İDEAL DEVLET ÜTOPİK BİR HAYAL Mİ YOKSA MÜMKÜN MÜ?

İdeal devlet kavramı, tarihin pek çok döneminde tartışıldı ve hala da bu tartışma devam ediyor. Kimilerine göre ideal devlet, insanlığın en büyük hayallerinden biri. Kimileri ise bunun sadece bir ütopya olduğunu düşünüyor. Peki, ideal devlet kavramı gerçekten mümkün mü, yoksa bir hayal mi?

İdeal devlet kavramının kökenleri Antik Yunan'a kadar uzanıyor. Platon'un "Devlet" adlı eseri, bu alandaki en önemli eserlerden biri. Platon'a göre, ideal bir devlette adalet, erdem ve sağduyu hakim. Halk, en doğru kararları verebilecek bilgeliğe sahip olan filozof kral tarafından yönetilir. Bu düşünce, Antik Yunan'da bile oldukça radikal kabul edilmiş. Ancak, ideal devletin oluşması için toplumsal yapıda köklü değişiklikler yapılması gerektiği öne sürülmüş.

Benzer şekilde, modern zamanlarda da ideal devlet kavramı tartışılıyor. İdeal devletin özellikleri, günümüzde de farklı şekillerde tanımlanıyor. Ancak çoğu tanım, adalet, özgürlük, eşitlik, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerini içeriyor.

Dünya üzerindeki yönetim şekillerinin pek çoğu günümüz aydın insanlarının istekleriyle uyuşmuyor. Mesela Çin'de ve Kuzey Kore'de tek parti yönetimi var. İran'da ve Vatikan'da yaşamı dini kurallar belirliyor. İngiltere, İspanya ve Japonya gibi büyük ülkelerde monarşi, Rusya'da oligarşi var.

Bir de diğer sistemlere entegre olabilen otoriter yönetim sistemi var ki, en kötüsü de bu. Biraz daha detaylandıralım;

Otoriter yönetim kavramı, tek bir kişi ya da küçük bir grubun toplum üzerinde mutlak otorite kurduğu ve bu otoritenin baskıcı bir biçimde kullanıldığı bir yönetim şekli. Bu kişi ya da grup, genellikle yürütme gücünü elinde bulundururken, yasama ve yargı güçlerine de kontrol ederek otoritesini pekiştiriyor.

Otoriter yönetimlerde, genellikle insan haklarına ve özgürlüklerine saygı gösterilmiyor. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, seyahat özgürlüğü ve toplantı özgürlüğü gibi temel haklar sınırlandırılıyor veya tamamen ortadan kaldırılıyor. Ayrıca, seçimler genellikle kontrol altında yapılıyor ve muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri ve bağımsız medya, hükümet tarafından baskı altında tutuluyor.

Otoriter yönetimlerde, hükümet genellikle kararlarını tek taraflı bir şekilde alıyor ve muhalefetin görüşlerini dikkate almıyor. Ayrıca, hükümet yetkilileri genellikle keyfi olarak hareket ediyor ve yargı sistemini kendi amaçları doğrultusunda kullanıyor. Bu durum da yargının bağımsızlığını ortadan kaldırıyor ve hukukun üstünlüğü ilkesini zedeliyor.

Örnek olarak Kuzey Kore, Çin, Rusya ve Suudi Arabistan gibi ülkeler otoriter yönetimlerle özdeşleştiriliyor. Bu ülkelerde insan hakları ve özgürlükleri sık sık ihlal ediliyor ve vatandaşın siyasi veya sosyal görüşlerini ifade etmeleri engelleniyor.

Cumhuriyeti ve demokrasiyi benimsemiş bir ülke olarak iyi ki biz böyle bir sistemle yönetilmiyoruz...

Gelelim baştaki sorumuza, "İdeal devlet, ütopik bir hayal mi yoksa mümkün mü?"

Bence ideal devlet yönetimi Cumhuriyettir. Cumhuriyetin temel direği olan Yasama, Yürütme ve Yargı iyi işletilirse, eğitim, sağlık, güvenlik konuları ön planda tutulursa, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere üretim modernize edilerek desteklenirse, ülkenin yönetim kademeleri liyakat sistemiyle işletilirse, 'önce insan' anlayışı benimsenir, saygı ve vicdan tüm konuların odağına konabilirse bence ideal devlet budur. 

Diğer Yazılar