KIVILCIM…

“ Bir kıvılcımla geleceğimiz kül oldu “
Bu cümle bir Gazetenin orman yangınlarından sonra attığı manşet.
Evet çoğu zaman her şey, bir kıvılcımla başlıyor.
Geriye sadece küle dönmüş ağaçlar, alevler içerisinde yok olan yaşamlar kalıyor. Orman yangınlarının büyük bir kısmı insan kaynaklı. Yani doğa kendi kendini yakmıyor, biz yakıyoruz. Piknikten sonra söndürülmeyen mangallar, ormana atılan izmaritler, dikkat edilmeden kırılıp atılan cam şişeler, Bazen ise bilinçli, kasıtlı çıkarılan yangınlar. Sebep ne olursa olsun, sonuç değişmiyor. Binlerce dönüm orman kül oluyor, canlılar yanarak can veriyor, hava kirleniyor, su kaynakları kuruyor, iklim değişikliği daha da hız kazanıyor.
Bir kıvılcım...
Belki de 1 saniyelik bir dikkatsizlik. Ama o kıvılcımın bedelini binlerce yıl süreyle bin bir zorlukla yetiştirilmiş yaşlanmış ormanlar, o ormanlarda yuvalanan canlılar ve biz insanlar ödüyoruz. Orman, sadece ağaç değildir. Orman; sudur, oksijendir, topraktır, serinliktir, yağmurdur, hayattır. O orman yandığında sadece ağaçlar değil, biz de yanarız. Çünkü ormanlar bizim geleceğimizdir. Her doğa katliamı, bize bumerang gibi geri döner. Kuraklık olur, hava kirliliği artar, gıda krizleri yaşanır. Oysa küçük bir dikkat, büyük felaketleri önleyebilir.
Orman yangınlarıyla mücadelede en etkili yöntem, yangını başlamadan engellemektir. Bu da ancak toplumun bilinçlenmesiyle mümkün olur. Bir izmarit yere atılmadan önce iki kez düşünülürse, ormanda ateş yakmanın tehlikeleri herkesçe bilinirse, yaz aylarında ormanlık alanlara giriş çıkışlar kontrollü yapılırsa, belki de o kıvılcım hiç doğmaz.
Yangın çıktıktan sonra havadan müdahale, karadan ekiplerin özverili çalışmaları elbette hayatidir. Ama unutmayalım, bir orman yangınını söndürmek saatler, günler alır; ama yeniden büyütmek onlarca yıl sürer. Her yanan ağaç, bir neslin kaybıdır.
Ormanlar kendi kendini savunamaz. Onları korumak bizim elimizde. Bu yaz da binlerce hektar orman alanı yok olmadan önce, “benim küçük bir hareketim neye sebep olur ki?” demeyin. Bazen bir kıvılcım, sadece ağaçları değil, vicdanları da yakar.
Vicdanlarımızın yanmadığı güzel günlere erişebilmek umuduyla, sevgiyle kalın.
Diğer Yazılar