DENİZLİ’YE NÜKLEER BOMBA ATILIRSA…

Orta Doğu'nun yeniden iyiden iyiye karışmasıyla 3. Dünya Savaşı söylentileri konuşulmaya başlandı. Savaş insanlık için elbette büyük felaketlere yol açsa da silah üreten büyük oyun kurucular için ekonomik fırsat demek. Ve maalesef ki olası bir dünya Savaşının nükleer silahlarla geleceği düşünülüyor. 

Türkiye bildiğimiz kadarıyla nükleer silah üretme girişimi yapmıyor ama komşularımızda durum böyle değil. Kapı komşularımız Rusya ve İran bu konuda baya yol almış durumda. Tabi en büyük nükleer silah üreticisi tahmin ettiğiniz gibi ABD.  

ABD'nin cephaneliğindeki en büyük fisyon nükleer bombası 1.2 megatonluk B-83. Nükleer denemesini yaptığı en büyük bombası ise 15 megatonluk Castle Bravo.

Aslında tüm bu bilgileri https://nuclearsecrecy.com/ internet sitesinden öğrendim. Site ayrıca herhangi bir nükleer bombanın, herhangi bir lokasyonda patlaması halinde yaratacağı yakımı sayısal olarak veriyor. Tabi ben de "Allah korusun" diyerek Denizli'ye nükleer bir bomba atılsa yıkımın ne derecede olacağını görmek istedim.  

DENİZLİ’YE NÜKLEER BOMBA ATILIRSA…

Listede pek çok nükleer bomba seçeneği var ama ben bireysel testimi müttefikimiz(!) ABD'nin az önce saydığım iki bombası üstünden yaptım.

ABD'nin cephaneliğindeki en büyük fisyon nükleer bombası 1.2 megatonluk B-83 Denizli'nin merkezine atılırsa 1,5 kilometre yarıçaplı ateş topu oluşuyor ve bu alan içindeki her şey saniyeler içinde buharlaşıyor. 2,5 kilometre yarıçapındaki ağır patlama alanında binalar ya yıkılıyor ya da ağır hasar görüyor ve ölüm yine yüzde 100. Yani bu alan içindeyseniz parlak ışığı gördüğünüz anda amel defteriniz kapanmış demektir.

Patlamadan hemen sonra ortaya çıkan radyoaktif serpinti rüzgarında da etkisine bağlı olarak saatler içinde Ankara'ya kadar ulaşıyor. Sitenin tahminine göre patlama anında 317.150 kişi ölüyor, 83.020 kişi yaralanıyor. İlerleyen günlerde ise bu sayılar milyonları buluyor.

DENİZLİ’YE NÜKLEER BOMBA ATILIRSA…

Aylarca sürecek kurtarma çalışmaları, söndürülemeyen orman yangınları... Sonrasında ise tüm ülkeyi ve komşularımızı etkileyecek nükleer kış başlıyor. Stratosfere kadar ulaşan kurum nedeniyle güneş ışınları yeryüzüne ulaşamıyor, gündüzler geceye dönüyor, sıcaklık birkaç gün içinde sıfırın altına düşüyor. 

Tekrar hatırlatayım, bu ABD'nin cephaneliğinde her an kullanıma hazır bir bomba. Testini yaptığı en büyük bombası ise bundan 10 kat büyük olan 15 megatonluk Castle Bravo. Yani böyle bir bomba atılırsa yıkımın az önce anlattığımın 10 katı olacağını düşününün. Evet düşünmesi bile insanın kanını donduruyor. 

Rusya ve İran'ın dışında Çin, Kuzey Kore, Fransa ve çalışmaları basına yansımayan pek çok ülke uranyum zenginleştirerek nükleer silah üretiyor. Yani dünyanın kaderi sözde ulusal güvenlik için üretilen bu silahlar yüzünden, bir manyağın çıkıp düğmeye basmasıyla değişebilecek kadar kırılgan. 

Ortadoğu'da yaşanan savaşların ve çatışmaların dünyayı ne hale getirdiğine birinci elden tanık oluyoruz. Afganistan'daki rejim, Suriye'deki iç savaş, Irak'a yapılan dış müdahaleler, İran'daki baskı, Filistin'deki katliamlar, Ürdün, Lübnan… hepsinin başının belası Hizbullah... Oralarda yaşayan insanların dramı bir yana, yaşanan göç dalgası biz dahil Avrupa'nın hemen her ülkesinin demografik yapısını tehdit eder hale geldi. Bir de hangi ülkelerin arasında olduğu fark etmeksizin 3. dünya savaşı çıkarsa savaş baronları hariç herkesin kaybedeceği kesin. 

Yazımı ulu önderimizin dünyanın örnek alması gereken sözüyle bitireyim: "Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadığı sürece, harp bir cinayettir."

Diğer Yazılar