EŞELER DAĞI, MADEN SAHASI OLMASIN!

Dün Yeşilova Güney’de çevre köylerin de katılımıyla bir toplantı olmuş. İnternetten öğrendiğimize göre, köylülerin neredeyse tümü toplantıya katılmış. Bu toplantı köylüler için hayat memat meselesi olmuş görünüyor. Konu Eşeler Dağı’nın ve Yaylası’nın maden sahası ilân edilmesi. Özellikle bu açıklama köylüleri çıldırtmış durumda. Anlaşıldığı kadarıyla yurdun başka yerlerinde olduğu gibi o güzel ve bakir doğa talan edilecek. Yalnız köylüler değil, hiç kimse bunu hak etmiyor. Köylülerin öfkelenmesi, tepki vermesi yerden göğe kadar haklı.
Maden şirketleri krom madeni çıkaracaklarmış. Maden çıkarılan yerleri herkes biliyor, oralarda doğanın nasıl bozulduğunun farkında. Gözlerinin önünde ormanlar gidiyor, su kaynakları yok oluyor, doğal güzellik bitiyor. Bu arada ne kadar kaldıysa hayvancılık da bitecek, yapılamaz hâle gelecek. Burdur’un güzel dağlarından ve yaylalarından biri. Çocukluğumuzdan beri o dağların ve yaylanın canlı tanıklarıyız.
DOĞA BOZULACAK, YAŞANMAZ HALE GETİRECEK
Bilim insanları bıkmadan, usanmadan anlatıyorlar bunun tehlikelerini. Çünkü ülkemizde ve dünyada bunun yaşanan örnekleri var. Karamanlı tarafına gidip görenler söylüyor; dağlar, tepeler madenciler tarafından delik deşik edilmiş. Bunun adına, halk deyişiyle doğayı bozmak, yaşanılmaz hâle getirmek denir. Böylesi durumlarda halk tümden zarar görür. Bir girişim başlarken veya başlatılırken halkın ve toplumun göreceği zarar hesap edilmeli. Günümüzün bilimsel gelişme düzeyi buna elverişli.
Denizli’den Yeşilova Güney’e girişte Tahtalı Dağı madenciler tarafından bozulmuş. Dağ dağ olmaktan çıkarılmış. Otobüsle yoldan gelip geçenlerin gözünden kaçmıyor bu olumsuzluk. Dağları delik deşik etmek günümüzde talanın bir başka türlüsü. Bu köyü ve köylüyü yok etmektir. Geçim kaynakları yok olan köylü bulunduğu yerde duramaz. Yanlış tarım politikaları yüzünden zaten köylü nüfusu azalmış durumda. Bunu Güney’den biliyoruz; bir zamanlar Güney nüfusu 3200 dolaylarında idi. Şimdi Güney’de çok az insan yaşıyor.
KÖYLÜ BU GİRİŞİME EVET DEMEYECEKTİR
İnsanlara bulundukları yerde yaşama hakkı olmalı. Bunun koşullarını ortadan kaldırdığınızda yaşama hakkı zedelenir. Ormanların kesilmesi, iklimsel dengeyi de bozacak. Zamanla bunun sonuçlarını hep beraber göreceğiz. Hiçbir köylü bu talan girişimine evet, demeyecektir. Sessiz kalınması, evet denilmesi köylülerin yaşamını zora sokacaktır. Madencilerin vereceği zarar, hiçbir şeyle ölçülemez.
Birazcık televizyon izleyen, vicdan sahibi insanlar durumun farkında. Kaz Dağları da aynı şekilde çıplaklaştırıldı; ağaçlar kesilerek orası kel dağlar hâline getirildi. Yüzlerce yılda zor yetişen ormanlar gidecek; içler acısı bir durum. Madencilik girişimleri yeraltı sularına zarar verecek. Yaşanacakları bilim insanları ve konunun uzmanları bangır bangır bağırarak söylüyor. Biz, hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir, diye büyüyen yurttaşlarız. Halkın olumlu, yaşamsal değerde tepkisine önem verilmeli. O güzelim dağ ve yayla yok edilmemeli. Eşeler Dağı’nda birçok bitki ve çiçek yetişiyor; bunlar da yok oluştan nasibini alacak. Aklı ve vicdanı olan insanlar bunu böyle düşünüyor.
BÖLGE HALKININ TALEBİ DİKKATE ALINMALI
Anlaşıldığı kadarıyla halk bu madencilik girişimlerine olumlu bakmıyor. Yaşam alanlarının daralacağının bilincinde. Çünkü yurdun başka yerlerinde yaşananlardan bunu görüyor ve biliyor. Acaba bizim güzelim dağları da böyle yaparlar mı? Diye içlerinden geçiriyorlar.
Köylülerin sesi dinlenmeli, onların kaygısı görülmeli ve seslerine kulak verilmeli. Burdurlu bir yurttaş olarak bu girişimin yanlışlığının bilincindeyim. Bu yanlışlıktan bir an evvel dönülmelidir. Eşeler Dağı ve Eşeler Yaylası madencilerin talanına uğramasın. Eşeler Dağı maden sahası olmamalı. O dağları biliyoruz, doğal güzelliğinin de farkındayız.
Diğer Yazılar