'Ben yaşamadım' diyen yalan söyler: CONCORDE SENDROMU
İkinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında İngiltere ve Fransa sesten daha hızlı, yani süpersonik yolcu uçağı yapımına karar verdi. Adına Concorde dedikleri bu uçak için çok para ve emek harcadılar. Concorde aslında tam bir mühendislik harikasıydı. Ses hızının iki katına ulaşabiliyor, 18 bin metre yükseğe çıkabiliyordu. Fakat dönemin şartlarına göre pek çok sorunu da beraberinde getirmişti. Sonik patlamalar ve yüksek maliyet sorunu bir türlü aşılamıyordu. Bir grup bilimadamı ve yatırımcılar bunca yatırımı çöpe atmamak için daha çok para ve emek harcadı. Uçak otelin üstüne düştü, 109 kişi öldü. Sonuç hüsrandı. Resmen saplantı haline gelen Concorde artık sadece müzelerde sergileniyor.
İşte psikolojide bu duruma Concorde Sendromu adı da bu nedenle verildi.
Kaybeden olmamak için daha çok kaybetmek!
İşler kötüye giderken, "Bunca emek boşa mı gitsin?" diye göz göre göre daha çok zaman ve para harcayarak zararımızı katlamadık mı?
Bu sendroma ya da yanılgıya hayatımızın pek çok alanında kapılmış olabiliriz. Ticarette, iş hayatında, evliliklerde, romantik ilişkilerde...
Evet, bilhassa ilişkilerde...
Bitmesi gereken bir birlikteliği yıllarca emek harcadığınız için bitiremediğiniz olmadı mı? Sonrası mı? Günlük aktivitelere karşı ilgi kaybı, suçluluk ve değersizlik hissi, konsantrasyon bozukluğu, karar vermede güçlük, uyku ve iştahta değişiklik... Al sana nur topu gibi depresif semptomlar.
Pek çok depresif sendromda olduğu gibi bundan da kurtulmak elbette kolay değil. Zaman en iyi çare gibi görünse de onun da sendromu saplantıya dönüştürme riski var. O nedenle bu kaotik sendromdan kurtulmanın en doğru yolu, olabildiğince hayatın gerçekliğine yaklaşmak.
Tabi ki benim başıma gelmedi(!), bir arkadaşım yaşadı da ordan biliyorum :)
Diğer Yazılar