LÜBNAN!

Geçtiğimiz hafta Pakistan'ın 40 yıldır mücadele ettiği Afgan mülteci sorununu köşeme taşımıştım. Şimdi ise sizlere Lübnan'ın 1948 yılından bu yana, yani 75 yıldır mücadele ettiği Filistinli ve Suriyeli mülteci sorununu anlatmak istiyorum. Bunları anlatıyorum çünkü bizim de iliklerimize kadar yaşadığımız mülteci sorununun geri dönülmez noktaya gelmeden çözülmesini umuyorum.

Lübnan'daki sorunun temeli İsrail'in 1948 yılında Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesiyle başlıyor. Göçe zorlanan Filistinliler büyük gruplar halinde Lübnan'daki mülteci kamplarına yerleşmeye başladıklarında, zaten bir avuç olan Lübnan halkı din kardeşlerine yardımcı oldukları motivasyonuyla ilk başlarda çok mutlu oldular. O günlerde başlarına gelecekleri kimse öngöremiyordu.

1967'deki İsrail'e karşı düzenlenen Altı Gün Savaşı'nda Arap ülkelerinin baskısına daha fazla direnemeyen Lübnan hükümeti Güney Lübnan'dan İsrail'e saldırmış, savaş kaybedilince de Filistin'le mecburi işbirliğine gitmişti.

1970 yılında Ürdün Kralı Hüseyin'in Kara Eylül olarak bilinen çatışmaların ardından Filistinlileri Ürdün'den çıkarmasının ardından Filistinliler bu defa çok daha büyük gruplar halinde Lübnan'a sığındı. Lübnan artık askeri ve siyasi açıdan Filistin direnişinin merkezi hâline gelmişti.

Fuad Şihab döneminde “Ortadoğu’nun Paris’i” olarak anılan Lübnan’da işler daha kötüye gidemez diye düşünülürken 1975 yılında 15 yıl sürecek iç savaş başladı.

İç savaşın başladığı dönemde Lübnan’da 300.000 Filistinli mülteci ve 5.000-7.000 Filistinli gerilla vardı. Lübnan'da mültecileri istemeyen sağcı milisler 1976 yılında Filistinlilerin bulunduğu kampları 51 gün boyunca kuşattı. 4.000 mülteci öldü, 12 bin mülteci sınır dışı edildi.

Bu sırada iç savaşı fırsat bilen İsrail, güçten düşen Lübnan'a saldırıp yüzde 10'unu işgal etti.

1980 yılına gelindiğinde Lübnan tüm tarafların birbiriyle savaştığı klasik bir Ortadoğu ülkesi haline gelmişti. Öyle ki kamplardaki Filistinliler bile birbirleriyle savaşıyordu. İnsanlar hayatta kalabilmek için kedi köpek eti yer, kanalizasyon suyu içer hale gelmişti.

Meşhur Hizbullah da bu dönemde ortaya çıkmış, İsrail'e karşı saldırılar düzenleyerek İsrail'in bölgeyi yavaş yavaş terk etmesine sebep olmuştu. 2000 yılına gelindiğinde İsrail Lübnan'ı tamamen terk etmişti.

Tüm bunların üstüne 2011'de Suriye'de başlayan savaş ve Lübnan'a kaçan Suriyeliler'i de ekleyince Lübnan adeta bir bataklığa dönüştü.

Bugün 6,7 milyon nüfuslu Lübnan, nüfusa oranla en çok mülteci barındıran ülke. Lübnan hükümeti tarafından 1 milyona yakın Filistinli mülteci olduğu belirtiliyor. Sadece Filistinliler değil, Suriyeliler de Ortadoğu'daki tüm ülkeler gibi Lübnan'ın da büyük sorunu. Lübnan hükümetine göre ülkede yaşayan Suriyelilerin sayısı ise 1,5 milyon.

Lübnan Yerinden Edilmiş Kişiler Bakanı Issam Şerafeddin, hükümetin Suriyeli mültecileri düzenli olarak ülkelerine gönderme planını kamuoyuna duyurdu. Plan, her ay 15 bin mültecinin ülkelerine gönderilmesini içeriyor. Geçmiş olsun Şerafeddin, bu maç buradan dönmez artık.

Diğer Yazılar