TARİHTE TÜRK ARAP İLİŞKİLERİ

TARİHTE TÜRK ARAP İLİŞKİLERİ

İslam öncesi Türkler, Orta Asya ve Kafkaslarda göçebe veya yarı göçebe aşiret ya da oba halinde yaşamlarını sürdürdüler. Koşullara bağlı olarak güçlü liderler bunları bir araya getirebilmekteydi. Geleneksel Türk dini Gök (ulu, yüce, kutsal) tanrıdır (Kök Tengri). Moğollarda ve bazı Türklerde Şamanizm ve Animizme dayanan dini bir inanç Tengricilik (Tengrizm) vardır.  Tengri’ye tapınmanın yanında Animizm ve Totemlik inancın ana kısmını oluşturur.

İslamiyet’in ilk yıllarında Arapların Türklere Bakışı

Hz. Muhammed, korkutucu ve felaket getirici en büyük düşman olarak iki ulusu seçmiştir. Bunların Yahudi ve Türkler olduğunu bildirmiştir. Gerek kuran hükümlerinden (Ye’cüc ile Me’cüc efsanesi Kuran’ın Kehf (8-83- 89), Enbiya (21 -96 )) gerek hadislerden; Taberi’ye göre (İslam alimi 839 -923), “Türkler size ilişmedikçe siz de onlarla mütareke halinde kalınız”.  Ebu Davut’ a (844-881) göre; “İki camia’yı kışkırtmayınız. Türkler ve Habeşler size ilişmedikçe sizde onlara ilişmeyiniz. Küçük gözlü, kırmızı yüzlü ve suratları kalın deriden yapılmış kalkanlara benzeyen Türkler sizlere yanaşmadıkça sizde onlara yanaşmayın. Sizi severlerse sizi yer, soyar (hırsızlık yapar), sevmese sizi gebertir. Türkler aç oldukların da hırsızlık yapar, tok olduklarında har vurup savururlar” şeklinde dile getirilen hadisler atasözü haline gelmiştir. (1)

TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLUŞU

Türkler Müslüman olurken, ilk temas Hz. Ömer zamanında oldu.  642 yılında Nihaved savaşı ile İran alınır ve Türklere komşu olunur. Hz. Osman döneminde Hazara saldırılır. Belencer Muharebesinde (652) Hazarlar, Müslüman savaşçıları yener.  Emevi Döneminde (661-750);  haksız vergi alma, Mevali anlayışı Türklerin İslami kabul etmelerini  zorlaştırmıştır. Ubeydullah bin Ziyat, Kuteybe bin Müslim gibi komutanlar (705-710), Taberistan, Buhara, Harzem, ve Semerkant’ı fethetmişlerdir. Bu fethiler sırasında İslamiyet’e geçmeyenler kılıçtan geçirilmiş, gençler ve kadınlar köle edinilmiş, şehirlerin hazinelerine el konulmuştur. Şehirler yağmalanmıştır. Türkler zorla, kanla İslamiyet’e geçirilmiştir.

Abbasiler DÖNEMİ (750-1258)

Adını Hz. Muhammed’in amcası Abbas’tan alan Abbasiler, Mevali desteği ile Emevi iktidarına son vermiş, yönetimi devir almışlardır. Talas Savaşı’nda (751), Çinlilerin karşısında Abbasilerin yanında yer alan Karluk Türkleri savaşın kazanılmasında önemli rol oynamışlardır. Bu dönemde Türkler ve Araplar birbirine çok yakın olmuş, Abbasi ordusuna Türkler dahil olmuştur. Bu dahil edilme Halife Ebu Cafer El Mansur tarafından sağlanmıştır. Saray ve Halifeler, Türk muhafız birlikleri ile korunmaya başlamıştır. Harun Reşit Muhafız Birliği tamamen Türklerden oluşmaktaydı. Halife Me’mun döneminde Türklerin askeri rolü daha da önemsenmiştir. Vasıf, Afşin, Eşnas Boğa, İnak, El Kebir öne çıkan komutanlardır. Bu dönemlerde Semerkant’tan para ile asker toplandığı tarihi bir gerçektir. Halife Mu’tas’ın  835 yılında Türk askeri güçler için Samerra şehrini kurduğu da bir gerçektir. Halife Vasık (842-847), Türklerin nüfuslarının güçlendirildiği ve Müslüman topraklarında etkin oldukları bir dönem olmuştur (2)

Selçuklu Devleti (1040-1072)

Oğuz Türklerinin Kınık Boyu tarafından kurulan sunni  müslüman İmparatorluk olan Selçuklu Devleti, Dandanakan Savaşı sonrası Gazneliler yenilerek kuruldu. Tuğrul Bey, Çağrı Bey, Alp Arslan (1064-1072), Melih Şah ve ünlü vezir  Nizamül Mülk  zamanında hüküm süren imparatorluk, Bizans ile savaşarak  Anadolu’yu Türk  toprağı yapan Malazgirt Savaşı, Abbasi Halifesini koruyan, Şii Beveyhoğularını  Bağdat ‘ta yenerek  etkinliklerine son veren, Batinilerle savaşarak dinin yozlaşmasına olanak vermeyen bir devlet olarak bilinir. Abbasi Halifesi el-Ka-im Bizmrillah (1031-1075), Tuğrul Bey ile karşılıklı elçilerle görüşerek, Tuğrul Bey’i İslam Devletinin Varisi ilan edilmiştir.

Osmanlı-Arap İlişkisi

Osmanlı Devleti 16. yüzyılda Arapların yaşadığı toprakların büyük bir kısmında egemenlik tahsis ederek çeşitli din ve mezheplere mensup geniş Arap nüfusunu yönetimi altına almıştır. Yavuz Sultan Selim, 1516 Mercidabık, 1517 Ridaniye savaşları ile, Suriye, Filistin, Levant, Mısır, Hicaz gibi bölgeleri Osmanlı topraklarına kattı.  Hilafetin Abbasilerden Osmanlılara geçmesini sağladı. Arap dünyası bir Türk halifeye biat etmeyeceklerini bildirdiler. Bunun üzerine bir çözüm bulundu. Bu çözüm, Mısır ve Arap ülkelerinden 2 bin ulemanın para, mal, mülk verilerek İstanbul’a yerleşmelerini sağlamaktı. Böylece Türk İslam’ından vazgeçilerek Arap İslam’ına dönülmesi konusunda anlaştılar. Türk kelimesini yasaklayarak yeni bir projeyi uygulamaya soktular.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika Osmanlı topraklarına katıldı. Bu dönemde Mısır, özel bir statüde tutuldu. İdareciler yıllık bir maaş alıp hazineye senelik bir vergi verirlerdi. Hicaz, Hz. Muhammed soyundan gelen kişilerin idaresine bırakıldı. Tımar Sistemi (Osmanlı’da vergi ve arazi işletme sistemi), Halep, Şam ve Musul’da uygulandı. 17 yüzyıl sonları ve 18 yüzyılda Osmanlı’da yönetim boşlukları bu eyaletlerde sorunlar oluşturmuştur. Nüfuslu aileler ve hanedanlar kendi çıkarları doğrultusunda yönetim yapmış, Osmanlı’nın merkezi otoritesinin yıkılmasına sebep olunmuşlardır. 400 yıl bu toprakları idare eden Osmanlı daha sonra bu eyaletleri İngiliz ve Fransız mandasına bırakmak zorunda kalmıştır. (3)

1.Dünya Savaşında Araplar ve Osmanlılar

1916 yılında Arap Devleti kurmak için Şerif bin Ali (oğlu Emir Faysal) tarafından başlatılan isyan ile Osmanlı’ya ihanet edilmiştir. İngilizler, Araplarla anlaşarak gerekli lojistik ve silah desteği sağlamıştır. Bu süreçte rol oynayan 3 kişiden söz etmek gereklidir.

Thomas Edward Lawrence (1888-1935); Osmanlı’da arkeoloji kazılarına katılıyor. 1911 yılında Trablus’a gidiyor. Arap giysilerine bürünerek, Arap Yarımadasında istihbarat faaliyetleri sürdürüyor. Bu konuda ün yapmış, Araplara her türlü desteği vermiştir. Arap aşiretlerini Osmanlı’ya karşı kışkırtmıştır. Ölümü İngilizler tarafından gerçekleştirilmiştir. 

Cemal Paşa (1872-1922); Suriye –Filistin cephe komutanı. İngilizlere karşı birinci ve ikinci kanal seferlerini yürütmüş başarılı olamamıştır. İttihat Terakki’de önemli bir paşa olup, savaş sonrası diğer arkadaşları gibi ülkeden ayrılmış, arkasından idam kararı verilmiştir. Milli Mücadeleye destek için Afganistan’a gitmiş, Hindistan’da Ruslarla anlaşarak İngilizlere karşı çalışmalarda bulunmuş, 1922 yılında Tiflis’te Ermeni suikastına uğrayarak vefat etmiştir. Naaşı, Erzurum’da toprağa verilmiştir.

Ömer Fahrettin Türkkan (1868-1948): Medine savunucusu. 1916-1919 arasında Medine Valisi olarak görev yapmıştır. Çöl Arslanı olarak ta bilinir. Mondros Ateşkes anlaşmasından sonra teslim olması istenmiş fakat bu emre uymamıştır. Medine’de bulunan kutsal emanetleri İstanbul’a göndermiştir. İngilizler tarafından tutuklanıp, Malta’ya sürgün edildi. Savaş esiri olarak yaşadı. Atatürk’ün girişimleri sonucu Malta sürgünleri serbest kalınca soluğu Ankara’da aldı. Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Atatürk’ün yanında yer aldı. Savaş sonrası Afganistan Elçisi olarak görev yaptı. 1948 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. İstanbul Aşiyan Mezarlığında toprağa verildi.

Cumhuriyet Dönemi Arap Türk ilişkileri

Lozan Antlaşması çoğunluğu Türklerin oluşturduğu Anadolu coğrafyasında Misak-i Milli ilkeleri doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti’nin vatanı olarak belirlenmiştir. Lozan Antlaşması, Türkiye’nin Osmanlı bakiyesi olan topraklara sırtını dönmek zorunda bırakmıştır. Bunun nedeni; Kurtuluş Savaşına hizmet eden askerler (KURUCU İRADE), Hicaz’da, Yemen’de, Kanal Savaşlarında ve Suriye’de Arapların Osmanlı’yı arkadan vurmasını unutamamaları, Batılaşma isteği, laik devlet anlayışı, ulus devlet kurma amacı, modernleşme, milliyetçilik ideolojisi, Arap topraklarının sömürgeci devletlerin hakimiyetinde olması, Musul –Kerkük-Hatay sorununun çözüme kavuşmaması, bağımsızlığını yeni kazanmasıdır. Sorunların çözümü için Ortadoğu ülkeleri yerine Fransız ve İngiliz devletlerini muhatap almak zorunda kalmıştır.

1)Arap Milliyetçiliği ve Türkler-İlhan Arsel

2)Nasıl Müslüman Olduk-Erdoğan Aydın

3)Bir Zamanlar Osmanlı –Boyut Yayınları

Diğer Yazılar