GAZETECİLİĞİN YÜZDE 81’İ TEHLİKEDE
Meslek hayatımda yaklaşık 30 yılı geride bırakmış, kameranın arkasından sayfanın sekreterliğine, muhabirlikten köşe yazarlığına kadar bu işin hemen her kademesinde ter dökmüş biri olarak, son zamanlarda teknoloji dünyasından gelen haberler beni hem heyecanlandırıyor hem de üzerine düşünmeye sevk ediyor. Hele ki teknoloji devi Microsoft’un yapay zekânın (AI) iş gücü üzerindeki etkisine dair yayımladığı o çarpıcı araştırmayı okuyunca, 'dur bakalım, bizi ne bekliyor' diye bir kez daha düşündüm.
Malumunuz, hepimiz bu işe gönül verdik, daktiloyla haber yazmanın, aydıngerle sayfa montajlamanın, filmli makinayla fotoğraf çekmenin ne demek olduğunu iyi biliriz.. Ama dünya değişiyor, teknoloji dur durak bilmiyor. Microsoft Research’ün “AI Etkileşim ve Öğrenme” grubunda kıdemli araştırmacı olarak görev yapan Kiran Tomlinson’ın da özetlediği gibi, “Yapay zekâ birçok meslekte, özellikle araştırma, yazma ve iletişim gerektiren görevlerde büyük destek sağlıyor. Ancak hiçbir mesleği tamamen devralabilecek düzeyde değil.” Bu, içimizi bir nebze rahatlatan bir tespit olsa da, gerçeğin diğer yüzünü de görmezden gelemeyiz.
Araştırmanın “AI ile görevleri en çok benzerlik gösteren meslekler” listesinde bizim mesleğimizin de üst sıralarda yer alması tesadüf değil. Listenin ilk 20'sine baktığımızda, gazetecilerin yapay zekâ ile örtüşme oranının %81 olduğunu görüyoruz. Evet, doğru okudunuz: %81.
Bu oran, listenin en tepesindeki tercümanlık ve çevirmenlikten (%98), tarihçilikten (%91) ya da düzeltmenlikten (editör) (%91) biraz daha düşük olsa da, hatırı sayılır bir tehlike çanını temsil ediyor. Düşünün; araştırma, veri toplama, hatta ilk taslağı oluşturma gibi bizim saatlerimizi alan pek çok görevde, yapay zekâ artık muazzam bir destek sunuyor.
Peki, bu bizim mesleğimizin sonu mu? Kesinlikle hayır!
Ancak bu, bir "uyanma çağrısı." Tıpkı daktilodan bilgisayara, aydıngerden dijitale geçişte olduğu gibi, mesleğimiz bir kez daha bir dönüşümün eşiğinde. Tomlinson’ın Sky News’a yaptığı açıklamada belirttiği gibi, çalışmanın amacı “AI sohbet robotlarının hangi iş alanlarında verimli biçimde kullanılabileceğini, insanın yerini almadan nasıl katkı sağlayabileceğini” göstermek. Anahtar kelime bu: Katkı sağlamak, yerini almak değil.
Tecrübemle sabit: Bizim işimiz sadece kelimeleri yan yana dizmek, kamera kaydına basmak ya da sayfa düzenlemekten ibaret değil. Bizim işimiz, "neden"i sorgulamak, duyguyu aktarmak, olayın arkasındaki insan hikâyesini bulup çıkarmak. Bir yapay zekâ, bir basın toplantısının transkriptini anında haber metnine dönüştürebilir; ama bir muhabirin o toplantıdaki beden dilinden yakalayacağı, satır aralarındaki gerilimi hissedip okuyucuya aktaracağı o insani dokunuşu veremez.
Uzmanlar da tam olarak bunu söylüyor: Geleceğin iş dünyasında en önemli beceri, “yapay zekâ ile birlikte çalışabilme yeteneği” olacak. Onu rakip olarak değil, gece gündüz demeden çalışan, yüzlerce veriyi saniyeler içinde tarayıp sana özünü sunan bir asistan olarak görmeliyiz.
Unutmayalım ki, bu araçlar bizim yükümüzü hafifletecek, böylece bize o en değerli şeye, yani yaratıcılığa, derinlemesine araştırmaya ve o %19'luk insani farkı yaratmaya daha fazla zaman kalacak.
Diğer Yazılar




