SOSYAL MEDYAYI İKİYE BÖLEN ÇIKMAZ; BAŞIBOŞ KÖPEKLER

Sosyal medydada karşıma sık sık sokak köpekleri hakkında paylaşımlar çıkıyor.

Birisi, şu cehennem sıcaklarında sokak hayvanlarının hayatta kalabilmesi için kapısının önüne bir kap su koyulmasını istediğinde hemen altında sokak köpekleri konusu açılıyor ve sayfalarca tartışma yaşanıyor. Kimileri sokak köpeklerinin toplanarak barınaklara götürülmesini isterken kimileri de sokakların onların yaşam alanı olduğunu ve buna saygı göstererek destek olmamız gerektiğini söylüyor. Benim düşünceme gelmeden önce kısaca dünyadaki, ülkemizdeki ve kentimizdeki sayılara ve uygulamalara bakalım.

Ama önce köpeklerin evrimsel sürecine kısaca değinmek istiyorum. Bilimsel olarak köpekler günümüzden 15 bin yıl öncesinde kurtların insan eliyle evcilleştirilmesiyle ortaya çıkıyor. İnsanlarla birlikte yaşayarak, değişen çevreye uyum sağlayan köpeklerin boyutları, şekilleri ve davranışları da birbirinden ayrılıyor. Bugün dünyada 340'tan fazla köpek ırkı bulunuyor. Söylememe gerek yok herhalde ama köpekler sağladıkları faydalar sayesinde insanlığın en yakın dostu.

Kısaca rakamlara da bakalım. Resmi verilere göre Amerika'da köpek nüfusunun %2'sine denk gelen 7 milyon, Türkiye'de ise %30'una denk gelen 10 milyon başıboş köpek bulunuyor. Denizli'de ise bu sayı 15 bin ve köpek nüfusunun %0,5'ini oluşturuyor. Tabi Amerika'daki başıboş köpeklerle ilgili uygulamalar ülkemizdekinden farklı. Eyaletlere göre değişiklik gösterse de barınaktaki köpek saldırgan, tehlikeli ya da tedavi edilemez bir hastalığa sahip değilse, kapasite aşıldığında en eskiden başlamak kaydıyla uyutuluyor. Ülkemizde ise kapasite aşılmasından ötürü yasal olarak uyutma yapılamıyor. Fakat Amerika ve Avrupa'daki barınak şartları ülkemiz genelinden çok daha iyi. Çünkü oradaki barınaklar, hayvan hakları dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarının denetimine açık.

Köpeklerin nasıl uyutulduğuna dair de araştırmalar yaptım fakat burada yazmaya gönlüm el vermedi.

Bu sokaktaki başıboş hayvanlar hakkkındaki düşünceme gelince;

Vicdan sahibi bir insan olarak elbette ki hayvanların yaşam hakkına saygı duymamız gerektiğini düşünüyorum. Hele ki bizim elimizle evcilleştirilen köpeklere ve şehir hayatına adapte olan kedilere sahip çıkmak zorunyadız diyorum. Çünkü bu canlıların doğal yaşamda bizim desteğimiz olmadan hayatta kalmaları mümkün değil. Ama köpeklerle özellikle kentlerde birlikte yaşamakta zorluklar yaşıyoruz. Başıboş köpekler sürü sayısına ulaştıklarında içgüdüsel olarak tehlikeli hale geliyor. Son dönemde başıboş köpekler tarafından öldürülen ya da ağır yaralanan insan sayısı hiç de az değil.

Bu nedenle bana göre çözüm köpeklerin veteriner kontrolünde, gıdaya erişiminin olduğu barınaklarda yaşamalı. Türkiye'deki barınaklar sivil toplum kuruluşlarının denetimine açık hale getirilmeli, belediyeler tarafından barınaklar için ayrılan bütçeler artırılmalı, barınaktan hayvan sahiplenmeyi teşvik için mama ve sağlık desteği verilmeli.

Bunlar yapılırsa hepimiz musmutlu oluruz.

Son olarak; kapınızın önüne bir kap su koyun ve o suyu hergün tazeleyin...    

 

Diğer Yazılar