlarında ve belgelerinde yok etmek için de her türlü yola başvurmuş.

Her 24 Nisan’da Türklerin Ermeni soykırımı yaptığına dair yalan açıklamalar yapan Batı’nın, kendi yaptığı soykırımları gündeme getirmediğini ve getirilmesine bile izin vermediğini biliyoruz.

Batı’nın dünya tarihinde derin izler bırakan soykırımlarından biri de malum Endülüs’teki soykırımdır. Bugün İspanya adındaki devletin topraklarında 7 asırdan fazla yaşayan Müslümanları ve Yahudileri yok etmek için sistemli bir soykırım yapan Batı, asırlarca Müslüman toprağı olan Endülüs’te tek bir Müslüman bırakmadı.

Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğunun, sömürgeleştirmek için işgal ettiği Asya ve Afrika topraklarında ne büyük katliamlar yaptığını biliyoruz.

ABD’nin 1492’den itibaren işgal ettiği Amerika kıtasının yerli halkını nasıl soykırıma tabi tuttuğunu da biliyoruz.

Batılı devletlerin ve devlet adamlarının menfaatleri söz konusu olduğu zaman hiçbir kutsal, insanî değer, vicdan tanımadığını halen İsrail’in Gazze’de devam ettirdiği soykırıma karşı tutumundan da görüyoruz.

ABD ve ortakları, zavallı bir devlet durumuna düşürdükleri Yemen’in, Kızıldeniz’de birkaç İsrail gemisine müdahale etmesi üzerine nasıl birlik olup bu fakir üzerine çullandıklarını ibretle seyrettik.

İsrail yaklaşık 4 aydan beri 28 binden fazla masum insanı katletti. Bütün batılı devletler İsrail’i durdurmak bir yana, halen her türlü maddi ve manevi desteği vermeye devam ediyor. İsrail de, dünyadaki iki milyardan fazla Müslümanın suskunluğundan istifade ederek, Gazze’yi ve burada yaşayan iki milyona yakın Müslümanı tamamen yok etmek için saldırılarını sürdürüyor.

Televizyonlardan birinin alt yazısında gelecek hafta Refah’a saldırmak üzere bir planın katil Yahudi hükümetinin gündemine alınacağı haberi geçerken, tüylerimiz diken diken oldu.

Dünyada işlenen soykırımların artık tarihte kaldığını, modern batının çok insancıl ve vicdanlı olduğunu zannederken, İsrail, Batı’nın hiç değişmediğini bir kere daha anlamamıza vesile oldu. Yahudilerin tarih boyunca insanlığın nefs-i emmâresi olduğunu, her türlü mel’aneti fırsatını bulduğu anda işlemekten çekinmediğini ve bu yüzden hiçbir zaman sevilmediklerini biliyoruz. Modern dünyayı ve medeniyeti temsil ettiğini ileri süren Batı’nın aslında ne kadar ilkel, katil, vicdansız olduğunu 4 aydan beri her gün yüreğimiz sızlayarak seyrediyoruz.

Tarih boyunca arz-ı mev’ud hayalleri kuran ve bu hayallerinden hiçbir zaman vazgeçmeyen Yahudilerin adım adım hayallerini gerçekleştirmek için hiçbir kural tanımadıklarını daha nasıl anlatacağız acaba?

Tarihte Siyonizm’i ilk defa sistemli hale getiren ve bunu kendisine inananlara miras bırakan Yahudi’nin, Osmanlı Devleti’nin merhamet ederek İspanya’dan gemilerle getirip İzmir’e yerleştirdiği Yahudilerin soyundan Sabetay Sevi olduğunu biliyoruz.

1666 yılında güya Müslüman olduğunu söyleyen ancak dinini hiç terk etmeyen Sabetay Sevi, kendisine inananlara Mehdi olduğunu kabul ettirerek, bir gün Kudüs’e ve Filistin’e geri dönecekleri inancını kaybetmemelerini tavsiye ediyor.

Sabetay Sevi’ye inanan Yahudiler sadece Osmanlı topraklarında yaşayanlardan ibaret değil, dünyanın her yerinde yaşayan Yahudiler de vardır.

Asırlar boyunca nesilden nesile aktarılan bu inançlarını gerçekleştirmeyi, İngiltere’nin de desteğini alarak nihayet 1948 yılında başardılar.

75 yıldan beri Filistin topraklarını sürekli işgal ederek Müslümanları yok eden Yahudilerin son 4 aydan beri yaptıkları, bütün soykırımlarının üzerinde bir soykırımdır. İsrail eğer durdurulamazsa Gazze artık hızla Endülüs olma yolundadır.

Bu arada Çin’in Doğu Türkistan’da neler yaptığına dair sağlıklı bilgiler alamıyoruz. Korkarız ki dünya sessiz kalmaya devam ederse Filistin’de yakın gelecekte bir tek Müslüman kalmayacak. Belki Doğu Türkistan’da da bir tek Türk kalmayacak.

Bütün bu olup bitenlerin aslında tek sorumlusu Müslümanlardır. Yahudi ve Hristiyanlar kendi dinlerinin ve inançlarının gereğini yerine getiriyorlar. Biz Müslümanlar neden Allah’ın emirlerine sımsıkı sarılıp bu soykırımları durdurmak için çalışmıyoruz. Neden bizim stratejik silahlarımız yok. Neden Batı’nın bütün silahları bizde de yok. Batı’yı ve İsrail’i durdurmanın tek yolu onların anladığı dilden cevap vermektir. Yazık ki biz Müslümanlar, konforumuzdan, rahatımızdan, huzurumuzdan taviz veremediğimizden zulümleri, soykırımları durdurmak için kılımızı bile kıpırdatmıyoruz.

İstanbul’da görüyoruz ki İsrail’i destekleyen bütün markalar tıklım tıklım dolu. Bizim insanımızın mühim bir kısmının beyni tamamen Yahudileşmiş ve biz bunun maalesef farkında değiliz.

İsrail, elinde tuttuğu medya sayesinde dünyadaki bütün insanların çok büyük bir kısmını kendi inançları istikametinde inanmaya ve yaşamaya zorluyor.

Anlıyoruz ki insan olarak yaratılmak insan olmak için yeterli bir sebep değildir. İsrail’in ve Batı’nın yaptığı soykırımdan zerre vicdan azabı duymayanlar, insan değildir.

Osmanlı Cihan Devleti’nin 26. Padişahı III. Mustafa’nın kendi çağındaki hali anlatmak için söylediği şu kıta, bugün de ne kadar geçerlidir.

 

Yıkılıpdur bu cihan sanma ki bizde düzele

Devleti, çarh-ı denî verdi kamu müptezele

Şimdi ebvâb-ı saadette gezen hep hezele

İşimiz kaldı hemân merhamet-i Lemyezel’e

 

Diğer Yazılar