İÇİNDEKİ MAĞARA ADAMINI YAŞATMA DERNEĞİ

Türkiye orman yangınları ve mecliste yaşanan yumruklu saldırıyı konuşuyor. Ciğerimiz yanarken, yüzlerce dekar kül olup binlerce orman canlısı ölürken mecliste yaşananlara bakın. Üstelik ilk değil ve anlaşılan son da olmayacak.

Aslına bakarsanız mecliste ortaya çıkan görüntülerde, milletvekillerinin gerçekten de milleti temsil ettiğini görebilirsiniz. Konuşmayı bırakıp mağara adamı modunu aktif ederek üstüne yürüme, kavga etme, yumruk atma... Her gün sokakta görmeye alışık olduğumuz tipler değil mi bunlar? İçindeki mağara adamına yenilip insan öldürenler, hayvanlara eziyet edenler, doğayı hiçe sayanlar... İşte hepsi aynı derneğin üyesi aslında. İçindeki Mağara Adamını Yaşatma Derneği.

Uzun süredir dost ortamlarında dile getirdiğim bir formül var. Milletvekili ve belediye başkan adaylarına zorunlu eğitim verilsin. O eğitimi tamamlamayan da aday gösterilmesin. Görünen o ki özellikle milletvekillerine adap ve stres kontrolü eğitimi verilmesi şart.

Keza zaten seçim sistemimiz başlı başına hatalarla dolu. En büyük hata da milletvekili ve belediye başkan adaylarının genel merkezler tarafından belirlenmesi. Hâl böyle olunca biz de adaya değil partiye oy vermek zorunda bırakılıyoruz. Demokrasi hak getire... Neyse bu başka bir yazının konusu olmalı. 

İMAYDER konusuna geri dönelim. 

Herkesin içinde ortaya çıkmaya hazır bir mağara adamı vardır. Ve ancak medeniyet yularıyla zapt edilebilir.

İsviçre'de yaşayan bir vatandaş şöyle demişti, "Burada trafik kazalarında ölen insan sayısı, Türkiye'de trafikte yaşanan kavgalarda ölen insan sayısından az."

Tıpkı mağara adamları gibi; kavgacı olmazsan ezileceğini, aç kalacağını, zayıfların üstüne basmazsan yükselemeyeceğini, çalmazsan kazanamayacağını bildiğin bir ortamda büyürsen sen de otomatikman bu derneğin bir üyesi haline geliyorsun. Seni hayatta tutan ve görece başarılı kılan, kendinden başka kimseyi önemsemeyen bu içgüdülerini zamanla sevmeye de başlıyorsun.

Keza son yıllarda bu şekilde yetişmiş yüz binlerce kişi kontrolsüz bir şekilde topraklarımıza yerleşti. Zaten bıçak sırtında olan demografik yapımızı alt üst etti.

Son olarak şunu da hatırlatayım, 100 bin yıl önce mağaralardan çıkarak bu günlere gelmeyi, konuşmayı ve dinlemeyi öğrenmemize borçluyuz. 

 

Diğer Yazılar