YENGEÇ SEPETİ SENDROMU…

Adamın biri hakkın rahmetine kavuşmuş. Günahları ağır basmış olacak ki, cehenneme düşmüş. Cehennemde, yanlarında ülke adı yazan kocaman birer kazan, her kazanın başında da birer zebani varmış. Kazanda kavrulup duranlardan kazara başını çıkarabilen olursa, zebani elindeki dev sopayla onu aşağıya itermiş. Bir tek, yanında “Türkiye” yazan kazanın başında zebani durmuyormuş. Bizim adam kendi kazanına atılmadan zebanilerden birine sormuş: “O kazanın başında niye zebani yok?” Zebani demiş ki: “Türkiye’den gelenleri kendi hallerine bırakıyoruz, aralarından sivrilen olursa diğerleri onu hemen bacaklarından aşağı çekiyorlar.”

Yengeç sepeti sendromu diye bir yazı okumuştum, bu fıkrayı duyduğumda aklıma o yazı geldi.

Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova içerisindeki yakalanmış yengeçleri görür. Kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur. Bu durum onu şaşırtır, çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür. Balıkçıya sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar ve kovanın içine geri çekerler. Böylece yengeç kaçamaktan ümidini keser. Diğer yengeçler de aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır.

Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşıyor. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engelliyorlar. Sonunda kimse kazanamıyor. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromu’nun çıkış noktasıdır.

Yengeç sepeti sendromu, yaşamımızın birçok anında karşımıza çıkar, her alanda yaşanabilir.

Örneğin, çalıştığınız iş yerinizden ayrılıp yolunuza kendi iş yerinizi kurup yolunuza bir girişimci olarak devam etmek istiyorsunuz, Yabancı dil kursuna katılmak istiyorsunuz, Kilo vermek istiyorsunuz. Yeni bir ev veya otomobil almak istiyorsunuz. Örnekleri çoğaltabiliriz. Daha farklı, daha iyi şartlara yönelmek istediğinizde değişim yapmaya korkan kişilerin eleştirilerine maruz kalabilirsiniz.

“Ne gerek var”, “Boş ver”, “Bu zamanda olacak şey mi?”, “Zaten beceremezsin hiç boşuna uğraşma” “Bu saatten sonra meslek mi değiştirilir?” gibi sözler duyabilirsiniz.

Bu söylemler çoğu zaman, “Ben sahip değilsem, sen de olamazsın”, “Ben başaramıyorsam, sen de başaramazsın” anlayışını ifade eden söylemlerdir. Bazı insanlar, bencilce davranarak başarıya ulaşmanın yolunun başkalarını engellemek olduğunu düşünürler. Yengeç zihniyetine sahip kişiler, mutlu anlarda bile eleştirecek noktalar bulabilirler, ama eleştiri duymak istemezler. Empati ve merhametten yoksundurlar.

Zamanınızın çoğunu birlikte geçirdiğiniz insanlara dikkat edin. Aile üyeleriniz, çalışma arkadaşlarınız, yakınlarınız size yengeç sepeti sendromu yaşatan kişiler olabilirler. Zorunlu nedenlerle ilişkimizi tamamıyla koparmamızın mümkün olmayacağı durumlar varsa da hayatınıza yön verecek olan kişi sizsiniz. Kiminle, ne kadar vakit geçireceğinizi iyi belirleyin. Benzer hedeflerinizin olduğu kişilerle bir aradaysanız, başarınız katlanır.

Olumsuz düşüncelerle dolu ortamda kalmak yerine, enerjinizi yardımlaşabileceğiniz, birbirinize ilham verebileceğiniz kişilere yönlendirin.

Yengeçlerin sizi hedeflerinizden ve hayallerinizden uzaklaştırmalarına, üretkenliğinizi azaltmalarına izin vermeyin.

Değerli okur, sizin hayatınız, sizin seçiminizdir.

Unutmayın, Yengeç kovasındaysak da çıkmayı başarmak bizim elimizde.

Çok daha güzel günlerde tekrar bu sayfalarda buluşmak dileklerimle,

Sevgiyle kalın.

Diğer Yazılar