ŞAFAK TÜRKÜSÜ 

Bugün Ahmet Kaya’nın Şafak Türküsü’nü dinledim. O heybetli sesiyle insanı hemen etkisi altına alıveriyor.  Onu üniversite yıllarında kasetten dinlerdik. Etkili, bambaşka, karanlıkları yırtan, tok bir sesi vardı. O yıllarda Ahmet Kaya kimseye benzemeyen, özgün bir tarzda ortaya çıkmıştı.

Şafak Türküsü, An Gelir, Yorgun Demokrat gibi kasetleriyle ilerici insanların gönlünde taht kurdu. Oğulları hapiste olan analar, Şafak Türküsü’nü ezbere bilirdi. Anam sağlığında Şafak Türküsü’nü duyunca pür dikkat kesilirdi. Sözlerini Nevzat Çelik’in yazdığı bu türküsüyle acılı anaların ortak sesi oldu.

O, protest müzik geleneğinden gelen özgün bir sanatçıydı. Ruhi Su, Zülfü Livaneli, Timur Selçuk, Rahmi Saltuk, Sadık Gürbüz gibi sanatçıların bir devamıydı. Müziği halktan yana, başkaldıran, öfke yüklü bir öze sahipti. Toplumcu şairlerin şiirlerini besteleyerek kitlelere ulaştı. Enver Gökçe, Ahmet Arif, Nâzım Hikmet, Attila İlhan, Hasan Hüseyin ve Nevzat Çelik ‘i O’nun sesiyle daha çok tanıdık. Müzik aracılığıyla toplumcu şairlerin sesini en yükseğe çıkardı. Dinleyiciler bu güzel sözlerin sahiplerini kitaplarından okudular.

MİLYONLARCA DİNLEYİCİYE ULAŞTI

Zulme, baskılara, eziyetlere müziğiyle açık açık “Başkaldırıyorum! “ diyerek toplumsal hayattaki yerini netleştirdi. Ahmet Kaya’nın gür sesi milyonlarca dinleyiciye ulaşarak hedefini doğru belirledi. O, ezgiden uzak, baskısız, insanın insanı sömürmediği, hakça bir dünyayı müzik aracılığıyla duyarlı insanlara anlattı. Ahmet Kaya’nın müziğini dinlerken, yeniden böyle bir dünyanın kurulabileceğini düşündük.

Onun müziğini dinlerken savaşın olmadığı, insanların barış içinde kardeşçe yaşadığı, eşit ve özgür bir dünyaya olan umutları daha da arttı. Türküleriyle insanlara umut aşılıyordu; zulmün karşısına kaya gibi dikildi. Ezilenlerin, emekçilerin, sömürülenlerin, haksızlığa uğrayanların özgür sesi olmaya çalıştı.

İnsanlar, halk müziğini onun çabaları ve yeni yorumuyla da çok sevdi. Şimdi de birçok müzik sanatçısı O’nun parçalarını seslendiriyor. Bir bakıma bu genç sanatçılar açısından olumlu bir adım. Ahmet Kaya’nın müziğini unutturmamak da özgün müziğin gelişimine bir katkı sayılmalıdır. Zaten seslendirirken de Ahmet Kaya’nın olduğunu belirtmeden geçmiyorlar. Bunlar müzik sanatının geldiği yer açısından önemli bir gelişim.

MÜZİKTE UNUTULMAZLAR ARASINA GİRDİ

Bir zamanlar fırtına gibi bir Ahmet Kaya rüzgârı esiyordu. Kaya’nın halk sınıflarının mücadelesine müziğiyle sunduğu katkı unutulamaz. O zamanlar, o türküleri söyleyebilmek için insanda mangal gibi bir yürek olması gerekiyordu. Toplumcu müzikle, toplumcu şiiri yan yana getirerek toplumsal mücadeleye destek çıktı. Öz olarak Ahmet Kaya karanlığa karşı sesini yükselten ender sanatçılardan biri oldu. Karanlığa karşı bir ışık yakarak, insanların umudunu çoğalttı.

Ahmet Kaya, müzikteki atılımıyla unutulmazlar arasına girdi. Müziğin taraflı olması gerektiğini kitlelere öğreten müzik sanatçılarından biri oldu. Üstelik bunları erkenden, her şeye karşın en gür sesiyle söyledi. Bu güzel, içeriği dolu türküleri söyleyen Ahmet Kaya’yı saygıyla anıyoruz. Güzel anılarımızda Ahmet Kaya hep olacak.

Diğer Yazılar