NASIL GEÇTİ HABERSİZ…

 

Çocukken pek çoğumuz gibi gelecek hayatımda beni neler beklediğini merak eder, maceralar ve büyük başarılar yaşayacağımı hayal ederdim. Yaşım ilerledikçe, çocukken kurduğum hayaller ara ara aklıma gelir ama üstünde durmadan geçiştirirdim; “Nasıl olsa daha çok zamanım var” düşüncesiyle… 

Orta yaşlara geldiğimde ise insan hayatının yaşadığı ortama göre, ortalama olarak şekillendiğini anladım. 

Orta yaşların sonuna geldiğim şu zamanlarda ise hemen hepimizin yaptığı gibi geriye dönüp baktığımda yılların su gibi akıp geçtiğini düşünüyorum. Çocukluk yıllarım sanki dünmüş gibi. Hepimiz öyle hissetmiyor muyuz?

Bence bu şekilde hissetmemizin nedeni, bilimsel olmamakla beraber insan beyninin evriminde yatıyor. Beynimizin henüz, zaman akışını anlayabilecek düzeyde olmadığına, rutinleri kayda alamadığına inanıyorum. 

Düşünsenize, pek çoğumuzun hayatı birbirini tekrarlayan rutinler içinde geçiyor. Hafta içi günün büyük bölümünde çalış, hafta sonu bir gün dinlen. O bir gün de özellikle çalışan kadınlar için evin düzenini sağlamaya çalışmakla geçiyor. Ha bir de yemek yemek, uyumak gibi gün içinde tekrarlamak zorunda  olduğumuz insani rutinlerimiz var.

Bu kadar rutin bir araya gelince de aylar yıllar birbirini takip ediyor ve zaman su gibi akıp geçiyor. Sağlıklı geçirdiğimiz ve sevdiklerimizin yanımızda olduğu günlere şükrediyoruz elbette ama kendimiz için şu kısacık ömrümüzü anlamlı kılacak ne yapıyoruz?  

Bugün dünya insanlarının büyük bölümü için tatil günü. Siz şu anda ne yapıyorsunuz mesela? (Senin yazını okuyorum☺) Günün geri kalanında ne yapacaksınız? 

Hadi bugün rutininizin dışına çıkacak bir plan yapın. Evdeki kedi köpek 1-2 saat yalnız kalabilir, çamaşırlar yarın akşam yıkanabilir. Kısa bir yürüyüş, kitapçıda biraz gezinme, eski bir arkadaşla sohbet ve akşam belki 1-2 kadeh huzur… 

İyi pazarlar…

Diğer Yazılar