YETTİ GARİ BU SICAKLAR!

Günlerden Temmuz. Denizli’de hava değil, fön makinesi! Bağbaşı yokuşunu tırmanan bir vatandaş buharlaşıp ortadan kayboldu deseler, inanacağım. Hava o kadar sıcak ki, Çınar'da güvercinler gölge için ATM sırasına girmiş.

Eskiden Temmuz gelince “Yaylaya kaçsak mı?” diye düşünürdük. Şimdi yayla bile “Ben de sıcağım, napayım” der gibi bakıyor. Özellikle Çamlık’a yürüyüşe çıkanlar, gölge buldu mu yere çöküp dua ediyor: “Allah’ım bir damla rüzgâr ver!”

Bakın, bu sadece “hava sıcaklığı” meselesi değil. Bu, göz göre göre gelen küresel ısınmanın Denizli’ye uğramış versiyonu. Hani televizyonlarda hep kutuplar eriyor, penguenler üzülüyor diye gösterirlerdi ya... Vallahi şimdi biz üzülüyoruz. Şehirde kliması olmayanın dramını ancak içinde yaşayan bilir. Kliması olanlar da “Elektrik faturası mı daha yakıcı, hava mı?” diye kara kara düşünüyor.

Yahu arkadaş, musluktan deniz aksa bu kadar su harcanmaz! Unutmayalım: Su bitiyor. Evet, o hep “musluğu açınca gelen şey” artık bitme noktasında. Küresel ısınma, susuzluk ve plansız tüketim birleşince, yakında sadece klimayla değil, çeşmeyle de vedalaşacağız.

Gelin bu yaz birlikte bir şey yapalım.

- Duş süresini kısaltalım.

- Hortumu bağlayıp cadde yıkama sevdasından vazgeçelim.

- Bahçeleri sabah erken ya da akşam geç sulayalım, buharlaşmasın.

- Bulaşık makinesini tam dolmadan çalıştırmayalım.

Hem su tasarrufu yaparız hem de geleceğe bir yudum serinlik bırakırız. Yoksa bu gidişle “Küresel Isınma” değil, “Küresel Kavurma” diyeceğiz.

Denizli’deki sıcaklara alıştık da, dünyanın bize bu kadar ısınmasına hâlâ alışamadık.

Yetti gari bu sıcaklar!

Ama unutma, buharlaşan sadece su değil... Gelecek de buhar oluyor.

Diğer Yazılar