Ya 1895'te Doğsaydın? 

 

Bir zamanlar, 1895 yılında, Almanya'nın dalgaları yeşil buğday tarlalarıyla kaplı küçük bir köyünde, senin hikayen başlar. Köyün sakin hayatı, endüstriyel devrimin getirdiği yeniliklerin etkisi altında yavaş yavaş değişmeye başlar. Çocukluğun, tarla işleri, geleneksel bayramlar ve köy meydanında oynadığın oyunlarla geçer. Ancak dünya dışarıda, fırtınaların habercisi sessizliğe bürünmüş, büyük bir değişimin eşiğindedir.

1914 yılı geldiğinde, artık genç bir delikanlısın. Avrupa, büyük bir savaşın pençesine düşer. Birinci Dünya Savaşı, tüm gençliğini, umutlarını ve hayallerini yutar. Savaşın acımasız gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalırsın. Cephede gördüğün korkunçluklar, ömür boyu sürecek izler bırakır senin ve akranlarının üzerinde. Evine döndüğünde, artık bambaşka bir insansındır; savaş, senin masumiyetini ve gençliğini çalmıştır.

1920'lerin başı, Almanya için zorlu bir dönemeçtir. Versay Antlaşması'nın ağır şartları altında, ülken ekonomik ve siyasi bir çıkmaza sürüklenir. Bu dönemde, işsizlik ve enflasyon senin gibi gençlerin hayatını allak bullak eder. Belki de bir fabrikada, uzun saatler boyunca az bir ücret karşılığında çalışırsın. Geceleri, toplumun giderek artan huzursuzluğunu ve umutsuzluğunu hissedersin.

1933'te, Adolf Hitler'in iktidara yükselişiyle, Almanya'nın kaderi tümden değişir. Nazi rejiminin yükselişi, senin, ailenin ve arkadaşlarının hayatını derinden etkiler. Yahudi komşuların ve arkadaşların üzerindeki baskıyı gözler önüne serer. Korku, şüphe ve zulüm, günlük yaşamın bir parçası haline gelir.

1939'da İkinci Dünya Savaşı patlak verir ve bu kez, savaşın acıları daha da şiddetlidir. Şehirlerin bombalanması, ailelerin parçalanması ve sürekli bir hayatta kalma mücadelesi... Savaşın sonunda, Almanya yıkıma uğramış, tükenmiş ve bölünmüş bir halde kalır. Sen de, bu yıkımın içinde, hayatta kalmaya çalışan milyonlarca insan arasında yer alırsın.

Savaş sonrası yıllar, Almanya için yeniden yapılanma ve iyileşme sürecidir. Batı Almanya, Marshall Planı sayesinde ekonomik olarak toparlanmaya başlar. Ancak ülkenin doğusu, Soğuk Savaş'ın Demir Perde'sinin ardında kalır. Ailenin ve arkadaşlarının bir kısmı Doğu'da, sen ise Batı'dasın. İki Almanya arasındaki bu bölünme, sadece siyasi bir gerçek değil, aynı zamanda senin için derin kişisel bir yaradır.

1955'e geldiğinde, yaşlı bir adam olarak düşünürsün: Bir yüzyıl boyunca iki dünya savaşı, ekonomik çöküşler, politik dönüşümler yaşadın. Hayatın, tarihin en sancılı dönemlerinin bir yansıması oldu. Ama aynı zamanda, insan ruhunun direncini, umudu ve dayanıklılığını da gösterdi. Sen, bir yüzyılın tanığısın.

“Her şey bizim döneme denk geldi” derken bir daha düşün!

Diğer Yazılar