YENİ DÜNYA DÜZENİNDE OYUN KURUCU, OYUNCU VEYA SEYİRCİ OLMAK…
Nisan ayının ikinci yarısında kendi şirketlerimizden 4 kişilik bir ekiple Çin’de çeşitli ziyaretler ve görüşmeler yaptık. Guangzhou’da 135. Canton Fuarı’nın birinci ve ikinci fazını ziyaret ettik. Dünyanın süpermarketi denilen Yiwu’da nasıl bir ticaret şekli ve hareketliliği olduğuna şahit olduk. Shanghai’da tedarikçi görüşmelerimiz yanında benchmark ziyaretlerimizi gerçekleştirdik. Türkiye’de 9 günlük Bayram Tatili’nin son günlerinin durgunluğundan Çin’de olağanüstü hızlı akan bir hayata geçiş yaptığımız bu ziyaretimde, en son 2017’deki Çin seyahatimden çok daha farklı bir Çin gördüğümü ifade etmek isterim. Elbette Çin’in bu değişimi son 7 yılın eseri değil. Ancak, Çin’in dünyaya açılmak için 1979’dan itibaren başlattığı yapısal dokunuşların pandemi arasından sonra nasıl bir hız ve kapsamla küresel ekonomik güce dönüşmek istediğini gördüm bu ziyaretimde.
ÇİN, YENİ DÜNYA DÜZENİNE IŞIK TUTUYOR
Pandemi dönemi küresel boyutta oyuna bir süre perde arası verdiyse de Çin kaldığı yerden daha kuvvetli gelmeye başlamış bile. Çin’in bu iştahı, Avrupa da dahil bölgemizde ticaretin kurallarını değiştirecek yeni dünya düzenine de ışık tutuyor. Bu ışığı doğru okuduğumuzda içinde tehdit ve riskler kadar fırsatları da görebiliyoruz. Yüzümüzü Avrupa’ya döndüğümüzde de, Asya-Pasifik ve Güney Asya’ya döndüğümüzde de bu risk ve fırsatları doğru okumamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemi kaçırmamamız gerektiğini ve kaçırırsak Asya-Pasifik ve Güney Asya’da üretilenlerin bize ve Avrupa’ya tek yönlü akışını çaresizlik içinde uzaktan izlemek durumunda kalacağımızı düşünüyorum. Bu nedenle, sadece farkındalık seviyesinde kalmamızın bizi teselli etmeyeceğini, bu farkındalığın hem özel sektör hem de devlet olarak acilen eylem planlarına oradan da eyleme geçmesi gerektiğini değerlendiriyorum. Aksi takdirde, Asya-Pasifik ülkelerine yönelik fırsatları kaçırmamızın yanında, yakın zamanda ihracatımızın daha yoğun olduğu çevre ülkeleri dahil yurt dışı pazarımızı Çinli, Hintli ya da Vietnamlı üreticilere kaptırabiliriz.
ÇİN, HER ALANDA XL BEDENLE GELİYOR…
Çin, nüfus artışını kontrol etmek için 1979 yılında başlattığı tek çocuk politikasını; nüfus dağılımını erkekler lehine bozduğundan, 16-59 yaş arası çalışan nüfusu azaltıcı etki yarattığından ve nüfusu yaşlandırıp iş gücünde düşüşe sebep olduğundan dolayı 2016 yılında durdurdu. Yine de Çin, geçen seneye kadar dünyanın en kalabalık ülkesiydi ve 2023 nüfus verilerine göre 2,5 milyon farkla Hindistan’ın arkasından 1,41 milyar nüfusu ile ikinci sıradaki en kalabalık ülke. Ülkede ortalama yaşam süresi 78 yıl.
Çin, kıyı ve iç sular da dikkate alındığında Rusya, Kanada ve ABD’den sonra dünyanın yüzölçümü en büyük dördüncü ülkesi. Çin tek başına birçok EN’lere de sahip. Sadece nasıl bir güçten bahsettiğimizi hatırlatmak için bazı verileri ifade etmek istiyorum. Çin, dünyanın en büyük altın üreticisi. 17 farklı maden ve mineralde en fazla kaynaklara sahip ülke. Dünyanın en büyük çelik üreticisi ve küresel çelik üretiminin %50’sini gerçekleştirmekte. Dünyada en fazla hidroelektrik enerji üretimi yapan ülke. Kömür rezervleri açısından dünya birincisi ve aynı zamanda dünyanın en büyük kömür üreticisi ve tüketicisi. Dünyanın en büyük otomobil üreticisi ve elektrikli araba üretim miktarında birinci sırada. 100’den fazla elektrikli araç üreticisi var.
2022 yılı dış ticaret verilerine göre dünyada; en yüksek ticaret hacmine sahip ülke ve en fazla dış ticaret fazlası veren, birinci sıradaki ihracatçı ve ikinci sıradaki ithalatçı ülke aynı zamanda. 2023 yılı ekonomik serbestlik endeksine göre Çin, dünyada 176 ülke arasında 154. sırada; küresel rekabetçilik açısından 2019 yılı verilerine göre dünyadaki 141 ülke arasında 28. sırada olmasına rağmen (Singapur 1, Türkiye 61-World Economic Forum 2023 verisi), 2023 UNCTAD Dünya Yatırım Raporu’na göre dünyada ABD’nin ardından en çok yabancı yatırım alan ikinci ülke.
HER ŞEYİYLE FARKLI GELİYOR
Ziyaretimizde özellikle uğradığımız bir şehir var ki hikayesi ders kitaplarına girmeli. Yiwu; Çin'in en büyük gündelik eşya pazarı ve dünyanın süpermarketi olarak kabul ediliyor. Yiwu, 30 yıl önce ülkenin en fakir yerleri arasındayken (Aile geliri 20-100 Yuan/ay) şimdi 4 milyon m2’lik bir alanda 70 bin tüccar aile, 400 binden fazla çeşit eşyayı her yıl 500.000’den fazla standart konteyner ile dünyanın 215 ülkesi ve bölgesine gönderiyor. Çin her şeyiyle farklı geliyor. Çin’de kullanılan dünya haritası bile farklı. Çin’de kullanılan dünya haritasında Çin dünyanın merkezinde duruyor adeta.
İHRACATIMIZ 3,28, İTHALATIMIZ 41,3 MİLYAR DOLAR
Türkiye ile ticari ilişkilerine baktığımızda Çin’e ihracatımız 3,28 milyar USD, ithalatımız 41,3 milyar USD. İhracat yaptığımız ülkeler arasında 18. sırada; ihracatımızdaki payı ise sadece %1,3. İthalat yaptığımız ülkelerde 2. sırada ve ithalatımızdaki payı 11,4. İthalatımız 2021’e göre 2022’de %28,3 oranında artmış. T.C. Merkez Bankası verilerine göre; Çin’de ülkemize ait yatırım stoku 157 milyon USD, Çin’in ülkemizdeki yatırım stoku 1700 milyon USD seviyesinde. Çin, Ticaret Bakanlığımızın 2024 yılı hedef ülkeler listesinde yer alan 56 ülkeden birisi.
Asya-Pasifik ve Çin gümbür gümbür geliyor. Bu biz dahil tüm dünyaya bir risk ve tehdit mi, yoksa Türkiye olarak bu yeni düzende fırsat kapılarımız var mı? Gelecek yazımda bu konulardaki değerlendirme ve naçizane tavsiyelerimi siz değerli dostlarımla paylaşacağım.
Diğer Yazılar