MEHMET AKİF'İN KARAKTER ÖZELLİKLERİ
Mehmet Akif, inanmış adamdı. Gelişi güzel olayların arkasından sürüklenmezdi. İnançlarını şu temeller üzerine oturtmuştu: Erdem, yurtseverlik, bilim ve din.
Akif, sadece bir köşeye çekilip düşüncelerini ve duygularını yazmakla yetinen bir şair değildi. Aynı zamanda doğru bildiklerini yazmaya çalışan, hareketlerini içten gelen duygularına uygun düşürmeye çalışan bir toplum adamı idi. İş yaşamında, toplum işlerinde, yurt işlerinde kendine düşen görevleri yapmak için uğraşıp durmuştu.
Çok azimliydi; bir kez azmetti mi artık onu yapmak sorun değildi. Son derece güvenilir bir insandı Akif. Dostluğa çok önem verirdi, çok hoşgörülü idi. Gösteriş yapmayı hiç sevmezdi. Sırası gelmeyince, bilgisini bile göstermezdi.
Çok gururluydu; yaşamı boyunca hiç kimseyi hor bakmadı. Onuruna çok düşkündü; insanlık onurunu tüm yaşamı boyunca toz kondurmadı.
Son derece sakin bir adamdı; korku nedir bilmezdi. Duygularına karşı soğukkanlı olmasını bilirdi. Duygularını hep dengede tutmaya çalıştı. Özü sözü doğru bir insandı. Çocukluğundan beri doğruluğa tutkundu. Güçsüz, aciz bir adamdan öç almayı insanlığa aykırı bulurdu. Olabildiğince tüm insanların iyiliğini isterdi. Özellikle arkadaşlarını iyi bir durumda görmekten büyük bir keyif alırdı.

Söze büyük değer verir, verdiği sözü mutlaka yerine getirirdi. Sözünü tutmayanlara insan gözüyle bakmazdı. Yalan nedir bilmezdi; her sözünün doğru olmasına özen gösterirdi. Hiç kimse yaşamı boyunca onun bir kez olsun yalan söylediğini görmemiştir. Yalan söyleyenlere karşı kızgınlığı büyüktü. Utangaçtı, ona erdeminden, gücünden söz ederseniz kızarır, yüzünü başka tarafa çevirirdi.
Yaşamında bir kez olsun, güçlüye boyun eğmemiştir. Haksızlığa dayanamaz, hemen karşı koyardı. Baskının, keyfî yönetimin şiddetle karşısında idi. Kızınca yüzü korkunç bir görünüm alırdı.
Halkın sıkıntılarına ilgisiz kalmaz, halk sıkıntıda iken zevk ve eğlence içinde yüzenlere karşı kızgınlığını ortaya koyardı. Sevdiğini tam sever, ruhunun ısınmadığı adamlara ilgi göstermezdi; fakat kindarlık da etmezdi.
Konuşmalarına doyamazdınız; başkalarının inançlarına da saygısızlık etmezdi. Onun inançlarına da başkaları saygı göstermeliydi. Kendi işlerini umursamazdı, fakat sevdiklerinin her işine koştururdu. Sevdiği insanlarla çok şaka yapardı. Ne olduğu belirsiz, rengini belli etmeyen, mizacı kötü insanları hiç sevmezdi.
Bildiğini iyi bilirdi; bilmediği şeye de hiç karışmazdı. Çok güçlü bir belleği vardı; yetenekli gördüğü herkesi topluma hizmet yolunda çalışmaya özendirirdi. Cehaletin ve bağnazlığın amansız düşmanıydı. Eskiye kayıtsız şartsız bağlı değildi; yeni olan her şeye de körü körüne bağlı değildi. İlkesi şu idi; " Eski, eski olduğu için atılmaz, fena olduğu için atılırdı. Yeni yeni olduğu için alınmaz, iyi olursa alınır."
O hem şair, hem de bilgindi. Ahlaki değerleri, insancıl özellikleri şiirinden de, bilgisinden de yüksekti. Çağın gereklerine, gençliğe, geleceğe değer verirdi.
Özgür düşünceli ve hoşgörülüydü; geniş düşünürdü. Kimsenin özel yaşamına karışmazdı; yalnız toplumsal yaşama ilişkin eleştirilerde bulunurdu. Kendi olmayana kızardı, iki yüzlülere karşı öfkesi büyüktü
Diğer Yazılar




