GÜNEYLİLER BULUŞUYOR

3 Ağustos’ta, “Güneyliler Buluşuyor 3 “ adıyla Burdur’un Güney Köyü’nde, kültürel bir etkinlik düzenleniyor. Etkinliğin hazırlayıcıları harıl harıl çalışıyor. Güney köyü muhtarlığı da bu çalışmanın destekleyicilerinden. Etkinliğin düzenlenmesinde, sahne hazırlıklarında üzerine düşeni yapıyor. 

Uğur Önür, İsmail Barkan, Denizli Anadolu Sanat ve Müzik Derneği, Necati ve Saykolar... etkinliğe ezgileri ve sesleriyle renk ve güzellik katacaklar. İsmail, Denizli’de Türk Halk Müziği öğretmeni; Güneyli, yıllardır Denizli Belediyesi Konservatuvarı’nda Türk Halk Müziği çalışmalarını yürütüyor. Uğur Önür ise Burdur’un önemli kabak kemane sanatçılarından. Bir zamanlar kabak kemaneci Yeşilovalı Sarı Salih varmış. Onun kültürel mirası, Uğur Önür’le devam ediyor. Uğur Önür, yerelde güzel türküleri topluyor, onları yeniden yorumluyor. Birde “ Necati ve Saykolar “ müzik gurubu etkinliğe katılacak. Denizli Anadolu Sanat ve Müzik gurubu da etkinlikte yer alacak. Anadolu Sanat ve Müzik Derneği alanında güzel çalışmalara imza atıyor. Komşu illerde ve en son Kıbrıs’ta konser verdiğini biliyoruz. Anlayacağınız etkinliğin zengin bir müzik repertuarı var. Halkı umutlandıracak, bir araya getirecek, yüzünü gülümsetecek çalışmalar bunlar. 

GÜNEYLİLER BULUŞUYOR

Güney halkı çok dağıldı; köyden kente göç olayı çok hızlı yaşandı. Eskiden insanlar topraktan kazandıklarıyla ve hayvancılıkla geçinebiliyorlardı; şimdi bulundukları yerde geçinemediklerinden kente göç olayı yaşadık. Güney önceleri 3200 nüfuslu belediyelik bir yerdi; ilkokul, ortaokul, postane, karakol, sağlık ocağı, tarım kredi kooperatifi, açık ve kapalı Pazar yeri olan bir yerdi. Güney’in nüfusu yeterli olduğu zamanlarda ilçe olma olasılığı bile konuşuluyordu. Burdur’un sosyal ve kültürel ağırlığı olan bir yerleşim yeriydi. 

Yaşadığımız süreçte, bunlardan yoksun, yaş ortalaması yüksek insanların yaşadığı bir yerleşim yeri durumunda şimdi. Bir zamanlar okul dağıldığı zaman, 500 öğrenci evlerine gidiyordu. Bizim köy böyle de diğer köyler farklı mı? Onlar da aynı sıkıntıları yaşıyor. İnsanlar zor ve sıkıntılı süreçlerden geçiyor. Hayvancılık nerdeyse bitti sayılır. Çocukluğumuzda 1000-1500 hayvan ovaya yayılmaya giderdi. Ayrıca camız sığırı da vardı, onlar ayrı güdülürdü. Çift sığırları tarlalar sürüldükten sonra sürüye katılırlar, gece yarısında bulunur gelirlerdi. O zamanlar tarlalar öküz, camız ve atla sürülüyordu. 

Güney topraklarının büyük kısmı ekilemiyor, hepsi boz olmuş. Bunun nedeni hem genç kalmadı, hem de maliyetler pahalı. Anlayacağınız tarım ve hayvancılık bitmiş. Bir zamanlar her evin önünde 3-4 tavuk bulunur, yumurta ihtiyaçları buradan karşılanırdı. Çocukluğumuzda bir iki yumurta satar kalem, defter, silgi aldığımızı hatırlıyorum. Şimdi köylüler marketlerden yumurta alır hâle geldi. Nereden baksan sıkıntı, geleceksizlik ortada duruyor. Tarlalar yetersiz, büyük ölçekli tarım yapılamıyor. 

Bu yüzden köyümüz gençlerinin çoğu okumayı seçti. O zamanlar okuyanların yaşam standartları da yüksekti. Büyükler okuyun, kendinizi kurtarın, derlerdi. Kafası çalışan çocuklar için “ yeter ki okusun, ceketimi satar okuturum “ derlerdi babalar. Gençler bu nedenle okumaya dört elle sarıldı. En zeki çocuklar seçilerek yatılı okullara gönderildi. Yatılı okullara girebilmek köylü çocukları için bulunmaz bir fırsattı. Köyümüzden birçok öğretmen, doktor, sağlık çalışanı, mühendis, tarım uzmanı ve bilim insanı yetişti. Bir kısım köylüler de Denizli, Burdur, Antalya, Isparta, İzmir...gibi Ege ve Akdeniz illerinde ekmeğini çıkarmaya çalışıyor. 

Güney’de asıl belirleyici olan doyurmayan toprağın, gençlerimizi dış göçe zorlaması. 1960 yılından sonra köyümüzden yurt dışına hızlı göç başladı. Akrabalar, yakınlar, herkes birbirini oralara çekti. Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya, Amerika...gibi ülkelerde Güneyli işçilere rastlarız. Eşini ve çocuklarını köyde bırakıp, gurbet ellere ekmeklerini kazanmaya gittiler. Bu nedenle dışardan Güney’e bakanlar “ Alamancı Köyü “ derler. Birde evlerin çatısında güneş enerjisi çok olduğu için “ Güneş Enerjili Köy “ de dendiği oluyor. 

İşte o işçiler doğup büyüdükleri köyü unutmuyorlar; etkinliklerde onların sorunlarına ortak olmaya, çözüm aramaya çalışıyorlar. Etkinliği destekleyen arkadaşların adları tanıtım afişinde görülüyor. Güney’de kültürel etkinlik ve sorunlarla yüzleşme daha önceleri başladı. Belediye başkanı Nevzat Barkan  döneminde, “Gurbetçiler Festivali “ adıyla etkinliklerin ilk adımı atıldı. Bir süre böyle devam etti. Belediyelik olan kasaba muhtarlığa düştükten sonra, etkinlik “ Güneyliler Buluşuyor “ adıyla devam ediyor.  

Bu etkinlikler dağınık olan Güneyliler’i toparlama, buluşturma, babaların anaların yaşamış olduğu kültürü tanıtma, sorunları tartışma, yüksek sesle dillendirme, çözüm önerileri ve eğlence amaçlı. Etkinlik önceleri olduğu gibi, şimdilerde de büyük ilgi topluyor. Çevre köy, ilçe ve illerden de gelenler çok oluyor. 

Yurt dışında çalışan işçilerimizin bu girişimi çok anlamlı: onların bu girişimlerine ve emeklerine yüksek bir değer biçiyoruz. Güzel geçmesi için herkes üzerine düşeni imece ( dayanışma ) havası içinde yapıyor. Hazırlıkları video ile de tanıtmışlar. Bu güzel girişimi başlatan ve sürdüren arkadaşları saygıyla selâmlıyoruz...

Diğer Yazılar