SEVGİLİ GENÇ; DEĞERİN SADECE BAŞARILARIN DEĞİL

Hayat, bazen yetişkinlerin başaramadığı şeyleri çocuklara yüklemesiyle doludur. "Biz yapamadık, çocuğumuz yapsın" zihniyeti, aslında içinde derin acılar barındırır. Bu düşünce tarzı, çocukların omuzlarına fazla ağır bir yük bindirir. Ama asıl tehlike, bu yükün çocukların ruh sağlığına ve özsaygılarına verdiği zararlardır.

Bu durum aslında çocukları kendi yeteneklerini ve değerlerini görmekten alıkoyar.

Bu yaklaşımın asıl bedelini çocuklar öder.

Bir çoğumuzun içindeki çocuk, Rumi'nin dediği gibi, "Kendi içindeki bahçeyi yeşertmek için başkasının bahçesini sulamayı bırakmalı." Ama maalesef, aileler bazen çocuklarına kendi yetişemedikleri şeyleri yapma görevini yüklerler. Örneğin; kendisi okuyamamış ve bu durumun sıkıntısını yaşayan ebeveyn ve çocukluğunda pilot olmak isteyen babanın zorla çocuğunu pilot yapmaya çalışması gibi… Gerçekleştiremediği hayallerini çocuklarının üzerinde gerçekleştirmeye çalışır. Bu, çocukların içsel bahçelerini kurutmaya benzer.

Mükemmeliyetçi aile tutumu, çocukların üzerinde büyük bir baskı oluşturur. Onlar, kendi doğalarını ve yeteneklerini görmek yerine, dışarıdan gelen beklentilerin içinde kaybolurlar. Oysa ki, her çocuğun kendi hikayesi ve hızı vardır.

Bu durum, çocukların içsel dünyasında derin yaralar açabilir. Carl Jung'un dediği gibi, "Mükemmel olmayı istemek, içsel çocuğu öldürür." Çocuklar, kendi özgünlüklerini ve benliklerini göremediklerinde, kendilerini yetersiz hissetmeye başlarlar.

Ailelere birkaç öneride bulunmak istiyorum:

Kabul ve Sevgi: Çocuklarınızı olduğu gibi kabul edin ve sevgiyle besleyin. Onları, kendi benzersizlikleriyle sevmeyi öğrenin.

Destek ve Empati: Onları dinleyin ve duygularını anlamaya çalışın. Empati kurarak, onların içsel güçlerini besleyin.

Özgürlük ve Destek: Çocuklarınızın kendi hikayelerini yazmalarına izin verin. Destek olun, ama onların kendi yolculuklarını yapmalarına izin verin.

Olumlu Geri Bildirim: Başarısızlıklarında bile onlara destek olun ve olumlu geri bildirimlerde bulunun. Hataların bir parçası olduğunu öğretin.

Sonuç olarak, "Biz yapamadık, çocuğumuz yapsın" zihniyeti, aslında çocukların içsel dünyasına verdiği zararın farkında olmamızı gerektirir. Çocuklar, kendi özgünlüklerini ve benliklerini görmeleri için desteklenmelidir. Balık uçamaz, kuş yüzemez, bu kadar basit. Normal şartlarda belki de dünya çapında bir müzisyen, ressam veya sporcu olabilecek gençleri ebeveyn hayalleri yüzünden doktor, avukat, mühendis yapmaya çabalıyoruz.

Bu yazı, ailelerin çocuklarına yüklediği mükemmeliyetçi beklentilerin aslında onların içsel dünyalarına ne kadar zarar verebileceğini vurgulayarak, çocukların benzersizliklerini keşfetmeleri için destek olmaları gerektiğini anlatıyor. Onları koruyup kollamak ve kendi eksikliklerimizi onların üzerine yıkmak yerine, onlara güvenmeli ve yanlarında olmalıyız. Unutmayalım ki, onların başarıları, bizim sevgi ve rehberliğimizle şekillenir.

Diğer Yazılar