OKULLAR AÇILIRKEN…

İlkokul birinci sınıfa başlayacak çocuklarımız için okullar 4 Eylül’de açılacak. Bizim 6,5 yaşındaki torunumuz Mehmet Berat Yılmaz da bu sene ilkokul birinci sınıfa başlayacağı için, okulların ne zaman açılacağını öğrendik.

Zaman zaman eğitim konusuna giriyoruz ve genellikle eğitim sisteminin eksikliklerini gözler önüne sererek, daha mükemmel nasıl olabilir, hususunda görüşlerimizi paylaşıyoruz.

Biz ne kadar yazarsak yazalım, bu ülkede eğitim sistemini kökünden değiştirecek ve mükemmel hale getirecek bir siyasi irade ve iktidarın bulunmadığını, yakın bir gelecekte de olmayacağını elbette biliyoruz. Zira 22 seneden beri iktidarda olan bir partinin, eğitim sisteminin sadece kabuğunu değiştirmekle oyalandığını, bol bol yeni okullar yaptığını, öğrencilere içleri boş ders kitaplarını bedava dağıttığını üzülerek takip ediyoruz.

Derslik, teknik donanım, az mevcutlu sınıfların sayısının artması gibi gelişmeler elbette güzel gelişmeler ama en az 12 sene boyunca eğitim gören gençlerimizin cehaletlerini bizzat müşahede ettikçe, bu 12 sene boyunca gençlere ne öğretildiğini gerçekten anlayamıyoruz. 12 senenin sonunda üniversite imtihanlarına girerek en az 2 veya 4 sene daha eğitime devam eden gençlerin halleri de hakikaten içler acısı. Ülkemizde yüksek tahsilli cahillerden bol bir şey yok.

Peki eğitim sistemimizin içi neden boş. Biz lise yıllarında haftada sekiz saat İngilizce dersi gördük ve İngilizce öğrenemeden liseden mezun olduk. Bendeniz bütün diğer derslerim çok iyi olduğu halde matematik ve fizik derslerinden sınıfta kaldım ve bir sene kaybettim.

Bu sistemin böylesine içinin boş olmasının sebebi öğretmenler mi, sistemin bizzat kendisi mi? Elbette sistemin kendisi içi boş sistem ve sistemi kurgulayan akıl veya irade, sanki bu sistemle, nesillerin kabiliyetlerini imha etmeyi planlamış ve bunda da maalesef büyük ölçüde başarılı olmuş, olmaya da devam ediyor.

Yüzyıllar boyunca cihana hükmeden, büyük devletler ve imparatorluklar kuran, Asya bozkırlarından Viyana kapılarına ve Yemen sahillerine, Büyük Okyanus’a dayanan devletlere ve milletlere hükmeden bir milletin çocukları nasıl bu kadar cahil ve kabiliyetsiz kalabilir.

Tarihinde yüzlerce matematikçi, tıpalimi, mimar, astronomi ve fizik alimi, ilim, fikir ve sanat adamları yetiştiren bir milletin evlatları arasında son asırda neden büyük adamlar yetişmez? Bunun tek sebebi, eğitim sistemimizin çok şuurlu şekilde içinin boş olmasının istenmesi ve bunun başarılmasıdır.

Son yüzyıl boyunca hasbelkader büyük işler başarmış insanlarımızın hemen tamamının, kendi gayretleriyle ve bu eğitim sisteminin dışına çıkmayı bilmeleri sebebiyle büyük başarılar kazandıkları bir gerçektir.

Üstelik bu ülkede başarı hemen her zaman cezalandırılmıştır. 33 sene önce zakkum bitkisinden kanser ilacı yaptığını söylediği için ülkeyi terk etmeye mecbur kalan Dr. Ziya Özel örneği hâlâ karşımızda duruyor.

Dünyanın tanıdığı ve 2010’dan sonra Türkiye’ye gelerek İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’ni İstanbul’da kuran Prof. Dr. Fuat Sezgin’in 1960 darbesinden sonra darbe hükümeti tarafından, hiçbir gerekçe gösterilmeden üniversiteden atılması ve Almanya’ya gitmek zorunda kalması ibretlik hadiselerdir.

Okulların açılmasına az bir zaman kala, biz eğitim sistemimizin neden böyle olduğunu sorgulamaktan çok, bu sistemi nasıl ideal hale getirebileceğimizi tartışmamız gerektiğini düşünüyoruz.

Ülkemizde ilk, orta, lise ve üniversitelerde hocalık yapan milyonlarca insanımız var. Ancak bu kadar insan arasından dünya çapında başarılara imza atan ve yetiştirdiği öğrencileri de dünya çapında başarılı hoca, belki bir elin parmakları kadardır.

Tanıdığımız çok sayıda öğretmenimizin, sadece para kazanmak maksadıyla öğretmenlik yaptığını, çok sayıda akademisyen ve profesörün de sadece daha rahat bir hayat için üniversitede hocalık yaptığını üzülerek müşahede ediyoruz.

Bizim tarihimizdeki büyük başarılarımızı, ilmî çalışmalarımızı araştıracak, bugünkü ve gelecek nesillere aktaracak bilim insanlarına ihtiyacımız var.

 Gençlerimiz kendi kültürel değerlerini ve büyük kültür, ilim, fikir ve sanat adamlarını bilmeden, tanımadan okullardan mezun oluyor.

Tarihini, dinini, kültürünü ve sanatını öğrenemeden üniversiteden mezun olan gençlerimizin, milletimizin hayatına katkıda bulunmasını beklemek çok fazla safdillik olacaktır.

Hiçbir ciddi romancımızı, hikâyecimizi, şairimizi, tiyatrocumuzu, hattatımızı, ebru sanatçımızı, tezhip sanatçımızı, mimarımızı, bestekârımızı, hânende ve sâzendemizi tanımadan, okumadan mezun ettiğimiz gençlerimiz, kendilerine bir örnek insan bile seçemeden hayata atılıyorlar ve sadece para kazanmayı başarı zannediyorlar. 

Okullar açılmadan önce biz hatırlatalım da TBMM’deki milletvekillerimiz isterlerse tatile devam etsinler.

Kendi kültüründen habersiz yetişen nesillerin bu ülkeye hiçbir faydası olamaz.

Bütün okullara Türk Kültürü dersleri konulmalıdır ve bu dersin muhtevasında 5 bin yıllık Türk tarihi boyunca dünyaya kazandırdığımız bütün maddî/manevî kültürel değerlerimiz peyderpey öğretilmelidir. Liseden mezun olan bir evladımız, en az 500 kitap okumuş olarak üniversiteye geçmeli veya hayata atılmalıdır. Gençlerimiz, şarkılarımızı, türkülerimizi, ilahilerimizi, hüsn-i hat, tezhip, ebru, çini, cilt, kat’ı, oymacılık, kakmacılık, mimari, musıkî, Karagöz- Hacivat, ortaoyunu, meddah gibi klasik sanatlarımızı en azından teorik olarak öğrenmeli ve kendi kabiliyetine uygun bir sanatla meşgul olma iradesini gösterecek bir donanımla mezun olmalıdır.

Milleti ayakta tutan ve diğer milletlerden ayıran ürettiği kültür ve medeniyet eserleri olduğuna göre, eğitim sistemimizde bizi biz yapan bütün güzelliklere yer verilmelidir.

Tabii “bir lisan, bir insan” kuralı gereğince bütün gençlerimiz en az bir yabancı dili kendi ana dili kadar konuşmayı ve yazmayı öğrenerek mezun olmalıdır.

Bütün bunları müfredata koymak çok mu zor? Elbette hayır… Ancak bir el bunların yapılmasını yüz seneden beri engelliyor. O elin bulunup, sahibinin aradan çıkarılması şarttır.

Yeni ders yılının milletimizin evlatları için hayırlı olmasını diler, gençlerimizin her birinin eğitim yılı sonuna kadar en az 60 kitap okumalarını temenni ederiz…

Diğer Yazılar