EKREM BAŞER

Beni tanıyanlar siyasi görüşümün "sosyal demokrat" olduğunu bilirler. Ancak yaklaşık 30 yılını geride bıraktığım mesleğim gereği siyasi partilerin tamamını takip ediyor, gelişmeleri ve kulisleri yakından inceliyorum.
Pek çok yazımda Bülent Nuri Çavuşoğlu'nun Denizli Büyükşehir Belediyesi'ni kazanmasının ardından kentte muhalefete düşen AK Parti için il başkanlığına Muhammed Subaşıoğlu'nun getirilmesi gerektiğini, CHP bloğuyla ancak onun baş edebileceğini yazmıştım. Keza Subaşıoğlu il başkanlığı koltuğuna oturdu ve ekibi onun hızına yetişemese de beklenenden daha iyi bir performansla muhalefet yapıyor. Ve yine hep söylediğim gibi, etkin muhalefet, partizanlığı bir kenara bırakırsak, yerelde biz vatandaşlara olumlu şekilde yansıyor.
Bugün yazacağım konu yine AK Parti, fakat başka bir isim; Ekrem Başer.
Ne yalan söyleyeyim onu ilk gördüğümde baba parasıyla siyasete iteklenmiş, aile servetinin muhafazası için konumlandırılmaya çalışılan, tabiri caizse tipik bir "zengin bebesi" olduğunu düşünmüştüm. Düzgün giyimi, akıcı konuşması ve temiz yüzü için de önyargım yine devreye girmiş, "Yeni nesil muhafazakarlar böyle görünüyor demek ki" diye içimden geçirmiştim.
Ekrem Başer'in Merkezefendi başkan adaylığı sürecinde, başka bir ilde seçim çalışması yürütsem de, CHP'nin adayı Şeniz Doğan karşısındaki mücadelesini olabildiğince takip etmiştim. Halkla iyi temas kuruyor, konuştuğunu dinletiyor, görenleri etkiliyordu. Ancak bunlar seçimi kazanmasına yetmedi. CHP'nin ülke genelindeki rüzgarına, Merkezefendili seçmenin demografik yapısı ve seçime kendi tarzıyla müdahale eden Nihat Zeybekci'nin hırçın politikası da eklenince, CHP'nin adayı Şeniz Doğan karşısında ezici bir yenilgi yaşadı.
Ancak Başer konusundaki tüm önyargılarım, CHP'nin eski kurmaylarından, fikirlerine çok değer verdiğim bir abimin yorumlarıyla yıkıldı. O da tıpkı benim gibi Ekrem Başer'e karşı önyargılara sahipken kendisiyle 1-2 saat sohbet ettiğini ve ne kadar etkilendiğini anlattı. Ve ne kadar çok okuduğunu da...
Kendim henüz tanışmadığım için güzellemeyi burada sonlandırıyor ve sonuca geçiyorum.
Kentimizin, partisinden önce hemşehrilerini düşünebilen siyasetçilere daha çok ihtiyacı var. Okuyan, araştıran, eleştiren, empati kuran ve vicdan sahibi siyasetçilere...
Ve son olarak Ekrem Başer'e de önerim; siyasete devam etmeli ve kendisini halka daha iyi anlatmanın yolunu bulmalı.
Hepinize iyi hafta sonları dilerim.
Diğer Yazılar