MERHABA…
Sevgili ve saygıdeğer okur;
Öncelikle yıllar sonra tekrar köşe yazıyor olmanın ve sizlerle birlikte olmanın heyecanı içinde olduğumu paylaşmak isterim. Evet, klavyem yıllar sıra yeniden köşe yazmak için çalışmaya başlayacak.
Başta şunu belirtmek isterim. Beni yakinen tanıyanlar bilir, çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda üzerime sinen Ankara grisi nedeniyle “siz” kipine daha alışkınım. Seni şahsen tanımıyorum ama “siz” kipi ile yazarak araya resmi bir duvar koymak istemiyorum. Bu yüzden yazılarımda okurla yani seninle konuşurken “sen” kipini kullanacağım. Saygısızlık olarak düşünme lütfen, yazılarımı resmiyetten uzaklaştırarak sadeleştirme ve samimiyeti artırma çabası olarak gör.
DENİZLİ’NİN DEV KADROSU
Evet, bu girizgahtan sonra yıllar sonra tekrar yazmaya başlamanın hikayesini anlatayım.
Her şey bir süre önce Facebook’un 2014 yılındaki bir paylaşımımı hatırlatması ile başladı. Paylaşımım; 14 sene önce köşe yazdığım denizlihaber internet haber sitesinin o dönemki yayın kadrosunu bir araya getirmesi ve bu buluşmayı “Denizli’nin Dev Kadrosu” manşeti ile haberleştirmesi üzerineydi. Manşet hiç de abartılı değildi. Kimler yoktu ki yazar kadrosunda? Prof.Dr.Fazıl Necdet Ardıç, Engin Ünal, Seval Uysal, Cemal Ataman, rahmetli Yaşar Tok, Erdal Otçu, Sedat Kurt, Serkan Urgancı, Selami Aydın, Hakan Keysan ve daha birçok değerli isim. Farklı disiplinlerde öne çıkan ve kalemi güçlü onlarca değerli yazarın ve habercinin bir araya geldiği Denizli için önemli ve değerli bir oluşumdu.

YENİDEN BAŞLIYORUM
Bu paylaşımımdan bir süre sonra sevgili Osman Nuri Boyacı’dan samimi bir yeniden yazma teklifi geldi. İlk cümlem, yukarıda bahsettiğim Facebook paylaşımımın da başlığı olan “yazmak güzel ama düzenli yazmak zor iş” oldu. Düzenlilik konusunda anlaştık, orta yolu bulacağız. :)
Yazılarım genellikle şu konular etrafında şekillenecek. Mesleğim olan kamuoyu ve pazar araştırmaları, son yıllarda odaklandığım kırsal kalkınma politikaları ve uygulamaları, memleketim Serinhisar’ın (başta leblebicilik ve bıçakçılık olmak üzere) ekonomik değerleri ve kültürel motifleri, şehrim Denizli’de olup bitenler ve tabii ki dipsiz kuyu ülke gündemimiz.
Malum, basının görevi kamu yararı gözeterek eleştirel gözle olup biteni anlamaya çalışmak ve anlatmak. Dolayısıyla yazılarım genellikle eleştirel çerçevede olacak. Ki uzaydan baktığımızda eleştirilmeyecek bir ülkede/şehirde yaşamadığımız gayet net ortada.
Yazma sürecini olabildiğinde interaktif yürütmeyi planlıyorum. Hem okur olarak yazılarıma yön vermeni istiyorum hem de okurun beni okuduğu gibi ben de okuru (seni) okumak istiyorum. Bunun için başta anketler yapmak ve sosyal medya yorumlarını irdelemek olmak üzere farklı yöntemleri kullanmaya çalışacağım, bu konuda önerilere de açığım.
Umuyorum ki (herhangi bir şeyden) keyif almanın giderek zorlaştığı zeminde ben yazarken keyif alabilirim sen de okurken...
Sonraki yazıda görüşmek dileğiyle…
Diğer Yazılar




