SEÇMEN İKİNCİ TURDA SANDIĞA GİDER Mİ?

14 Mayıs'ta Türkiye'nin en önemli seçimi olarak nitelendirilen Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimlerini tamamladık. TBMM'de 28. Dönem'de görev yapacak 600 milletvekili belirlendi, ancak Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı. Yüksek Seçim Kurulu, 14 Mayıs'ın kesin sonuçlarını açıkladı. 

Yüksek Seçim Kurulu'nun açıkladığı sonuçlara göre yurt içi, yurt dışı ve gümrük sandıkları dahil Cumhurbaşkanı seçiminde 64 milyon 145 bin 504 kayıtlı seçmenin 55 milyon 833 bin 153'ü oy kullandı. Oyların 54 milyon 796 bin 49'u geçerli, 1 milyon 37 bin 104'ü geçersiz sayıldı. Seçime katılma oranı ise yüzde 87,04 olarak kayıtlara geçti.

Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan yurt içinde 26 milyon 86 bin 102, yurt dışında 967 bin 180, gümrük kapılarında 80 bin 567 olmak üzere toplam oyların 27 milyon 133 bin 849'unu aldı. Bu sonuçla Erdoğan, geçerli oyların yüzde 49,52'ine ulaştı.

Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise, yurt içinde 23 milyon 873 bin 749, yurt dışında 665 bin 111, gümrüklerde 56 bin 318 olmak üzere toplam 24 milyon 595 bin 178 oy aldı. Kılıçdaroğlu'nun aldığı  oy oranı ise yüzde 44,88 oldu. Ata İttifakı adayı  Sinan Oğan, 2 milyon 831 bin 239 oyla 5,17, adaylıktan çekilen ancak ismi pusulada yer alan Muharrem İnce de 235 bin 783 oy ile geçerli oyların yüzde 0, 43'üne ulaştı. 

Pazar günü yapılacak ikinci tur seçimlerinde Erdoğan ve Kılıçdaroğlu yarışacak. Muhalefet seçmeni ilk kez bu kadar yüksek kazanma motivasyonuna sahipti. Seçimin ilk turda Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun galibiyeti ile sonuçlanacağına kendini o kadar inandırmıştı ki; seçimler ikinci tura taşınsa da sonuçları büyük bir hayal kırıklığı ile karşıladı. Aşırı motivasyonla gelen hüsran bir çok muhalefet seçmeninde öfkeye de dönüştü. Bu öfke iktidarı destekleyen seçmene, deprem bölgesindeki insanlara tepkiye, hatta eleştiri sınırlarını aşan yakıştırmalara, hakaretlere kadar uzandı. Tabii ki, bu tepkiyi onaylamamız mümkün değil. 

Seçim sürecini birkaç cümle ile analiz edecek olursak Millet İttifakı'nın güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş, göçmenlerin geri gönderilmesi, Aile Sigortası, emekliye 15 bin lira bayram ikramiyesi, enflasyonu düşürme, ekonomik sıkıntıları çözme, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü, İstanbul Sözleşmesi'ne dönüş gibi temel vaatleri Cumhur İttifakı'nın ulusal güvenlik, terörle mücadele, savunma sanayi, 21 yıldır yapılan hizmetler, yerli otomobil TOGG, yerli doğal gaz, EYT'nin hayata geçirilmesini öne çıkaran kampanyası karşısında yetersiz kaldı. Özellikle 15 Temmuz Darbe girişimi , ABD ile gergin ilişkiler, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi gelişmelerle son dönemde yükselen milliyetçilik dalgası, seçmenin önceliğe ekonomi yerine milli güvenliği almasına neden oldu. 

Millet İttifakı milletvekili adayları ile yaptığım görüşmelerde sahada en çok karşılaştıkları sorunun, Millet İttifakı ile HDP'nin ilişkisi, HDP'nin altılı masanın ortağı olup olmadığı, Demirtaş'ın ve Öcalan'ın serbest bırakılıp bırakılmayacağı olduğunu dile getirmişlerdi. İktidarın bu söyleminin etkili olduğunu hem seçim sonuçlarından hem de Millet İttifakı'nın ikinci turda daha milliyetçi bir kampanyayı tercih etmesinden de görebiliyoruz. 

Şimdi temel soru, Millet İttifakı'nın hayal kırıklığına uğrayan seçmeni yeniden sandığa götürüp götüremeyeceği. Millet İttifakı seçmeni geçtiğimiz hafta oldukça tepkili bir ruh haline sahipti. İttifakın bileşenlerinden Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti'ye verilen fazla milletvekili sayısından, başka bir ismin aday olmasına kadar tepkisini çeşitli platformlarda dile getiriyor, ikinci turda sandığa gitmeyeceğini söylüyordu. Bu hafta bu duygusallığın biraz daha yerini sağduğuya bıraktığını gözlemliyorum. Ancak yine de azımsanmayacak oranda duygusal seçmen var. Ata İttifakı adayı Sinan Oğan'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceğini açıklaması, ittifak bileşenlerinin tekrar sahaya inmesi seçmeni tekrar motive etmeye başladı. Pazar gününe kadar sandığa gitmeme refleksinin daha da düşeceğini öngörüyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Sivas mitinginde seçmenine rehavet uyarısı yapıp sandığa gitmeleri çağrısında bulundu. Cumhur İttifakı'nda da seçmenin sandığa gitmesi konusunda bir endişe var. 

Özetleyecek olursak, ilk turda alınan oyları dikkate aldığımızda Cumhur İttifakı'nın Meclis'te milletvekili çoğunluğunu elde etmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yüzde 50'yi geçmek için yaklaşık 300 bin oya ihtiyacı olması bir avantaj sağlıyor. Millet İttifakı ise hayal kırıklığı yaşayan ve oy kullanmayan seçmeni sandığa götürüp, dağılan Ata İttifakı'nın oylarını konsolide edebilirse ikinci turu lehine sonuçlandırabilir. 

Yaşayıp göreceğiz.

Diğer Yazılar