BİR KÜLTÜRÜN DÜNYAYA YAYILMIŞ YANSIMASI DENİZLİ AĞAÇ MEZAR BAŞLIKLARI

Binlerce yıllık Türk tarihi, büyük bir kültürü de günümüze kadar taşımıştır. Türkler tarih boyunca farklı coğrafyalarda yaşamış, inanç, gelenek ve görenekleriyle diğer milletlere örnek olmuşlardır. Türk folklorik araştırmalarında, hikayelerinde ve efsanelerinde ağaç önemli bir yer tutar. Ağaç ve ağaç çeşitleri, özellikle kayın, çınar, çam, servi gibi türler, en büyük ve ulu ağaç kategorisine dahil edilmiş ve Tanrı'ya ulaşmada bir araç olarak görülmüştür.

 

 

Zamanla ağaç ile insan arasındaki ilişki mistik bir yapıya bürünmüştür. Semavi dinlerde ve Gök Tengri inanç sisteminin temelinde ağaç yer alır. Türk kültüründe ağaç kutsal kabul edilmiş ve özel günlerde Tanrı'ya dilekler sunulmuş, kurbanlar kesilmiş ve dini törenler gerçekleştirilmiştir.

Ağaç, insanoğlu için zaman zaman barınak, zaman zaman da meyvesi ile beslendiği önemli bir kaynak olmuştur. Bu ilişki zamanla barınma ve beslenmenin ötesine geçerek mistik bir saygı ve hayranlığa dönüşmüştür. Bu saygının sonucunda ilk yaratılan canlının ağaç olduğu düşüncesi hakim olmaya başlamış ve Türk kültüründe "Ağaç Kültü" oluşmuştur.

 

 

İşte bu ağaç kültürü ışığında, Denizli'nin bazı bölgelerinde gördüğümüz ağaç mezar başlıklarını ele almak istiyorum. Bu kültür, Sibirya'nın Tayga ormanlarından Göbi çölüne, oradan Türkmenistan'a, Anadolu'ya, Macaristan'ın Sekel bölgesine ve hatta Finlandiya'ya uzanan geniş bir coğrafyada belirginleşir. Aynı şekil, aynı tamga, aynı kullanım amacı ve aynı ağaç türünün seçimi bize derin köklerimizi araştırmaya yönlendiriyor.

Özellikle Denizli'nin Çameli bölgesinde başlayan ağaç mezar başlığı kültürü, Çardak-Bozkurt rotası üzerinden İnceler, Gemiş, Akpınar, Baklan ve Boğaziçi rotasında son bulur. Bu bölgelerde yapılan ağaç mezar başlıklarında genellikle Türkler tarafından kutsal sayılan ardıç ağacı kullanılır. Ardıç, tüm Türk dünyasında sevilen ve saygı duyulan bir ağaçtır. Ardıç, ateşle yapılan temizliği ve aynı zamanda kötü ruhların kovulmasını sembolize eder.

 

 

Eski bilgiler ışığında yukarıda belirttiğim bölgelerde kullanılan ağaç mezar başlıklarına bakacak olursak, Denizli bölgesinde eski Türk inanç ve kültürünün yakın döneme kadar canlı bir şekilde yaşadığını ve yaşatıldığını söyleyebiliriz.

Bu mezar başlıkları gelişigüzel şekilde değil, hepsi farklı motifler ve şekillerle yapılmakta ve mezarın başına kalıcı olarak dikilmektedir.

Denizli ardıç mezar başlıklarında Tengri tamgası ve Türklerin eski inancı olan Gök Tengri inancından kalma öbür dünya anlayışının yansımasını açıkça görebiliriz. Yine bu başlıklara bakıldığında iddia edebiliriz ki Denizli ardıç mezar başlıklarının bize kazandırdığı diğer bir veri, dünya üzerindeki diğer Türk soylu halklarla Denizli coğrafyasında yaşayan insanlarımızın kan, inanç ve kültür bağını sembolize etmesi ve ispat etmesidir.

 

 

Bu bağlarımızın en başında, bu başlıkların yapılmaya devam ettiği Türkmenistan'ın Nohur eyaleti gelir. Diğer nokta Macaristan'da Sekel Kuman Türkleri'dir. Bir diğeri ise Finlandiya'nın Rusya sınır bölgesinde yaşayan Türk soylu halklardır. Buralardaki mezar başlıkları, Denizli coğrafyasındaki ardıç mezar başlıkları ile bire bir aynı olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak, derin köklerimizle kan bağı ve kültür bağı taşıdığımız diğer Türk halklarıyla kültür bağımızı sağlayan bu başlıkların, son yıllarda kültüründe artık devam etmemesi ve bölgede yaşayan halk tarafından değeri bilinmemesiyle, her yıl mezarlıklarda yaşanan ot yangını ve ağaçların doğanın etkisiyle çürüyüp yok olması sonucu, kaybolmaya yüz tutmuştur. Bu kültür mirasının gelecek kuşaklara aktarılması için acilen bir çalışma başlatılarak, başlıkların geride kalanları toplanıp önümüzdeki yıllarda Denizli'de açılacak olan bir müzede sergilenmesi ve korunması gerekmektedir. Bu anlamda yapılacak bir çalışmaya bizler gönüllü olarak destek vermeye her zaman hazırız. Unutmamalıyız ki bunlar, bu topraklardaki tapu senetlerimiz ve derin, eskiye dayanan bağlarımızdır.

Dünyadan örnekler şu şekilde;

 

 

 

 

 

 


 

Diğer Yazılar