MARKET KUYRUĞUNDA MUHABBET…

Geçenlerde adına süper mi, hiper mi denilen marketlerden birinden alışveriş yapma gafletinde bulundum.
Kasaya geldiğimde kuyruk öyle böyle değil...
Uzun mu uzun...
Neyse...
Konuyu dağıtmadan alışveriş yaptığım markette yaşadığım çok ilginç, komik, bir o kadar da trajik meseleyi anlatayım.
Alışverişimi yaptım, kasadayım. Kasadaki kuyruk, neredeyse dışarıya taşıyor. 3-4 kasa daha var, ama sadece bir kasa çalışıyor...
Neden tek kasa çalışıyor diye soranlar oldu.
Birkaç personel ani gelişen sağlık problemi nedeniyle o gün işe gelememiş, mevcut iki personelden birisinin de mola saatiymiş. O saate denk gelmişiz.
Bekle Allah bekle...
Kuyrukta kadınlar çoğunlukta. Onların işi kıyak. Bir sohbet, bir muhabbet sormayın gitsin. Sadece kahveleri noksan. Allah muhabbetlerini artırsın. Bazıları, sucuklu yumurtaya katı yağ koymanın büyük bir yanlış olduğunu söylüyor. Bazıları, yanı başındaki diğerine imambayıldı tarifi vermekle meşgul. Bir başka hanımefendi yelek, hırka modeli tarif ediyor. Bazıları da, “Bazlamanın içine fesleğen girerse hiç iyi olmaz, aşırı kiloya sebebiyet verir" diyor. İki genç kız birbirlerine, yüze maske yapmanın yarardan çok zarar verdiğini anlatırken, neredeyse kendilerinden geçiyorlar.
Bu muhabbetleri dinlerken saate bakmadım ama epeyce bir zaman oldu hala kuyruktayım. Sabır taşı olsa çatlar. Allah'tan önümde 3 kişi kaldı ama her birisi, 2’şer 3’er koca market arabası doldurmuşlar, sanırsınız kıtlık var.
Kasiyer kız, yanlış bir şey yapmamak için çok dikkatli davranıyor. Benim önümde sıra bekleyen kişi, eşine; "Lavaboya gitmem gerek, durumu idare et" dedi ve gitti. Bayağı bir zaman geçtikten sonra geldi. Satın alınan ürünlerin barkotlarını okutmaktan bitap düşmüş olan kasiyer kız, "Borcunuz 4 bin 785 lira 75 kuruş beyefendi" dedi.
Adam, elindeki "körüklü çantasından" paraları çıkardı ve saymaya başladı.
Eyvahlar olsun…
Hepsi 50'lik, 100'lük, aralarından 10’luk ve 20’lik de gözüküyor.
Benim arkamda bekleyen beyefendi kasiyer kıza hitaben, “Bana bir sade kahve söyleyebilir misiniz?” diye sitem etti.
Adamı ciddiye alan kasiyer kız, “Üzgünüm beyefendi maalesef kasada böyle bir uygulamamız yok” diye cevapladı.
Say babam say bitecek gibi değil. Sırada bekleyen herkes pimi çekilmiş bomba gibi her an patlayabilir. Benim durumum da farklı değil. Canımın sıkıntısından patlamak üzereyim. Birilerine çatmamak, hır çıkarmamak için market arabasını olduğu yerde bırakıp kendimi dışarıya attım. Serin hava iyi geldi. Biraz olsun kendime geldim.
Döndüm, kasiyer kız hala para sayıyor.
Ne kıymetli paramız varmış! Gerçekten çok değerli, çok kıymetli, say say bitmiyor.
Neyse ki, kasiyer kızımız para saymayı başarıyla sonlandırdı. 4 bin 780, 4 bin 790.
Nihayet sıra bana geldi.
Hadi gözüm aydın.
Allahtan Fenerbahçe Beko’nun Avrupa Şampiyonası final maçına yetişebildim de sakinleştim.
Bir sonraki yazıda buluşuncaya kadar kendinize çok iyi bakın, sağlıkla sevgiyle kalın…
Diğer Yazılar