26 AĞUSTOS’TAN 30 AĞUSTOS’A…

26 Ağustos, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasında önemli bir dönüm noktasıdır. Halkımızın büyük bir özveriyle desteklediği ve sonuca götürdüğü zaferin öngünüdür. Toplumsal tarihimizdeki bu önemli günleri anımsamak gelecek açısından önemlidir.

Tarih bilinci olmadan, bu bilgilerden geleceğe ilişkin sonuçlar çıkarmak kolay değil. Tarih bilincinden yoksunluk unutkanlığı da beraberinde getiriyor. Cumhuriyet döneminde umutluyduk, geleceğe ilişkin güzel düşünceler içindeydik. 26 Ağustos toplumsal mücadelesi yolumuzu Cumhuriyet’le buluşturdu. Cumhuriyet yönetimiyle birlikte halkımızın birçok kazanımları oldu, insanlarımız kulluktan eşit yurttaşlığa ulaştı.

CUMHURİYET KAZANIMLARINA SAHİP ÇIKMALIYIZ

Cumhuriyet’in kazanımlarını yeterince sahip çıkamadık; bizimle yola çıkan ülkelerin çok gerisinde kaldık. Cumhuriyet’in temeli kültürle atılmış; yurttaşlarımız lâik, bilimsel, bağımsız, özgür ve eşit anlayışla ilerleyen, onurlu insanlar olarak yaşayacaktı. Yurttaşlarımızın çoğunluğu eşit, özgür ve çağdaş yaşamın pek ayırdına varamadı. Amaç bağımsız, kalkınmış, kendi yağıyla kavrulan, özgürlükçü bir cumhuriyetti. Örgütlü bir halk yaratamadığımız için, halkımız geri ve çağdışı anlayışlardan çare bekler duruma getirildi.

DÜNYAYLA BOY ÖLÇÜŞECEK SANAT İNSANLARI YETİŞTİ

Cumhuriyet döneminde kültürel gelişmenin vardığı nokta, görmezlikten gelinemez. Ülkemizden dünyayla boy ölçüşebilecek sanat insanları yetişti. Edebiyatta, müzikte, tiyatroda, heykelcilikte, resimde göz kamaştırıcı başarılara ulaşıldı. Bunların ayırdında olmamız önemli. Bütün bu gelişmeler Cumhuriyet’in lâik ve bilimsel eğitim kurumları sayesinde oldu. Eğitim kurumlarının büyük bir kısmı özelleşti; özelleşmeyenler de paralı hale getirildi. Buradan nitelikli insan yetişmez; ancak paralı olanlar kendilerini yetiştirme olanağı bulabilir.

TARİH BİLİNCİMİZİ YENİLEMEMİZ LAZIM

Yeniden, yüzü ileriye dönük bir ülke kurulacaksa, tarih bilincimizi yenilememiz lâzım. Giderek kendimiz olmaktan çıkmaya başladık. Geçim derdi de halkın sırtında ağır bir yük gibi duruyor. Yani olmakla, olmamak arasında sıkışmış kalmışız. Çıkmazdan, sıkışmışlıktan kurtulmak hayat memat meselesi oldu. Önümüz kör dumanla kaplandı, bunu dağıtmak geleceğe olan güzel yürüyüşümüzü kolaylaştıracak. Yaşanan tarih unutulmamalı, yoksa ne yapacağımızı bilemeyiz, gözümüzün önünü göremeyiz.

Diğer Yazılar