PAÜ: NERESİNDEN TUTSAN ELİNDE KALIYOR

Bugünkü köşe yazımda sizlere Pamukkale Üniversitesi hakkındaki değerlendirmelerimden ve araştırmalarımdan bahsedeceğim. 

Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2024 verilerine göre 1992 yılında devlet üniversitesi olarak kurulan Pamukkale Üniversitesi’nin şu an bünyesinde 45.363 öğrenci, 2.232 akademik personel ve 3.500 idari personel bulunuyor. Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan Orta Vadeli Programda 2025 yılı bütçesi 6 milyar 326 bin lira olarak belirlenen Pamukkale Üniversitesi, yüksek kapasitesi ve ödeneğine rağmen ne yazık ki başarıya çok uzak bir performans sergiliyor.

Yine resmi araştırmalarla konuşacak olursam ODTÜ bünyesinde kurulan URAP Araştırma Laboratuvarı’nın verilerine göre Pamukkale Üniversitesi, Türkiye’deki 190 üniversite arasında 55. sırada bulunuyor. Bu sayı size ilk başta “Eh fena değil” dedirtebilir. Ama bu denli büyük bir üniversitenin büyüklük açısından benzerlerine baktığımızda başarısızlığı net bir şekilde görebiliyoruz. Şöyle ki; 

47.616 öğrencili Adana’daki Çukurova Üniversitesi 21. sırada, 

48.659 öğrencili Kayseri’deki Erciyes Üniversitesi 14. sırada. 

45.363 öğrencili Denizli’deki Pamukkale Üniversitesi ise 55. sırada.

URAP tarafından yapılan bu sıralamada, makale, atıf, doktora, öğretim üyesi / öğrenci, uluslararası işbirliği, yurt içi işbirliği, bilimsel doküman gibi kriterler göz önüne alınıyor. 

Bunlar sadece araştırmalarla ortaya konulanlar. Bir de pek kimsenin konuşmak istemediği, daha doğrusu çekindiği konular var. Dini grupların üniversite üstündeki baskıları, yönetimsel kademede siyasi oyunlar ve belgeleri elime ulaştıkça yazacağım çirkin kayırmalar… 

Herkesin tanık oldukları da var tabi. Başıbozukluğun hüküm sürdüğü, hastaları canından bezdiren üniversite hastanesi, çocuk oyuncağına çevrilen kampüs düzenlemesi, idari personele alenen uygulanan mobbing…

Evet maalesef görünen o ki, FETÖ olaylarında ağır darbe alan Pamukkale Üniversitesi, toparlanmaktan çok uzakta. Yakın zamanda Cumhurbaşkanı tarafından yapılacak rektör atamasıyla ilgili çeşitli spekülatif bilgiler ortalıkta dolansa da, sonucunu ancak açıklandığında öğrenebileceğimiz belirsiz bir süreçteyiz. Temennim o ki, rektörlük koltuğuna artık kente, öğrenciye, iş dünyasına, medyaya yakın, uyumlu ve kenti tanıyan bir isim oturur.

Diğer Yazılar