OYUN DEYİP GEÇMEYİN: İSKAMBİL

İskambil oyunlarını sever misiniz? Pişti, batak, ihale, hoşkin, yanık, 66, poker, briç, king… Her ne kadar basit görünse de pişti bile usta ellerde mücadelenin tavan yaptığı oyunlara dönüşebilir. Erkek kardeşlerimle bizim favori oyunumuz ise King'tir. Haftada 1-2 defa buluşur, kozlarımızı paylaşırız.  

Sanki başka bir evrendeymişiz, zaman farklı bir şekilde işliyormuş gibi saatlerce oynarız. Beynimizin her bir nöronunu kullanarak büyük bir ciddiyetle 52 kağıdın tamamını takip edip, oyun tarzı ve jestleriyle kimin elinde kaç olduğunu yüksek isabetle tahmin eder, kazanınca da atomu parçalamayı başarmış gibi kendimizle gurur duyarız.

Bize bu hazzı yaşatan iskambil kağıtlarının hikayesinin altında ise tarihsel bir devrimin etkileri yatar. Bildiğiniz gibi iskambil kağıtları kupa, maça, karo ve sinekten oluşan 4 grupta 13'er kağıttan oluşur. Grupların birbirine olan üstünlükleri oyunlara göre değişse de genelde az önce saydığım sıradadır. Fakat 13 kağıdın içinde en garibi As'ın, yani 1'in en büyük kağıt olmasıdır. Sıralamanın normalde 1,2,3.. vale, kız, papaz diye gitmesi gerekirken, As hep en büyüktür. 

Bu eskiden böyle değilmiş. As, en küçük kağıtmış. Fakat Fransız devrimi gerçekleşip halk monarşiyi devirdiğinde, halkı temsil eden As, monarşiyi temsil eden vale, kız ve papazın üstüne çıkmış ve en büyük kağıt olmuş. İskambil kağıtlarının Fransa'da son halini aldığından yola çıkarsak bu hikaye oldukça gerçekçi görünüyor. Ve aslında 18. yüzyılda Avrupa'da birbirini tetikleyen devrimlere de ışık tutuyor.

Hani iskambil kağıdı derip geçeriz ama o 52 kağıt içinde monarşiyi, devrimi, halkın gücünü ve demokrasiyi barındırır. Bundan sonra kağıt oynamaya giderken, "Nereye gidiyorsun?" diye soranlara rahatlıkla "Arkadaşlarla demokrasiyi taçlandıracağız, halkın gücünü kanıtlayacağız" gibi cevaplar verebilirsiniz.

Herkese iyi pazarlar.

Diğer Yazılar