CUMALI'NIN ESERLERİNDE KANATLANAN TÜRKÇE
Necati Cumalı, Türk şiirinin ve romanının önde gelen yazarlarındandır. Siyah beyaz televizyon döneminde, Zeliş adlı romanından uyarlanan bir televizyon filmi izlemiştim. Bu film, dizi olarak haftada bir gün gösteriliyordu; filmi büyük bir heyecanla izlerdim. O zamanlar daha ortaokul öğrencisiydim; televizyonda gösterilen bu filmi çok sevmiştim. Daha sonraları Necati Cumalı'nın Susuz Yaz adlı öykü kitabını okudum; arkasından Yağmurlar ve Topraklar adlı romanı geldi.
Bu öyküleri ve romanları okurken hiç sıkılmadığımı, üstelik okuma hevesimin daha da arttığını gördüm. Necati Cumalı insanı, doğayı ve toplumu çok iyi gözlemleyen bir edebiyat adamı. Okuduğum bu eserlerde olabildiğince yoğun işlenen bir insanlık yüreklere kazınıyor. Okumaya başlar başlamaz eserler sizi kendine çekiyor, yoğun bir tempoyla okumanızı sürdürüyorsunuz. Eserler okunurken sizi sıkmıyor, yormuyor, yazarın başka eserlerinin aranışı içine sokuyor.
USTA BİR ANLATIM
Cumalı'nın şiirleri de bir başka güzellikte. Şiirlerde bir lirizm, bir sıcaklık, bir insanlık ideali buluyorsunuz. Şiirler okunurken âdeta doğal yaşamın bir parçası gibi görünüyor. O'nun şiirlerinde farklı bir duyarlılık, yürüyen, hareket eden bir insanın doğallığı içinize işliyor. İlk başta kolayca yazılabilecek şiirler gibi görünüyor, okuma süreci ilerledikçe böyle olmadığı anlaşılıyor. Bu kolay görünüş okuyanı aldatabilir; okundukça şiirlerin her düzeydeki okuyucuya seslendiği görülecektir. Bu kolay görünüşte ustalıklı bir anlatım vardır. Necati Cumalı'nın şiirlerinde kendine özgü bir ses, kendine özgü bir anlatım görülür. Şiirlerde yaşamın tüm güzellikleri şiir tadında verilmektedir. Cumalı'nın şiirlerini okuduğunuzda doğayı, doğal yaşamı, toplumu ve insanları daha çok seveceksiniz.

TÜRKÇE'Yİ ÇOK İYİ KULLANIRDI
Cumalı, Türk Edebiyatı'na çok emek harcamış büyük bir yazardır. Türkçe'yi çok iyi kullanan, dilin anlatım olanaklarını geliştiren bir öncüdür. O'nun eserleri Türkçe'nin gelişimine, kültürel düzeyimizin gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır. Türkçe'nin kullanılışı onda en yüksek seviyeye çıkar. Eminim onun eserlerini okuyanlar, dil bilinci kazanmada, dilin ustalıklı kullanımında çok şeyler öğreneceklerdir.
Bu dil ustası büyük insancı yazar, değişik ödüller de almıştır. Aldığı ödüller arasında Orhan Kemal Roman Armağanı da vardır. Romanlarında, şiirlerinden ayrı bir tat aldığım bu büyük yazar, Çocuk Edebiyatı'na da el atmıştır.
UÇ MİNİK SERÇE
Cumhuriyet kitapları arasında çıkan Uç Minik Serçe adlı çocuk romanı da bunlardan biridir. Bu romanı okuduğunuzda değişik tatlar alacaksınız. Romanda anlatılanlar hiç de çocukça şeyler değil. Çocukların ciddiyetle hazırlanıp, yetiştirilmesi gerektiğini kitabı okurken anlıyorsunuz. Bu kitapta çocukları insanla, doğayla, hayvanlar ve kuşlarla buluşturmaktadır. İnsan, doğa ve diğer canlıların bir bütünlük içinde ele alındığını görüyorsunuz. Bütün eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de bir insan sıcaklığı var.
Romanda, bir kır evinde yaşayan insanlar anlatılıyor. Hayvancılıkla uğraşan bu aile doğayı ve diğer canlıları çok sevmektedir. Bu ailenin Sonçicek adında bir kızları vardır. Şirin mi şirin bu kız romanda capcanlı karşımıza gelmektedir. Hayvanları, kuşları çok sevmekte, onların yaşama hakkını savunmaktadır. Bu kırsal alanda serçeler, leylekler, kediler, köpekler vardır. Bu hayvanlar birbirlerinin yaşama alanına girmemekte, doğayla uyumlu bir yaşam sürdürmektedir.

Sonçiçek adındaki sevimli kız, bir serçe yavrusunu besleyip büyütür, onu kendi yaşamını sürdürebilecek duruma getirir. Kuşların yaşamı da insan yaşamı gibi tehlikelerle doludur. O dünyada da her şey güllük gülistanlık değildir. Gerek insanlar dünyasında gerek hayvanlar ve kuşlar dünyasında, hiçbir şey engelsiz yürümez. Yaşamın sürüp gitmesi ancak sevgiyle mümkündür. İnsanlar, hayvanlar ve kuşlar dünyası sevgiyle tanışık olmalıdır. Bu romanda da sözler kuşlar gibi kanatlanmaktadır. Eserdeki şiirli dil, okuyanda unutulmaz tatlar bırakıyor.
SEVGİSİZ BİR YAŞAM MÜMKÜN DEĞİL
Sevilen insan kendi doğal yaşamını sürdürmekte zorlanmaz. İnsanlar sevgisiz büyümemeli. Sevgisiz insanlar hem kendi yaşamlarını zehir ediyor, hem başka canlıların yaşamlarını. Bu dünyada insanların ne kadar yaşama hakkı varsa, diğer canlıların da o kadar hakları vardır. İnsan yaşamını sevgiyle geliştirebilir ve güzelleştirebiliriz. Uç Minik Serçe adlı çocuk romanını okuyanlar çok şeyler öğrenecektir.
Diğer Yazılar




