KAFKASLAR’DA MEZARI BİLİNMEYEN DENİZLİLİ MEVLÜT’ÜN ÖYKÜSÜ

İlk küresel savaş olma özelliği taşıyan 1. Dünya Savaşı, 1914’te Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Sırbistan’a işgali ile başladı. Küresel savaşta, ‘İtilaf ve İttifak’ adı verilen güçler karşı karşıya geldi. Dönemin büyük güçleri olan ABD, Birleşik Krallık, Fransa Cumhuriyeti ve Rusya İmparatorluğu ‘İtilaf Devletleri’ni oluşturan güçler olurken; Alman İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile İtalya Krallığı ‘İttifak Devletleri’ arasında yer aldı. Daha sonra İtalya, 1915’te taraf değiştirerek İtilaf Devletleri’ne geçti. Yeni devletlerin de savaşa dahil olmasıyla savaş genişleyerek, milyonlarca kişinin ölümüne neden oldu.

Osmanlı İmparatorluğu ise 1914 yılında, ‘İttifak Devletleri’ arasında yer aldı. Osmanlı İmparatorluğu, savaşa dahil olmasıyla birlikte Ruslara karşı Kafkas, Büyük Britanya’ya karşı Suriye-Filistin, Büyük Britanya’ya karşı Irak, Büyük Britanya ve Araplara karşı Hicaz-Yemen, Büyük Britanya ve Fransa’ya karşı Çanakkale, Rusya ve İngiltere’ye karşı İran Cepheleri’nde savaşmak zorunda kaldı. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu Galiçya ve Balkan Cepheleri’nde müttefiklerine destek olmak amacıyla asker gönderdi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Rus İmparatorluğu ile karşı karşıya geldikleri cephe olan Kafkasya Cephesi, 1914 yılında başladı ve Doğu Anadolu Bölgesi içerilerine kadar genişledi. Zorlu coğrafya, Osmanlı ordusunu büyük bir mücadeleye zorladı. Cephedeki askerler, aşırı soğuk, açlık ve hastalıklarla başa çıkmak zorunda kaldı. Dağ geçitlerindeki çatışmalar, düşmanın saldırıları ve hava şartlarının zorluğu nedeniyle çok sayıda asker hayatını kaybetti. Kafkas Cephesi, 1918 yılına Modros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla son buldu. Bu cephede savaş sona erdiğinde toplam ölü sayısının 2,5-3 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.

Dünyada böyle gelişmeler yaşanırken, Mevlüt de bu kahraman askerlerden biriydi. Alaattin Mahallesi'nde yaşayan Mevlüt, Elif ile yeni evlenmiş (Soyadı kanunu olmadığı için soyadını paylaşamıyorum.)  ve Süleyman ile Ramazan adında iki çocukları olmuştu. Tahminime göre, 1. Dünya Savaşı patlak verince "vatan savunması" çağrısına uyarak, eşi ve iki çocuğunu köyde bırakan Mevlüt, silah altına alındı. Kafkas Cephesi'nde görev yapan Mevlüt, vatanını savunmak için Kafkas Cephesi'nde savaşırken; yüreğinde vatan sevgisi, aklında ise köyünde bıraktığı iki çocuğu ile eşi Elif vardı.

Vatanını savunmak için cesurca savaşan Mevlüt, bir süre sonra şehit düştü. Acıpayam'daki ailesine ve sevdiklerine geri dönemeden, vatanı için canını feda etti. Mevlüt’ün şehadet haberi, Erzurum’dan ulaştı. İki çocuğu yetim kalan Mevlüt’ünnaaşı köye gönderilemedi. Şimdi ise Mevlüt’ün mezarının nerede olduğu bile bilinmiyor. Bu yüzden Mevlüt’ün ailesi, onun mezarını bile ziyaret edemedi. O, sadece yüreklerde yaşayan bir kahraman olarak kaldı. Bir süre sonra Elif de başka biriyle evlendirildi ancak kısa bir süre sonra Elif de vefat etti. Yetim kalan 2 çocuk, yokluklar içerisinde yaşam savaşı verdi.

Burada bahsettiğim Mevlüt ve Elif büyük dedem ve ninem. Yetim kalan çocuklardan Süleyman ise dedem. Bu gerçek bir hikaye. Okulu bitirdikten ve mesleğe başladıktan sonra Mevlüt Dedemin mezarını araştırdım ama yeterli bilgiye sahip olamadığım için bir sonuç alamadım. Umarım gelişen teknoloji ile birlikte bu imkansızlıklar imkan haline gelir ve büyük dedemin mezarını bulma hayalim gerçek olur.

Öte yandan geçtiğimiz hafta Kuzey Irak’ta yaşanan çatışmanın acısı Denizli’ye hatta Buldan’a düştü. Buldanlı kardeşimiz Kemal Özek’in şehadet haberi, hepimizin içini yaktı. Denizli, şehidine sahip çıktı. Binlerce kişinin katıldığı askeri törenle Şehit Özek, son yolculuğuna uğurlandı. Şehidimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ise sabırlar diliyorum.

Diğer Yazılar